2-Üvey Kardeş

72 2 0
                                    

Multimedya :Timuçin

Otobüsün camina vuran yağmur sesleriyle birlikte irkilerek uyandım.Yine aynı kabusu görmüştüm.Ama bu sefer ki biraz farklıydı.Babam tam araba çarpacağı sırada kurtulmuş ve seslenmeme rağmen arkasına bile bakmadan uzaklaşmıştı.Bu çok ilginçti çünkü ilk kez farklı bir rüya görmüştüm.Yoksa babam onu terk ettiğimiz için bize küsmüş müydü?
Yo hayır babam bize asla küsmezdi hem biz onu terk etmemistik.Sık sık ziyaretine gidecektik.Belki de psikolojik olarak gördüğüm bir rüyaydı sadece.Dışarıya biraz göz gezdirdiğimde İstanbul'a gelmiş olduğumuzu fark ettim.Aysu ve annem uyuyorlardı.Belki de aramızda en az zorlanacak kişi annemdi.Babamla evlenmeden önce ikisi de İstanbul'da yaşıyormus.Dedem Kemal Aras babamın annemle evlenmesi üzerine babamı evlatlıktan ve mirastan reddetmiş.Bunun üzerine babam annemide alarak İzmir'e gitmiş ve orada şirket kurmuş.Yani çok zengin bir dedem var ama ben onu sadece babamın cenaze töreninde gördüm.Bundan sonra da görmek istemem zaten.Çünkü o bizim varlığımızı asla kabul etmedi.
Az sonra ineceğimiz yere geldik.Annemi ve Aysu'yu zor da olsa uyandirmayı başardım.Otobüsten aşağiya indiğimizde nemli hava suratıma çarptı.Sanki İstanbul'un bizi istemiyor gibi bir hali vardı.Mevsimlerden yaz olmasına rağmen hava bulutlarla kaplıydı ve hafiften fırtına başlamıştı.

"Kimi bekliyoruz anne?" diye sordum merakla bakan gözlerimi çevirerek.

" Haldun şoför gönderecekti kızım onu bekliyoruz" kafası karışık bir şekilde etrafı incelemeye başladı.

"Ne özel şoför mü gelecek bizi almaya" otuz iki dişini gösterek gülmeye başladı Aysu.Sonunda hep istediği hayata kavuşmuştu.Küçüklüğümüzden bu yana
hep zengin olmanın hayalini kurardı.İzmir'i ne kadar da çabuk unutmuştu böyle?Bu hayat bana göre değildi.Bir sürü hizmetçiler,uşaklar,özel şoförler ve bahçıvanlar.Bunlar tutsaklıktan başka birşey değildi.Hep dizilerde ve filmlerde izlediğim bu hayatın içinde yaşayan soğuk insanlardan ibaret. Aynı evde yaşadıkları halde birbirinden bi haber insanlar sadece kahvaltı ve akşam yemeklerinde biraraya gelirler.Bunun dışında herkes kendi halinde takılır.Ama bizim gibi normal insanlar kendi işlerini kendileri yapar.Kahvaltı ve akşam yemekleri hep beraber hazırlanır ve en önemlisi bu küçük ailede herkes birbirinin ne yaptığını bilir.Birlikte başarmanın hazzını yaşar.Bana göre samimiyet işte budur.Umarım Haldun Bey'in köşkü de filmlerde ki gibi değildir.

"Ne kadar zengin hayat meraklısıymışsın Aysu sana inanamıyorum"dedim tıslayarak.

" Sen de ne kadar tepkisizsin insan bir merak eder asıl ben sana inanamıyorum bu kadar soğuk olman cidden çok ilginç"dedi şaşırmış yüz ifadesini kullanarak.

"Benimkisi tepkisizlik değil canım sadece senin gibi zenginlik meraklısı değilim o kadar"

"Kızlar lütfen tartışmayı keser misiniz artık" diyerek aramıza girdi annem.Bu ikimizide susturmaya yetmişti.Karşıdan el sallayarak bize doğru takım elbise giymiş bir adam geliyordu.Muhtemelen bizim için tutulan "özel şoför"bu olmalıydı.
Yanımıza yaklaştı ve anneme;

"Leyla Hanım?"diyerek doğrularcasına soru soran gözlerle baktı.

"Evet benim"

"Merhaba Leyla Hanım benim ismim Erdinç" diyerek elini annemin eline uzattı ve tanışmış oldular.Sağ eliyle arabanın olduğu yeri gösterdi ve ardından onu takip ederek arabaya ulaştık.Otuzlu yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim ve isminin Erdinç olduğunu öğrendiğim bu adam gerçekten fazla güler yüzlüydü.Ya da sadece mesleği gereği böyle davranıyordu.Yol boyunca Aysu'nun ilginç soruları dışında konuşan olmamıştı.İzmir trafiği yoğun olarak bilirdim ama kesinlikle İstanbul kadar yoğun değildi.Sanırım yüruseydik çoktan eve gelmiştik.Yol boyunca kulaklığımı takarak müzik dinledim.Yoksa bu yolculuk benim için hiç bitmeyecekti.İlk alışmam gereken şeyin trafik olduğunu aklımın bir köşesine yazdıktan sonra duran arabadan ilk olarak ben indim.Görmüş olduğum şeyin ev olduğunu idrak edebilmem biraz zaman almıştı.Buraya ev demem hakaret olurdu.Burası resmen saray kadar büyük ve görkemli bir yerdi.Az sonra arabadan inen Aysu'nun tepkisinden sonra endişe ettiğim tek şey açık kalan ağızından içeriye sinek kaçmasıydı.Gerçekten bademciklerine kadar gördüğüme yemin edebilirdim.Kendine gelmesi icin tokat attım.Elini yanağına götürerek ve kaşlarını çatarak;

MAVİ AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin