Multimedya: Ayşin, Timuçin, Aysu
"Ayşin bu halin ne ?Ne oldu kızım sana?
Yüzü endişeli bir hal almıştı.Ah canım annem beni bu hayatta koşulsuz şartsız seven tek insandı."Önemli bir şey değil anne sadece alerjim yüzünden gözlerim biraz şişti.Benim sana söylemem gereken çok önemli birşey var"
Tedirgin bir yüz ifadesiyle"umarım kötü bir durum yoktur"dedi.
Biraz bekledim ve kafamda cümleri toparladıktan sonra" Iım şey aslında Timuçin bizi bu evde istemiyor anne.Dün beni koridorda sıkıştırdı ve İzmir'e geri dönmemiz için tehdit etti.Lütfen anne geri dönelim""Demek Aysu'nun söyledikleri doğruymuş.Bunu senden hiç beklemezdim Ayşin"dedi.Kaşları çatılmıştı.
Duyduklarıma inanamıyordum.Yaptıklarından sonra bir de beni anneme şikayet etmişti hemde benim onun şikayet etmem gerekirken.Türkçe de bunun gibilere hem suçlu hem de güçlü deniliyordu sanırım.
"Ne söyledi Aysu sana"
"Ozan'ı çok özlemişsin ve buradan gitmek için çözümü Timuçin'e iftira atmakta bulmuşsun.Bu konu da Aysu'dan da yardım istemişsin ama benim mutluluğumu çok önemsediği için gelip onlanları bana anlatti.Ama en çok şaşırdığım konu bunu Aysu'nun değil de senin yapmış olman.Sen her zaman daha olgun ve aklı başında bir kızdın.Beni hayal kırıklığına uğrattın Ayşin"
Aysu beni ikinci kez sırtımdan vurmuş oldu.Bir gün içinde birbirimizden nefret eden düşman haline gelmiştik.Üstelik onun yüzünden güvendiğim tek dağda karlar altında kalmıştı.Çırpındıkça en dibe batıyordum ve bunda ikiz kardeşim en büyük rolü oynuyordu.Artık karşımda bir değil iki düşmanım vardı.İçinde ki şeytanı geç de olsa dışarıya çıkarmıştı.Ama en kötüsü de doğru olan şeyi kimseye kanıtlayamamamdı.Bu beni parçalara ayırıp tuzla buz ediyordu.
"Ama anne yemin ede.."sözümü bitirmeme izin vermemişti.
"İtiraz istemiyorum Ayşin.Yarın saat bir de nikahımız var ve biraz sonra alışverişe çıkacağız.Eğer beni birazcık olsun seviyorsan mutlu olmama izin ver kızım"
Tabii ki de annemi herşeyden çok seviyordum ve onun mutlu olması için buna boyun eğecektim.Hem düşündüğüm zaman dönmek istemem çok bencilce bir düşünceydi.Burada kalıp Timuçin ile baş edebilirdim yani umarım.Tamam anlamında başımı salladım.Gülümsedi ve yanağımı okşadıktan sonra öpücük kondurdu.
"Benim anlayışlı meleğim.Bir saate kadar hazır ol.Yeşim' lerle birlikte alışverişe çıkacağız.Bu arada anlayışın için teşekkür ederim.Senin ve kardeşinin desteği benim için çok önemli"
Yok artık bugün alışveriş zımbırtısı çekecek halde degilim.üstelik Aysu ile aynı ortamda bulunmaya tahammül edebileceğimi hiç sanmıyorum.
"Anne ben gitmesem olmaz mı hem ben dolabımdan giyecek birşeyler bulabilirim yeni elbise almama gerek yok" dediğim de annemin gülen yüzü bir anda düşmüştü"
"Lütfen kırma beni Ayşin.Aysu'da gelecek bizimle birlikte hem İstanbul'u tanımış olursunuz" En büyük sorun Aysu'ydu zaten.Ah sana açıklayabilsem keşke annem ama seni üzmeye hakkım yok biliyorum.
Daha fazla üstelemeyerek "Tamam peki" deyiverdim.Aptal Ayşin hastayım desene yada başka bir bahane uydursana insanlar kıyafetleri olmadığı için mi alışveriş yapar kıvırma konusunda gerçekten berbatım.
Sırıtarak"Çok sevindim Ayşin.Sabah kahvaltıya da inmemiştin istersen önce mutfağa gidip birşeyler atıştır daha sonra hazırlanırsın.Göreceksin bu sana iyi gelecek"dedikten sonra koridorun sonuna dogru yürümeye başladı.Dün akşam yemeğinden sonra hiçbirşey yememiştim ve gerçek anlamda bayılmak üzereydim.Annemin sözünü dinleyerek mutfağa indim.Etrafta hiç kimse yoktu.Galiba yardımcılar izin günlerindeydi.Dolabın kapağını açıp incelemeye başladım.Yiyecek olduklarımı masanın üzerine bıraktım.Portakal suyunu da bardağa koyduktan sonra ağzımın kuruduğunu hissettim.Tezgaha dayanarak suyumu içtikten sonra dün geceden beri olanları düşünmeye başladım.Aysu'nun böyle duşünmesini sağlayacak birşey yapmamıştım ki ben.Onu hiç kıskanmazdım ve takıldığı arkadaşları umrumda bile değildi.Aksine küçüklüğümüzden bu yana hep o beni kıskanmıştı.Hem söylediği gibi o benden daha güzel ve çekiciydi.Ama hiçbirzaman elindekiyle yetinmez hep en güzelini ,en iyisini elde etmek isterdi.Bugüne kadar söylediği ve yaptığı herşeye fazlasıyla iyi niyet göstermiştim zaten.Ama bu sefer artık herşey farklıydı onu asla affetmeyecektim ve yeni bir duruş sergileyerek hiçbir konuda geri adım atmayacaktım.Bugünden itibaren herkes farklı bir Ayşin görecekti.Herkese karşı iyi niyet elçisi olmanın,üstüme fazla gelinmesi halinde hep alttan almanın her tartışmada yüzde yüz haklı olsam bile kendimi suçlamak için sebepler aramanın karşılığında ihanetle ödüllendirilmiştim.Hayat gerçekten çok adilsin.Ama bundan sonra hiçkimseye boyun eğmeyecektim.Haklı olduğum konuyu sonuna kadar savunup insanların benim üzerimde yaptırım gücü uygulamalarına izin vermeyecektim.Özellikle vampir kılıklı psikopat Timuçin'in karşısında asla geri adım atmayacak ve burada kalarak bu savaşı ben kazanacaktım.Bu yaşadıklarım beni yıldırmamış aksine daha güçlü bir insan yapmıştı.Aysu'nun karşısına çıkmaktan da çekinmeyecektim artık.Yaptıklarından utanması gereken kişi oydu. Elimde ki boş su bardağını da tezgaha bıraktıktan sonra arkamı döndüğümde kapının yanında dikelen Timuçin'i görmemle birlikte çığlık atma isteğimi bastırmak için bayağı uğraşmış sonunda galip gelerek tepki vermemeyi başarmıştım.Bu çocuğun psikolojik olarak sorunları olduğuna eminim.Hiçbirşey söylemeden öylece bana bakıyordu.Sakin ol Ayşin karşısında ki dik duruşunu asla bozma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ AY
ChickLitDoğup büyüduğüm bu şehre tekrar dönüp baktım.İçimde tarif edilemez bir duygu vardı.Sanki fırtınalar kopuyor ve etkisiyle bütün sevdiklerimi elimden alıyordu.Okulumu,arkadaşlarımı,aşkımı, çocukluğumu ve en önemlisi canım babamı... Ama İstanbul'un ben...