Selam canlarım ben geldim sizi daha fazla bekletmek istemiyorum. İYİ OKUMALAR!
*
ELİS'İN AĞZINDAN
Gözlerimi açtığımda başımdaki ağrı ile yüzümü buruşturdum. Daha sonra belime sarılı olan ellere baktım. Arkamı döndüğümde kaşları çatık bir Kuzeyle karşılaştım. Memnun bir şekilde gülümseyip üzerine çıktım. Daha sonra yanağından öptüm. Uyanmayınca alnını, burnunu ve dudağını öptüm en sonunda gülerek uyandı.
"Günaydın sevgilim." Dedim ve sevecen bir şekilde gülümsedim.
"Imm bundan sonra her zaman böyle yapacağım. Ne güzel heryerimi öptün." Dedi ve kahkaha attı. Gülerken kısılan gözlerine baktım.
"Yaaa Kuzey. Ne kadarda kötüsün." Dedim ve ellerimi yumruk yapıp ufak ufak göğsüne vurdum. Ellerimi yakalayıp alnımda birleştirdi. Öpüşmek için ikimizde yaklaşıyorduk ki dudaklarımızın arasında 2 santim kala başını yana çevirdi bu sayede yanağını öpmüş oldum.
Bozuntuya vermemeye çalışarak gülümsedim. "Aşkım nikah tarihi için öğleden sonra evden çıkalım ne dersin?"
Biraz düşündü. Dalmış gibiydi. Daha sonra başını sallayıp ağzını araladı. "Hayır sarı papatyam sana süpriz yapmak istiyorum. Bu işi bana bırak."
Otuz iki diş gülümseyip olumlu anlamda başımı salladım.
"Bugünü bana bırak. Seni süpriz birkaç yere götüreceğim. Hadi kahvaltıya inelim." Tekrar gülümseyip üzerinden kalktım. Üzerimdeki pijamalara aldırış etmedim. El ele paytak paytak merdivenlerden indik ve mutfağa girdik.
**
Arabadan indiğimizde geldiğimiz yere bir göz gezdirdim. İki Katlı bir evdi ve kocaman bahçesi vardı. Kuzey'in yanına gideceğim sırada "Elis ablaaa." Diye bağıran minik bir kız çocuğu yanıma geldi ve bacaklarıma sarıldı. Kuzey'e şaşkın bir biçimde bakarken Kuzey kızı aldı ve yanımdan uzaklaştırdı. Yaklaşık 10 dk sonra tekrar yanıma geldi.
"Buda neydi şimdi? Beni nereden tanıyor?" Dedim ve Kuzey'in elini tuttum.
"Bilmiyorum sarı papatyam neyse kapat konuyu gel hadi." Elimden tutup beni çekiştirmeye başladı. Niye konuyu kapatmıştı ki? Kesin benden birşey saklıyordu. Umursamamaya çalışarak sürüklemesine izin verdim.
"Bak aşkım burayı hatırladın mı? Tanıdık geliyor mu sana?" Sorduğu soruyla afallamıştım.
"Kuzey şaka mı yapıyorsun buraya ilk kez geldim. Tabiki hiçbişey hatırlamıyorum." Kuzey'in yüzü düştü ve birşeyler mırıldanıp tekrar elimi tuttu. Ne oluyordu böyle? Kesin benden birşeyler saklıyordu çünkü bu çok belliydi.
ÇAĞAN'IN (KUZEY) AĞZINDAN
Burayı hatırlamamıştı. Burda saklambaç oynamıştık ve onu yanağından öpüp, sarılıp döndürmüştüm. Çağla'yıda hatırlamamıştı. Yüzüm yine düşmüştü. Yarında başka bir yere götürürüm diyerek elinden tuttum ve arabaya bindirdim.
"Şimdi nereye gidiyoruz sevgilim?" Sorduğu soruyla iç savaşımı bitirdim ve gülümseyerek ona döndüm.
"Alışveriş merkezine sarı papatyam. Sana kıyafet alalım hem." Gülümsedi ve başını salladı. Bu kız Elis olamazdı. Elis inatçı, hırslı bir kızdı. Kuzey denen herifin yanında kedi yavrusu kadar savunmasız ve sakin oluyordu. Demek onu bu kadar çok seviyordu.
Alışveriş merkezine geldiğimizde onu hep alışveriş yaptığı mazaya getirdim. H&M'ye. Etrafa bir göz attı ve bana döndü. "Burası harika ilk kez geliyorum ve bundan sonra hep geleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkekler Lisesi
Fiksi RemajaBir ikiz kızların erkekler lisesine düşmesiyle başlıyor herşey... Iyi Okumalar :)