Ağzımı açamadım bende çizmeyi tercih ettim. Fırçayı elime almamla birlikte birinin yüzüme boya firlatması bir oldu.
"Hangi mal yaptı bunu'' diye çıkıştım. Sağa döndüğümde Ateş kahkaha atarak bana bakıyordu ona atabileceğim en ölümcül bakışı attınca sustu mal. Tabikide bunu bana Ateş yapmıştı intikam alıyordu güya Allah'a şükürler olsun üzerimde önlük vardı yoksa eve gidince annem terlik şovu geçtim, bot şov yapardı, bunları düşünürken suratımı ekşitmiş olmalyım ki Ateş
"Okyanus noldu kizim senin suratına, boya mı yuttun hahahahahahaha'' dedi. Bende onun kulağına aynen şöyle fısıldadım
''Ben boya yutmadım ama belliki sen yürek yutmuşsun sadece şunu bil ki bu iş burda bitmedi Ateş efendi." ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡ ~ ATEŞ ~
Yaptığı şeyin tahrik ediciliginin farkında mıydı bu mal, bak yine mal dedim benim gibi muhteşem bir küfür etme potansiyeline sahip olan taş bir varlık nasıl olurda sadece mal diyebilirdi aklım almıyordu neyse, bu Okyanus denen mal az önce kulağıma bir şeyler fısıldadı ama benim hayvan gibi boyum olduğu icin tam kulagima yetişmedi ve boynuma fısıldamış oldu tabi sonra ben iptal... ~OKYANUS~
Ona yanlışlıkla boya attığımı bile bile bana bilerek boya attı. Masal ve ben tuvalette boyayı temizlerken birkaç kızın konuşmasına şahit olduk.
"Ateş Yazıcı bizim okula gelmiş duydun mu?"
"O kim ki?"
"Derya Yazıcı'nın oğlu."
"Ooo demek küçük prens bizim okulda." Gülüştüler sonra tuvaletten çıktılar. Dedikodu için en kötü yerin tuvalet olduğunu bilmiyorlar mı acaba biri orda olup sizi duyabilir ve bunun sonucu kötü olabilir. Bugün kulağına fısıldadığımda da tahminen arkamdan benimle dalga geçmiştir. Hayır yani anlamıyorum bütün mallar neden gelip beni bulur ki. Masal hala arada gülüyordu her gülüşünde bende onu cimcikliyordum ama gene gülüyordu.
"Neden o çocuk sana boya attı ki şimdi durduk yerde."
"Masal mal mısın sabah sana atıcam diye çocuğa atmıştım ya ondan, bide gülüyor pişkin pişkin gıcık."
"Neyse ödeşmişsiniz o zaman."
"Ne ödeşmesi masal ya ben yanlışlıkla boya attım o bilerek ama ben de Okyanussam bunu onun yanına bırakmam." ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡ Sınıfa gittiğimizde herkes kendi kafasına göre oturmuş bazıları ayakta geziniyordu. Sınıf öğretmenimiz, okulumuzun en iyi müzik öğretmeni fakat biraz takıntılı bir öğretmen herkesin yerine kendisi karar verir, herhangi bir konuda adınıza kendisi karar verebilir ama çok iyi bir insandır ve evet şu an dersimiz onunla. Masalla konuşurken sınıfa girdi ve oturmamızı söyledi. Masalla yan yana oturuyorduk. Herkes kafasına göre oturmustu yani hiçbirşey demedi ve öğretmen masasına yaslanarak bizimle konuşmaya başladı.
"Aranizda yeni bir arkadaşınız var sanırım." Herkes sınıfta göz gezdirdi ve yeni kisiyi görmüş oldular. Yeni kişi Ateşti. Ateş herkesin ona baktığını görünce gülümsedi ve merhaba dedi. Kendini tanıtmaya başladı.
"Merhaba ben Ateş Yazıcı, Derya Yazıcı'nın oğluyum, annemin ısrarı ile Yön kolejinden buraya geldim.Orda baya popülerdim burdada öyle olacağıni düşünüyorum dimi kızlar." dedi ve göz kırptı.Mal ya tam bir mal popülermiş hıh.
"Ahaha şakacı seni okulumuza hoşgeldin Ateş."
"Hoşbuldum."
"Evet çocuklar beni tanıyanlar bilirler, herkesin yerini ben belirlerim sınıfta ve bu yüzden dolayı beyler sizi akıllı tahtanın önüne alalım."
Sınıftan homurdanma sesi gelsede erkekler tahtanın önüne geçtiler. Bizi kendi aramizda yer değiştirdi hoca biz kalkmadik. Masalla ayrıldıktan sonra üzüldük ama çocuk gibi mızmızlanmadık tabii. Benim yanıma Ege oturdu üç senedir tanırım onu iyi çocuktur.
~ATEŞ~
Anaam Ege mi la o bakiyim volloh billoh Ege. Kendisi kuzenim olur ama biz... nasıl desem pek yakın değiliz ayrıca kimsede kuzen oldugumuzu bilmez zaten bugüne kadar hep ayrı okullardaydık ailelerimizin arasındaki sorunlar yüzünden pek görüşmezdik Okyanusun yanına mı oturdu o !? Of banane ya.Bir saniye taş bir şey geçti gelicem ben bir sn.
~EGE~
''Of şu yer değiştirme olayı beni sıkıyo yanliz abi ya bu ne beaaaaa ben Melisin yanında oturuyodum ne güzel böyle eteğini göbeğine kadar çekiyordu o bacaklar... ''
''Höst ulan sapikmisin nesin bir git'' Okyanusun sesiyle irkildim. Anam bu kız hala burdamiydi la
''Çok pardon Okyanus bacım ben içimden şeyediceedim onu dışımdan şey ettim çok pardon''
''Tamam tamam sorun değil söyledin artık''
''Ege yaa şu Ateş denen mal var ya taniyon mu sen onu kamqi''
dedi Okyanus, Boğazıma na gocaman bir şey oturdu boğuluyom dicektim ''lan tükmüğümü yuttum boguluyom Okyanus ne bakiyon kizim ölüyom ben nerelere gidem sira arkadaşım bile beni kurtarmiyo kim kurtarsın beni."
Ben tam bogulurken içeri açılın ben doktorum edasıyla Ateş girdi
''Yettim kuzeeen al su''
Kuzen mi dedi Tovbe yarabbi tovbe Bismillahirrahmanirrahim kaç yıl oldu görüşmeleri 3-4? Hala beni hatirliyo demek ki hmmm bu konuyu sonra dusiniciiim.
''Ay siz kuzenmisiniiz''
diye Okyanus cırladı kulagimin dibinde
''Yuo nerden çıkardın ki eheheh'' Diyerekten kıvırmaya çalışıyordumki içeri Derya tey- Hoca girdi ve o can alıcı cümleyi söyledi
''Hayir durun !!! Siz kuzen değil kardeşsiniz.''
Asadadass tabikide öyle bir şey demedi girdi ve kuzen falan değil onlar dağılın dedi teyzeme bak beaaa aşırı kuul.
~ATEŞ~
''Hayır kimse dağılmasın bu cocuk benim kuzenim abi, Anne niye sakliyoruz herkesten ya yetti artık canima tak etti, kuzenim sanki kayıp kardeşim oh be söyledim gitti.'' deyince annem bana bir baktı korktum yeminleen ''Ateş ve Ege hemen odama! ''Merhabalar yeni hikayemizi umarim begenmissinizdir. Lutfen yorumlarinizi ve votelerinizi eksik etmeyin. Sizi seviyoruz.