VAMPİRLERİN PRENSESİ

Bölüm 11

Mekselinanın gururu oksanmisti. Ve bunun verdigi bir tepki olarak siritmisti. Teyzesi buna karsilik gulumsedi ve ona donerek :
- Bence geceyi burda geciremeyiz ha ne dersin ? Hadi satoya gidelim. Sabah olur olmazda halkinin bir kismiyla tanisirsin. Dedi ve satoya dogru ilerlemeye basladilar. Satoya vardiklarinda Mekselinanin kalbi yerinden firlayacakmis gibi atmaya basladi. O koca kapinin onune geldiklerinde daha da artmisti ve hizlanmisti. Kim bilir belkide iceri girdiklerinde gercekten yerinden firlardi. Kapinin onunde durdular ve kapiyi tiklatti teyzesi. Bir adam kucuk surgulu delikten bakti. Ve kapiyi acti. Ardindan hosgeldiniz efendim diyerek eliyle koridoru gosterdi. Ve ardindan :
- Bu misafirimjzde kim ?
- Bunu sana soylemeyi cok isterdim Ali ama yarin butun herkezle beraber ogrenmen daha makbul olur.
Dedi ve goz kirpti. O adamda teyzesinin bu yanitina karsilik gulumsedi. Merdivenlere gelene kadar eslik etti. Daha sonra ise gorev yerine gecti. Merdivenleri birer birer tirmanmaya basladilar. Cok buyuk bir satoydu. Acaba kac merdiveni vardi ? Mekselina bir kac kat ciktiktan sonra teyzesine nefesler aradinda :
- Daha ne kadar cikacagiz ?
Demesiyle teyzesinin o katta durmasi bir oldu. Gulumsedi ve :
- Iste geldik bu kat simdi sana kalacagin odayi gostereyim.
Dedi ve koridorda ilerlemeye basladi. Tam karsida buyuk bir oda vardi. Odanin ustunde ise altin harflerle yazilmis bir yazi:
Kraliyet Odası
Ve iste tam bu odanin onunde durdular. Teyzesi kapiyi acmaya zorladi. Ancak acilmiyordu. Teyzesi alnina avucunun icyle bir tane gecirdi ve " Ahhh, salak kafam ! Tabi ya ablamin yani annenin olumunden sonra burayi kitledik. Ve anahtarda tam burda..." diyerek yandaki kanatli tuhaf bir yaratik seklindeki biblonun cenesini assagiya dogru cekti. Icinden bir anahtar cikti. Ve kapinin anahtarina dogru yoneldi anahtari takti ve Mekselinaya donerek heyecanli bir yuz ifadesiyle " Hazir misin ?" Dedi. Mekselina onarlaycasina basini assagi yukari dogru salladiginda anahtari delikte cevirdi. Ardindan Mekselina odaya adimini atti. O anda ise kucuk dilini yutmak deyimini kanitlarcasina saskin saskin odaya bakiyordu. Hayretle, saskinlikla ve hayranlikla...
Odada agir agir adimlar atarken elerini odada bulunan esyalarin uzerinde gezdiriyordu. Bicaklar, silahlar, kiyafetler, takilar, gizli silahlar ...
Mekselina durdu ve tam karsida cam fanus icerisinde duran, teyzesinin bugun gordukleri kurtlari öldürmek için kullandigi o kucuk sey yani daha sonra kilic olan seyden bir tane gordu ama daha farkli ve guzeldi. Uzerinde bir elmas vardi. Mekselina o aleti gorunce dayanamadi ve cam fanusu kaldirdi. Kenara koydu; icinden onu aldi ve teyzesine dogru tutarak:
- Bu seninkinden degil mi ?
- Yani, aslinda oyle ama bu farkli bunu sadece annen ve annenin soyundan gelenler yani sen acabilirsin. Ayrica bu benimki yada digerleri gibi degil. Bu bir kurta saplansa kesinlikle ölur. Ayrica bununla onda bir yara biraksan asla iyilestiremez kendini. Cunku bu gümüş.
- Neden sizde bunlardan kullanmiyorsunuz o halde yani bu daha gucluyse ?
- Cunku bunu yanlizca tek bir usta yapabilir kraliyet mensupu ustalari. Cunku normal gumusler paslanabilir, bukulebilir hatta kirilabilir. Ama bu oyle degil nasil oldugunu yani nasil yaptigini bilmiyoruz. Ama merak etme seninde bu ustalarda olucak hatta var ama daha henuz tanismadiniz. Herneyse simdi yatagina yat iyice dinlen. Cunku yarin senin icin buyuk ve yorucu bir gun olacak. Dedi ve odanin kapisini kapatarak cikti. Mekselina ise dolapta bulunan rahat bir esofmani ustune giydi ve yataga girdi. Gercekten yarin buyuk bir gun olacakti...