GİRİŞ

56 2 0
                                    

Birbirinden habersiz iki kişinin varoluş öyküsü

Hayatınızda bazen dönüm noktaları olur.5 mayıs da Melis'in dönüm noktasıydı.

5 Mayıs 2014

Selim ilk ve son sevgilim söz vermişti bana '' hep beraber olacağız. Ölürken bile'' beynimde yankılanıp duran ses. Selim sözünü tutmamıştı. Hani ölümde bile beraber olacaktık? Sırf ben o arabanın altında kalmayayım diye beni itip kendi önüne geçmişti. Dizlerim artık beni taşıyamayacak bi hal aldığı için çökmüştüm ve selim'in cansız bedeninin üstüne toprak atmalarını izliyordum. Yaşlar gözümden adeta firar ediyordu. Bütün bu olanların bir rüya olmasını istiyordum. Omzumda bir el hissettiğimde arkamı döndüm. Eylül ile karşılaştım. Eylül Selim'i sevmezdi ama Eylül de çok üzülmüştü bunu biliyordum. Selim hep Eylül ile ''çirkin'' diye dalga geçerdi Eylülse hep ona kızardı ve ''ben çirkin değilim'' diye Selim'e bağırırdı. Bu anı aklıma gelince hüzünle gülümsedim. Haksızlıktı bu Selim gibi birinin ölmesi haksızlıktı. O herkese yardım ederdi bikere en son kendini düşünürdü. Selim'in annesi Zeynep Teyze acıyla feryat ediyordu. Ayağa kalkıp Zeynep Teyze'nin yanına gideceğim sırada birden başım döndü. Gerisi ise karanlıktı.

Eylül'ün ağzından

Melis cenazede birden bayılınca herkes Melis'in yanına koştu. Mert onu kucağına alıp arabasına doğru ilerlemeye başladı ardından bende Mert'in arabasına bindim. Büyük bi ihtimalle tansiyonu düşmüştü. Ama Melis benim çocukluk arkadaşımdı ister istemez endişeleniyordum. Yaklaşık on dakika sonra hastaneye varmıştık. Ben ''sedye getirin doktor'' diye bağırırken Mert Melis'i sedyeye yatırıyordu. Doktor tansiyonunun düştüğünü onun için bayıldığını söylemişti. Bi iğne verdiler Melis'e bir saate kadar uyanacağını söyleyip doktor yanımızdan ayrıldı.

YA SONRA?

KarmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin