Nikah memuru şaşırmıs bir şekilde sesin geldiği yöne baktı.Yeşim ise gözlerini fal taşı gibi açarak
"Abi"dedi.Çok kısık bir sesle söylediği için sadece ben duymuştum onu.Bir dakika benim kafam fena halde karıştı.Eğer bu adam Yeşim'in abisi oluyorsa Haldun Amca'nın da kardeşi oluyor.Peki o zaman nikahın kıyılmasına neden engel oluyor ki.
"Sen de kimsin be adam neden kıyılamazmış bu nikah"nikah memuru hem sinirlenmiş hem de şaşırmıştı."Kıyılamaz çünkü biricik abim evleniyor ve kardeşini nikah törenine çağırmıyor"Bütün bunlar olup biterken Vampir kılıklı odun Timuçin bir köşeden sırıtarak izliyordu.Normal birisi olmadığı için diğer insanlar son derece şaşırmış durumdayken o zevk alarak izliyordu.Gerçekler ortaya çıkınca nikah kaldığı yerden devam etti.Meğer nikahı basan adam Haldun Amca'nın Amerika'da yaşayan kardeşi Yaman Teksoy'muş.Teksoy Holding'in Amerika'daki şubesiyle ilgileniyormuş.Nikah biraz aceleye gelince haber vermeyi unutmuş Haldun Amca.En sonunda bütün davetlilerin dağılmasıyla nikah bitmiş oldu.Benim en çok şaşırdığım şey ise Timuçin'in birşey yapmaması oldu.Bu çok ilginçti.Herkesin yüz ifadesinden anladığım kadarıyla bitmiş durumdaydı ve tabiki de bende bitmiştim.Topuklu ayakkabı üzerinde durmak işkence gibi birşeydi.Bence bunu ilk icat edenin amacı kesinlikle insanların canını yakmaktı.Parmak uçlarımı artık hissedemiyordum ve ayağımın altında kabarcıklar oluşmaya başlamıştı.Hemen odama çıkıp üzerimdekilerden kurtuldum.Daha sonra herkes akşam yemeği için salonda toplandı.Yaman Abi çok espirili bir insandı.Yemek boyunca kahkaha atmaktan birşey yiyememiştik. Ama malesef işleri yoğun olduğu için yarın tekrar Amerika'ya dönmek zorundaymış.Ayrıca kısa bir süreliğine yanında Yeşim'ide götürecekti.Buna gerçekten çok üzülmüştüm.Kısa bir sürede en yakın arkadaşım olmayı başarmıştı.Üstelik ben kolay kolay kimseyle arkadaş olamazken.Annemler ise balayı için Antalya'ya gideceklerdi.Yani bu koskoca evde Timuçin,Aysu ve ben tek başımıza kalacaktık.Aysu ile kavga ettiğimiz için konuşmuyorduk.Timuçin'le ise zaten başından beri hiç anlaşamamıştık.Onlar dışında tanıdığım hiç kimse yoktu İstanbul'da.Ayrıca Timuçin'in psikopat hareketleri aklıma gelince birazcık tırsmaya başlamıştım.En iyisi yarın Annemle konuşup bir haftalığına Denizli'ye dedemlerin yanına gitmekti.Hem annemin kendi memleketi olduğu için kesin izin verirdi.Ayrıca dedemleri de çok özlemiştim.Yemek boyunca Aysu yine hiç konuşmamıştı.O,üzüldüğü zamanlar kimseyle konuşmaz kendini hayattan soyutlardı.Acaba kavga ettiğimiz için mi böyle olmuştu?Ama hayır söylediği o kadar şeyden sonra onun üzüleceğini hiç sanmıyordum.Hem beni hiç sevmediği belliydi ama doğru söylemek gerekirse bu halimiz beni derinden etkilemişti.İlk defa onunla bu kadar uzun küs kalmıştık.Ama yaptığı şeyi de unutamıyordum.Her zaman olan diğer rutin şey ise Timuçin'in delici bakışlarının benim üzerimde olmasıydı.Cidden benden bu kadar çok mu nefret ediyordu?
Yeşim sabah erken saatlerde yola çıkmıştı.Vedalaşmamız çok zor olmuştu.İkimiz de birbirimizi bırakmak istemezcesine sarılmıştık.Tamam kısa bir süre sonra dönecekti ama birbirimize çok alışmıştık.Aysu ile ikisi birbirlerini çok sevmemişti.Bunu çok fazla muhabbet etmediklerinden anlayabiliyordum.Odamın kapısı açıldı ve annem içeriye girdi.
"Ah anne gidiyor musunuz?"
"Evet tatlım biraz sonra yola çıkacağız"yavaş adımlarla yaklaştı ve yanıma oturdu.
"Anne ben siz yokken Denizli'ye gitmek istiriyorum.Hem dedemleri görmüş olurum çok özledim onları"
"Git tabii ama kardeşinle ne sorununuz var Allah aşkına"
"Ya hiçbirşey yok her zaman ki kavgalarımız işte"
"Emin misin? siz iki saat bile küs kalamazdınız iki gündür konuşmuyorsunuz.Hem sen Denizli 'ye tek başına gitmek istemezdin Aysu'nun da olmasını isterdin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ AY
ChickLitDoğup büyüduğüm bu şehre tekrar dönüp baktım.İçimde tarif edilemez bir duygu vardı.Sanki fırtınalar kopuyor ve etkisiyle bütün sevdiklerimi elimden alıyordu.Okulumu,arkadaşlarımı,aşkımı, çocukluğumu ve en önemlisi canım babamı... Ama İstanbul'un ben...