Multimedya :Ayşin
Gözlerimi açtığımda yine kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.Çünkü yine aynı kabusu görmüştüm.Babamı bir araba çarpıyodu ben yanına koşarak gidiyordum ve kanlar içerisinde ki babam bana gülümsüyordu.Tam on yıldır aynı rüyayı görüyordum.Babam on yıl önce trafik kazasında hayatını kaybetti.Babam öldükten sonra ikiz kardeşim Aysu ve annemle birlikte bu koca şehirde yalnız kalmıştık.Babam ölmeden önce bir şirketimiz vardı ve yeterince zengindik.Ama babam öldükten sonra nedenini anlayamadığımız bir şekilde şirketimiz battı ve biz çok zor durumda kaldık.Annem bir işe girip kardeşim ve benim ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyordu ama bu iş yüzünden çok yorulduğunu görebiliyordum hatta defalarca okulu bırakıp bende bir işe girmek istedim ama annem kesin bir şekilde buna karşı çıktı.Çünkü o, ikimizin de okuyup iyi bir yerlere gelmemizi istiyordu.Gerçekten anneme minettardım.Çünkü o bize hem annelik hem de babalık yapıyordu çok fedakardı ama ben ve Aysu onun bu uğraşlarını boşa cıkarmayacağız.Bunun için birbirimize söz verdik.
Düşüncelerin arasından sıyrılıp elimdeki peçete ile alnımı sildim.Komidinin üzerinde duran su bardağına uzanip bir
yudum su aldıktan sonra saate baktım.Saat epeyi geç olmuştu. Ayağa kaltım ve perdeleri açtım.Bugün hava çok güzeldi pencereyi açıp derin bir nefes alarak çiğerlerimi temiz hava ile buluştururken kapı açıldı ve içeriye ikizim Aysu girdi
"Off yine benden önce uyanmışsın yaa"
dedi somurtarak.
"Sanada günaydın Aysu"dedim her kelimeye vurgu yaparak.
"Günaydın Ayşin"
Genelde ikizlerin hep ayni karekter ve fiziksel özelliklere sahip oldukları düşüncesi hakimdir insanlar üzerinde ama biz Aysu'yla çok farklıydık.Çift yumurta ikiziydik ve birbirimize fazla benzemiyorduk.Belkide sadece göz rengimiz ve saç rengimiz benziyordu.Karakter olarakta çok farklıydık.O bütün duygularını kolayca dışına vurabiliyordu.Ama ben öyle değildim.Herşeyi içimde yaşardım.O bana göre fazlasıyla umursamazdı.Sanki pembe bir gözlük takmış hayatı onun arkasından izliyordu.Hiçbirşeyi dert etmemesi beni çok şaşırtıyordu.Sanırım hayatın gerçeklerini ondan daha çabuk görmeye başlamıştım.
Annemin bizi çağırması üzerine mutfaktan gelen güzel kokuları takip ederek sonunda mutfağa ulaştık
"Oo annem döktürmüşsün yine" diyerek ikimizde aynı anda yanağına öpücük kondurduk.Annemde tebessüm ederek portakal sularımızı masaya bıraktı.Annemin yüzünde gergin bir ifade vardı.Sanki bize birşey söylemek istiyor ama söylemiyormuş gibiydi.Biraz bekledikten sonra dayanamadım ve sordum
"Anne bir sorun mu var?""Çocuklar bunu nasıl söyleceğim bilmiyorum ama İstanbul'a taşınacağız"
"Peki ama neden biz İzmir'de gayet mutluyuz"dedi Aysu puflayarak.
" Bakın on yıldır sizi elimden geldiğince iyi şartlarda yetistirmeye çalıştım ama yinede size çok iyi bir hayat yaşatamadim.Şimdi bu zorlu hayatta bana yardım edebilecek biriyle tanıştım.Ve eminim ki sizde burada yaşadığızdan çok daha iyi bir hayat yaşayacaksınız"
Aysunun gözünden bir damla yaş aktı ama kelimeler boğazında düğümlenircesine konuşmadı.Bir başkasına asla baba demiyecektim benim zaten bir babam vardı.Ama diğer yandan annem o adamdan bahsederken gözlerinin içi gülüyordu.Onu ilk kez böyle görmüştüm.Şimdiye kadar bizim için hep en iyisini yapmaya çalışmış ve bizi herşeyden önde tutmuştu.Şimdi fedakarlık sırası bizdeydi.Evet bu şehri bırakıp gitmek çok zordu.Biran Ozan'ı bir daha görememe düşüncesi boğazımda kocaman bir yumru oluşturdu.O benim ilk ve tek aşkımdı.Onu bırakıp nasıl gidecektim ki?
Ya Emel İzmir'deki tek arkadaşım onu nasıl bırakacağım.Zaten kolay kolay arkadaşlık kurabilen birisi değildim bu yüzden çevremde sadece Ozan ve Emel vardı.Sanırım Aysu'nun işi bana göre daha zordu.Onun bir sürü arkadaşı vardi gerçekten hepsini çok seviyordu.Ama annemiz icin bunu yapacaktik.Aysu ile göz kontağı kurduktan sonra ayağa kalktık ve anneme sarıldık."Eğer gerçekten mutlu olacaksan biz senin yanındayız"dedim daha da sıkı sarılarak anneme.Aysu'da benim dediklerimi onaylarcasına başını sağladı
"Benim canım kızlarım iyi ki sizi doğurmuşum" dedi gülümseyerek.
..........
Aradan iki gün geçmişti ve bizim hazırlıklarımız tamamen bitmişti.Geçen sürede hem hazırlanmış hem de evleneceği adamla yani üvey babamızla ilgili soru yağmuruna tutmuştuk annemi.Gerçekten çok sabırlıydi her sorumuza bıkmadan usanmadan cevap veriyordu.Üvey babamızın son derece ünlü iş adamı Haldun Teksoy olduğunu öğrendiğimizde Aysu ile bir saat kendimize gelememiştik.Teksoy Holding'in sahibi üvey babamiz olacaktı.Kulağa çok ilginç geliyordu.Annemle de iş gezisi için İzmir'e geldiği sırada tanışmışlar.Bir de oğlu varmış.
Pek sanmıyorum ama umarım iyi anlaşırız.Bir erkek kardeş fikri fena sayılmazdı aslında.Ama bu düşüncem biraz saçma galiba sonuçta o bizim öz kardeşimiz değil.Hem daha nasıl biri olduğunu bile bilmiyoruz.İçeriye hızla giren Aysu'ya baktim."Biz hazırız Ayşin.Eğer sende hazırsan çıkalım artık otobüsü kaçırabiliriz"dedi durgun bir surat ifadesiyle.Çok üzgün gözüküyordu.
"İyi misin Aysu" dedim.Her ne kadar sorunun saçma olduğunu bilsemde.Tabii ki de iyi değildi.
"Arkadaşlarımla yüz yüze vedalaşmaya bile fırsatım olmadi sadece basit bir mesajla vedalaştım.En azından onlara doya doya sarılmak isterdim"dedi derin bir iç çekerek.
"Biliyorum bu çok üzücü bende Ozan'ı son kez görmek isterdim ama böylesi bizim için daha kolay olacak.Çünkü onları gördüğümüz zaman daha da zor ayrılacağız.Hem İstanbul'a yerlestikten sonra bir gün gelir yüz yüze vedalaşırız" dedim gülümseyerek.
"Gerçekten mi" diyerek boynuma sarıldı.Bazen gerçekten küçük bir çocuk oluyordu.Ama ben onun bu halini çok seviyordum.Belki de kavga etmediğimiz nadir anlardandı.Otobüs terminaline geldiğimizde son kez dönüp dönüp İzmir'e baktim.Benim için özel ve değerli olan herşeye Mavi Ay derdim ve İzmir benim Mavi Ay'ımdı.Mavi rengi her ne kadar erkek rengi olarak benimseselerde benim en sevdiğim renkti çünkü bütün masum şeylerin temsilcisiydi.Deniz ve hava gibi ve ayrıca ay da gecenin karanlığında ki aydınlığı temsil ediyordu.
Sanki nefes alırken ciğerlerime birşeyler batıyordu ve birdaha asla ordan çıkmak istemiyormuş hissi veriyodu.Otobüsün camından bir kez daha baktım İzmir'e Her saniye kıymetliydi benim için.Ve en sonunda kortuğum an geldi ve otobüs hakeret etmeye başladı.Hayatımın bütün güzel anıları bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başladı.Elveda İzmir.Elveda biricik aşkım ve elveda canım babam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ AY
ChickLitDoğup büyüduğüm bu şehre tekrar dönüp baktım.İçimde tarif edilemez bir duygu vardı.Sanki fırtınalar kopuyor ve etkisiyle bütün sevdiklerimi elimden alıyordu.Okulumu,arkadaşlarımı,aşkımı, çocukluğumu ve en önemlisi canım babamı... Ama İstanbul'un ben...