BÖLÜM 8 " HAVALI "

197 12 4
                                    

Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Takipte kalın lütfen :)

Bir bar'ın önünde durduğumuz da ona baktım. Burada ne işimiz vardı. Hiç bir şey demeden arabadan indi. Kapımı sertçe açıp yine kolumdan çekiştirmeye başladı.

" Yürümeyi biliyorum ! Kolumu bırakabilirsin ! " diye tersledim. Bana anlamsızca bakıp kolumu bıraktı. Yanından yürümeye devam ettim. Bar'ın önüne geldiğimizde kapıda duran görevli,

" Hoşgeldiniz Berkin Bey buyrun sizi içeriye alalım. Bu küçük hanım kim ? "

" Garson parçası. " diye cevap verdi. Ona ateş saçan gözlerle baktığım da aldırmayıp içeriye girdi. Bende hemen peşinden gittim. Sanırım anlamıştım kim olduğunu. Çok havalıydı gerçekten. Ünlü bir iş adamının oğlu olduğu kesindi ve çoğu mekanların onlara ait olduğunu anlamıştım. Arkadan onu süzdüğüm de siyah pantolon bacaklarını tam saran bir dar paça ve üstten yine her zamanki gibi deri ceket giymişti.

Barda olmayan şey yoktu. Kız ve erkek yiyişiyorlardı . Bi insan neden burada takılır ki. Pardon unutmuşum Berkin hayvanın tekiydi... Biyere oturduğunu gördüğüm de neden hala onun peşindeydim diye sordum kendi kendime. Yanına yaklaşıp,

" Gitsem iyi olacak. " dedim. Bana ters ters bakıp.

" Otur şurada ben git demeden gidemezsin. Hem tek gidersen seni burada iki dakikada yerler. " diye umursamazca konuştu. Beni güzel buluyor muydu acaba ? O yüzden mi böyle bir şey söylemişti. Ahh İzel kendine gel !

" O zaman beni nerden aldıysan oraya götür hemen ! " dedim. Beni takmıyordu bile. Elini cebine attığında sigara paketini çıkarttı. İçinden bir tane alıp ağzına götürdü. Paketi bana doğru uzattığın da kararsız kalsam da onun inadına bende aldım. Bana şaşkınca bakıp ağzımdaki sigarayı yaktı. Bir an boğazıma duman gittiğin de öksürmeye başladım. İğrenç bir şeydi bu.

" Bana artistlik olsun diye aldığını biliyorum. " diyip sırıttı.

" Alakası bile yok sana öyle gelmiştir. " diye savundum kendimi.

" Hıhı. " diyerek alayla güldü. Gitmek istiyordum artık. Sigara elimden ânice düştüğünde Berkin'in koluna geldi. Acıyla inlediğinde,

" Ne yapıyorsun seni gerizekalı, kolumu yaktın ! Hemen defol git burdan ! " diye çıkıştığında, özür dileyerek yanından hızla uzaklaştım. Neden tüm erkekler bana bakıyordu. Berkin'in dediği şey bir anda aklıma gelince ürktüm. Hızlı hızlı yürümeye devam ettim. Dış kapıya geldiğimde rahat bir nefes almıştım. Şimdi nasıl taksi bulucaktım ben. Yavaş yavaş ilerlediğim de karşıma iki adam çıktı. Tip tip bakıyorlardı. Hızla onları geçtim. Arkama baktığımda peşimden geliyorlardı. Adımlarımı daha da hızlandırdım. Korkuyordum. Hepsi Berkin ukalası yüzünden.

" Kaçma güzelim sadece sohbet edicez. " diyerek sırıttı arkamdaki bir kişi. Bana çok yaklaşmışlardı. Koşmaya karar verdiğim de ayaklarım popoma vurana kadar koştum. Başımı geriye çevirdiğim de onlarda koşmaya başlamıştı. Geriye bakmaya devam ederken bir anda sarsılarak bir kişiye çarptım. Berkin..

" Berkin yardım et lütfen. " diyip arkasına geçtim. Berkin hiç kıpırdamıyordu. Adamlar onu gördüğünde yavaşladılar. O kadar mı korkuyorlardı ondan.

" Abi biz bilmiyorduk. " dediler acınırcasına. Berkin sinirli bakışlarını onların üstünde olduğunu tahmin edebiliyordum.

" Basın gidin lan burdan, sizi bir daha burda görmicem ! Anladınız mı ? " adamlar sessizce durunca Berkin yanlarına yaklaşarak ikisininde yakasından tuttu.

" Anladınız mı dedim lan ! "

" Anladık abi. " dediler kısık sesle.

" Şimdi cehennemin dibine defolun ! " diye bağırdı yakalarını bırakarak. Adamlar hızla uzaklaştılar. Berkin'e dönüp,

" Teşekkür ederim Berkin. " dedim utanırcasına.


" Ben sana defol dediğimde neden gerçekten defoluyorsun ! " diye kükredi.

" Neden defol miyim ? Senin yanında mı otursaydım hala yüzsüzce. "

" Gerekirse evet ! Şimdi araba yürü ben bırakırım evine seni. "

" Gerek yok ben tek gidebilirim. "

" Bok gidersin. Ben bırakıcam dedim yürü ! " dedi itiraz istemezcesine. Yavaşca arabaya ilerlemeye başladım. Arabanın kilitini açtığında ön koltuğa bindim. Hala sessizdik. Motoru çalıştırdığında, " Evim nerde diye sormadan mı gidiceksin ? "

" Evini biliyorum zaten. " dedi bilmiş tavırla.

" Nerden biliyorsun, beni mi takip ediyorsun sen ? " dedim göz ucuyla ona bakarken.

" O kadar taş gibi kızlar varken gelip seni mi takip edicem. Mantıklı konuşamıyorsun. "

" Sen bana çirkin mi demek istedin ben mi yanlış anladım ? " dedim sinirle.

" Ne anladıysan güzelim. " diyerek sırıttı. Ben güzeldim bi kere gözlerimi çok seviyordum zaten kirpiklerimin uzunluğuna da bayılıyordum. Siyah saçlarım hafif belime kadar geliyorlardı. Fiziğim oldukça güzeldi zaten. Herkes beğeniyordu açıkcası. Berkin kendine baksın önce dicem de çocuk havalı, karizmatik, tatlı, sert herşey vardı onda hele ki yeşil gözleri bana bakınca heyecanlandırıyordu beni. Vücudu kaslıydı baklavaları vardı. Dar tşört giyiyor ordan biliyorum. Vazgeçilmezi sanırım. Düşüncelere dalarken koltukta mayışmıştım. Arabanın durduğunu hissettiğimde gözlerim hala kapalıydı. Sadece ne yapacağını merak ediyordum gerçekten. Kapısının kapandığını duydum ardında benim kapımın açılış sesini. Hafifçe bana eğilip,

" İzel uyan eve geldik. " gözlerimi hafif aralayıp ona baktım. Bu ne biçim kaldırıştı böyle... Kalmaya çalıştım. Uykum vardı. Arabadan inince,

" İyi geceler, bir daha benimle uğraşmaman gerektiğini de anlamışsındır ufaklık. " diyerek arabaya binip motoru çalıştırdı. Arkasından mal gibi bakakalmıştım. Yavaş yavaş eve ilerledim. Bakalım yarın neler olacaktı...






VAZGEÇTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin