Düşünüyordum, aslında sanırım tek yapabildiğim buydu. Kelimelerle savaşmaktan başka bir şey yapamaz hale gelmiştim. Yorgunluğumun sebebi fiziki olmaktan çok maneviydi. O kadar yorulmuştum ki artık nefes almak bile acı verir hale gelmişti. Her nefeste pişmanlığım artıyordu. Neden yaşadığımı ve dünyaya gelmekteki amacımı sorguluyordum. Eğer yaşıyorsam bunun bir amacı olmalıydı. Ama ben henüz aklımda beni kemirip duran hiç bir sorunun cevabını bulamamıştım. Kafam gerçekten çok karışıktı.
...
Neden yaşıyordum ?
Benim önemim neydi ?
Kimin umurundaydım ?
Neden içtenlikle gülümseyemiyordum ?
Ne beni mutlu edebilirdi ?
Kim beni sevebilirdi ?
Sevgi neden bu kadar önemliydi ?
Ben insanlardan bu kadar fazla iğrenirken onlar nasıl hayatlarını bu şekilde rahatça yaşayabiliyordu ?
Ben neden mutlu değildim ?
...Derin bir nefes daha aldım sigaramdan sabahın ilk ışıkları gözlerimi acıtarak doğarken. Biraz ara vermem gerekiyordu. Ama nasıl bir tatil beni düşüncelerimden uzaklaştırabilirdi ki ? Koridordan geçerken aynadan kendime baktım. Ne kadar da soluk duruyordu yüzüm. Ben ne zaman bu hale gelmiştim ? Sanırım hayatı tanımaya biraz erken bir yaşta başlamış olabilirim. Diğerleri olarak adlandırdığım genel toplumun kabullenemediği bir çok şeye sahiptim. Dövmelerim, müziğim, hareketlerim, sigaram, fazla olmayan alkolüm, yalnız takılmam, hayal dünyam, piercinglerim, makyajım, kimseye boyun eğmeyen gururum ve inadım sayesinde kendimi diğerlerinden oldukça ayrı bir alana sürüklemiş ve bakışlarının sürekli üzerimde olmasını sağlamıştım. Satanist olarak adlandırdıkları halde hala cahilce "kedi yiyenler" zannettikleri bir lakabım vardı. Umursamıyordum, istediklerini söyleyebilirlerdi çünkü umursamam onlara değer verdiğimi gösterirdi. Ben yalnız da kendime yetebiliyordum. Çünkü bir mazoşist kadar olmasa da yalnızlık ve acının artık kanıma karıştıkça bana haz verdiğini anlamam pek de uzun sürmedi. Eğer acı olmasaydı bugün hala ortada dolanıp erkeklere kıkırdayan ve modanın kölesi olmuş indirim peşinde koşan bir genç kız olabilirdim. Bundan dolayı yaptığım her şeye şükrediyorum. Elbette benim de hatalarım oldu ve eminim ki yaşadığım tüm zaman boyunca da olacak. Fakat yaptıklarımı sorgulayarak bir daha yapmamam gereken şeyleri not alıyorum aklıma. En büyük hatam ne mi ? Güvenmek! Bunun bir hata olduğunu hemde beni bu kadar çok yaralayacağını keşke çok daha önce bilseydim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
Teen Fictionİşte bu, benim hikayem. Güneşle yarışır gibi günün en erken saatlerinde başlayan ve farkına bile varamadığım bir anda sona yaklaştığımı hissettiren ölümün nefesiydi benim hayatım. Koskoca okyanusun ortasında tek kalmış ve zihnime inat son umutlarımı...