üçüncü bölüm

46.5K 163 6
                                    

Hala gözlerime kararsız bir şekilde bakıyordu. Beni reddederse bir daha bu odadan çıkamazdım herhalde. Altından çıktım ve onu sırt üstü yatırdım, bacaklarımı açıp üstüne oturur biçimde durdum ve alt dudağını ele geçirdim. Artık sabretmek istemiyordum, onu istiyordum. Benden 4 yaş büyüktü, ben 8 yaşındayken tanışmıştık ve bana o zaman saçlarıma kızılın çok yakışacağını söylemişti. Oda çok büyük değildi halbuki sadece 12 yaşındaydı. Bende ona o an söz vermiştim kendi kararlarımı verebilecek yaşa geldiğimde kızıl olacaktım. Şimdi onun dudaklarını esir almıştım ve o bana hala karşılık vermiyordu. Belkide benden vazgeçmişti hala sevmiyordu. Tam geri çekilecekken oda üst dudağımı emmeye başladı, kahretsin şimdiden ıslanmıştım.

O kadar şiddetli öpüşüyorduk ki bazen dişlerimiz bir birine çarpıyordu. Beni tekrar altına aldı ve sertliğini bana yasladı. Siktir oda ne? Sertlik dedim değil mi? Elimi direkt fermuarına attım ve açmaya çalışırken ellerimi tuttu. "Hızlı gitmiyor muyuz?"

"12 senedir beklediğimize göre yavaş bile sayılırız" ve tekrar dudaklarımı buldu. Fermuarını açtım sonra düğmesini daha fazla bekleyemeyecektim ayaklarımla pantolonunu indirdim oda bacaklarından fırlattı zaten. Ama hala dudakları bendeydi. İki yıldır erkeklerle ciddi anlamda takılmaya başlamıştım çünkü Miraç bütün ihtiyaçlarını çekinmeden kızlarla karşılıyordu. Benim bi ihtiyacım yoktu ama ona inat kendimi başka kollarda avutmaya çalışmıştım. Ön sevişme denilen şu şeyden onlarca yapmıştım ama hala bakireydim. Çünkü önünde sonunda Miraçla olacağımı biliyordum. Ben ona aittim sekiz yaşından beri, tabi o bunu bilmiyordu. Hatta ilk defa gece eve gelmediğimde sabaha kadar beni beklemişti ve ağlamıştı. Bana bunu söylememişti ama gözlerinden anlamıştım. Bir hafta yüzüme bakmamıştı ama ben ona sende takılıyorsun kızlarla takma beni kafana demiştim.

Kıyafetlerin üstümde yoktu ne ara çıkartmıştı anlayamadım. Sadece sütyenle onun karşısında bu kadar rahat olmam doğru muydu? Kendimi sadece ona ait gibi hissediyordum, onunmuşum gibi. Parmakları kızlığımı bulduğunda hafifçe inledim. Bunu belki defalarca yapmış olabilirim ama o Miraçtı. İşaret parmağını içime soktuğunda kendimi ona daha çok ittim. Sonra o diğer parmağınıda içime soktu sonra bi an durdu. "Luna girişin çok dar"

"Geniş olmasını mı isterdin?" Gülümsedi.

"İlkin olacağım değil mi?" Bunu istiyordu. Sadece ona ait olduğumu bilmek istiyordu. Aslında bilmiyordu ama bunun olmasını deli gibi umut ediyordu. Tekrar kendimi ona ittim ve "Tamamen sana aitim Miraç. Seninim, sadece senin. Sekiz yaşından beri" öyle güzel gülümsedi ki gözlerinin içine kadar. "Benimsin, benim Luna'm"

Tekrar iki parmağını içime soktu ve git gel yapmaya başladı. Gelmemi sağlayana kadar buna devam etti beni doruklara çıkardı ama gelmedim, gelmek istemedim. "Dur Miraç lütfen." Gözlerinin içindeki ışık anında söndü. Pişman olduğumu düşünmüştü sanırım. "Sen içimdeyken boşalmak istiyorum, lütfen" dediğimde tekrar ışık yerini buldu. Alt dudaklarımı yeniden dudaklarının arasına aldı. Ve erkekliğini girişime hafifçe soktu. "Prezervatifin var değil mi?"

"Ah, lanet olsun. Başımı döndürdün, unuttum." Kıkırdadım ama pantolonun cebinden çıkarıp taktığı an sinirlerim bozuldu. "Sen onu yanında mı taşıyorsun? O kadar çok mu lazım oluyor?"

"Seks sırasında kavga etmeyelim, ben sana sonra açıklarım balım" bir şey dememe izin vermeden içime girdi. Ve çığlığı bastım, içimden bir şeyler eksildi, pişman değildim. Ama bu acı dayanılmazdı. Hafifçe git gellerine başladı ama sadece acı vardı, yerini zevke bırakana kadar. Ben sertliği severdim ve kendimi ona daha çok ittim.

"Bebeğim ilkinde acır, yavaş olalım. Zaten bundan sonra benimsin" Belki haklıydı ama onu tamamen istiyordum. Kollarım boynuna sarılıydı, bacaklarım beline. Bir bütün gibiydik. Resmen ön sevişmeyi atlamıştık ama biz bunu çok uzun süredir bekliyorduk. Odada benim çığlıklarım ve onun yüksek sesli inlemelerinden başka bir sey yoktu. Beni en yükseğe çıkardı, kendiside oradaydı biliyordum. Ve aynı anda aşağı doğru atladık. Ikimizde gelince içimden çıkmadan kendini üstüme bıraktı.

Belki çok ağırdı ama hissetmiyordum bile. Başı göğüslerimin üstüne çok yakışmıştı. Ellerimi saçlarına atıp karıştırmaya başladım. "Sevgili miyiz artık?" Bu soruya ne cevap verebilirdim ki? "Artık seninim, ister kapıya koy, ister yanından ayırma. Sen bilirsin"

Sevgiliyiz diye ortaya çıkarmazdık ama bu şekilde yürütürdük belki. Çenesini göğüslerimin arasına dayayıp dudaklarını büzdü bilmem der gibi. Ve bende o dudaklara ulaşıp öptüm, doyana kadar. Asla doymazdım belki ama nefes almak için geri çekilmem lazımdı.

Dudakları boynumu istila etmeye başladı ve sanki biraz önce orgazm olan ben değilmişim gibi yeniden yükselmeye başladım. Boynumdan göğüslerime doğru diliyle indi ve göğüs ucumu diliyle ve dişiyle baskılar yapmaya başladı. Diğerini avuçluyor, sıkıyor ve geri bırakıyordu. Aynısını diğer göğsümede yaparken ben odayı çığlıklarımla inletmeye devam ediyordum. Dili göbeğimin üstünü yalayarak geçti. Ve kızlığımın üstüne gelince artık dayanamayarak hale gelmiştim bile. Girişime diliyle ve dişiyle dakikalarca baskı yaptı ve bende onun saçlarından kendime çekip durdum, gelmedi ve orda oylanmaya devam etti. Kızlığımın kabardığını ben burdan hissediyordum ama bunu ona ödetecektim elbet.

"Buradan ayrılamıyorum, burası benim tadına asla doyamayacağım galiba"
"Senin, ama lütfen dur artık" gözlerini bana çevirdi ve durdu. "Acıttım mı? Çok hızlı gittik değil mi?" Dudaklarımı onunkinin üstüne örttüm. Onu bu şekilde susturmak hoşuma gitmişti. Ve orda hala tadım vardı. "Hayır acımadı ama bunun bedelini ödeyeceksin"

Onu altıma bu sefer ben aldım ve gülümsedim. Bu fena bir gülümsemeydi elbette. Ne yapacağımı anlayınca "Hayır, hayır Luna dur" tabikide dinlemedim ve elimle sertliğini kavradım. Sonra dilimi yavaşça üstünde gezdirdim. Bu sefer inleyen oydu tabiki. Bunu daha önce hiçbir sevgilime yapmamıştım, bana tiksindirici geliyordu ama onunlayken hiçbir şey yanlış değildi. Ağzıma alabildiğim kadarını alıp git-gel yaparken altımda resmen kıvranıyordu. Ağzıma hızlıca ıslaklık dolarken yine gülümsedim. Hepsini yaladım ve onada tattırdım kendisini, dudaklarını öperek.

Tekrar tekrar erkekliğini ağzıma alırken artık kıvranmaktan vazgeçmişti. Üstüne yattım ve beni direkt sarmaladı. "Sude'yi orda unuttuk"

Ve yine günün başında olduğu gibi gözümden bir damla yaş süzüldü. Bu sefer göğsüne. Hemen kalktım ve duşa girdim. Kapıyı açtı ve içeri daldı. "Ne oldu Melis?"

"Ben ilk seksimizin ne kadar güzel olduğunu düşünürken senin aklın siktiğim sudede mi Miraç? Sende şu an siktir olup gidebilirsin" ne yaptığını anlayınca gözlerini kapatıp nasıl düzelteceğini düşündü ama malesef düzeltemezdi. Her şey için çok geçti onu hafifçe ittim ve banyodan dışarı attım. Istemeseydi asla çıkmazdı ama itiraz edecek yüzü yoktu. Kapıyı kilitledim ve küvete girdim. Başımdan buz gibi sular akarken göz yaşlarımın sıcaklığı içimi acıtıyordu.

Dakikalarca orada öyle suyun altında oturdum. Bacaklarımdaki kan süzülüp gitmişti ama kasıklarım ağrıyordu. Suyu kapatıp bornozumu giydim ve dışarı çıktım. Karşımda Miraç'ı görsem bu kadar üzülmezdim çünkü babam bana açıkla dercesine gözlerimin içine bakıyordu. Tabiki kanlı çarşaf öylece yatağımın üstündeydi.

Siktir.

İmkansız ilişki♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin