1.BÖLÜM''ANILAR''

51 1 0
                                    

   Arkadaşlar ilk önce bu benim ilk deneyimim bunun için bazı hatalarım olabilir kusura bakmayın. Destek olan herkese teşekkür ederim. Multimedya da Selim var.

Melis'in ağzından

Gözlerimi açtığımda o lanet hastane kokusu ile karşılaştım. Eylül yandaki koltukta uyuya kalmıştı. Ses çıkarmamaya özen göstererek kolumdaki serumu çıkardım. Ben burada olmak istemiyordum ki, ben Selim'in yanında olmak istiyordum. Kim bilir Zeynep Teyze şu an ne haldeydi? Ne kadar çok yanına gitmek istesemde gidemezdim çünkü Selim benim yüzümden ölmüştü. Ben düşüncelere dalıp yürürken kendimi birden hastane çıkışında buldum boş olan bir taksiye bindim ve evimin adresini verdim. Kalbimde öyle yoğun bi acı vardı ki nasıl anlatacağımı nasıl hissedeceğimi bilmiyordum. Şoförün 'geldik' demesiyle parayı ödeyip eve yavaş adımlarla yürüdüm ruhum adeta çekilmiş gibiydi. Evde tek yaşadığım için ev her zamanki ölüm sessizliğindeydi. Hızlıca odama gittim Selim ile olan albümümüzü alıp her bir sayfaya özenle ve ayrı bir hüzünle bakıyordum. Karelerde ikimizde çok mutlu gözüküyorduk. İlk fotoğrafta ben kaşlarımı çatmış bir şekilde üzerimdeki boyaları silmeye çalışırken Selim o mükemmel gülüşünü sergilemiş gülümsüyordu. Fotoğraflara bakarken üzerime bi ağırlık çöktü ve kendimi yatağa attım kendimi uykunun kollarına bıraktım.

**************************************************************************

Kız sinirle ayaklarını yere vuruyordu tam bir saattir genç adamı bekliyordu ama genç adam daha ortalıklarda yoktu . Kız tam banktan kalkıp gideceği sırada genç adam kızın arkasında belirdi ve birden büyük bir ses ortaya çıktı. Genç adam bir balon patlatmıştı ve genç kızın tüm üstü mavi boya olmuştu. Kız şaşkın ve açılmış gözlerle genç adama bakıyordu. Genç adam ise kahkahalar atıp bir yandan da bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekiyordu. Kız daha fazla dayanamayıp oda kahkaha atmaya başladı ve birbirlerine sarılarak yürümeye başladılar.

Yine aynı çift fazlasıyla dar bir sokakta el ele tutuşmuş yürüyorlardı. İkisinin de yüzünde gülücükler açmıştı. Kız genç adamın saçlarını karıştırıp gülüyordu kız yanlışlıkla bir arabanın aynasına çarpmıştı ve ayna yerinden çıkmıştı kız korkak gözlerle genç adama bakıyordu. Genç adamda gülmeyi kesmiş kızcağızı çekiştiriyordu pala bıyıklı ve göbekli bir adam arkalarından koşup ''bunu size ödeteceğim'' diye bağırıyordu. İki genç zar zor kurtulabilmişlerdi o korkunç görünümlü adamdan.Adamı atlatınca elleri dizlerinde eğilmiş bir şekilde kahkaha atıyorlardı.

Genç kız kütüphaneden yeni çıkmıştı nedense bir tek orada ders çalışabiliyordu. Genç kız dışarıya çıkınca yüzündeki gülümseme birden yok oldu. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu ve genç kızın yanında hiç para yoktu tek çaresi yürümekti. Genç kız fazla ıslanmamak için hızlı adımlarla yürüyordu ki yanında genç adam belirdi elindeki şemsiyeyi yanındaki genç kız ile paylaştı genç kız gerek olmadığını söylese de genç adam onu dinlemedi bile genç adam ve genç kız konuşurken kahkahalar atıyorlardı kız işte o zaman anladı bu genç adam onun kaderiydi.

Bu sefer genç kız genç erkeğe sarılıp veda ettikten sonra genç erkeğe göre tam aksi yöne doğru yürüyordu ancak genç kızın bir anda telefonu çaldı tam bu sırada karşıdan karşıya geçicekti ki bi araba genç kızın üstüne geliyordu genç kızın adeta donmuştu hiç bir şey yapmadan korku dolu gözlerle arabaya bakıyordu. Genç adam birden kızı itmişti ancak kendisi kanlar içinde yerde yatıyordu. Genç kızın acı dolu çığlıkları kulakları dolduruyordu. Herkes genç çiftin etrafına toplanmıştı ancak genç adam çoktan hayata veda etmişti.

***********************************************

 Kan ter içinde uyandım. Kabus görmüştüm hemde izi silinmeyecek bi kabus Selim'e araba çarpıldığı zamanı görmüştüm. Zil sesini duyduğumda yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim kapıyı açtığımda karşıma gözleri şişmiş ve çatık kaşlarıyla Eylül duruyordu. Kapıyı açık bırakarak salona doğru ilerledim. Eylül'ün bana hastaneden neden ona haber vermeden çıktığım ile ilgili nutuk çekeceğini biliyordum. Eylül tam yanıma oturduğunda bana sıkıca sarıldı ben bana kızmasını beklerken o sevgi gösteriyordu.''Eylül be ben dayanamıycağım  bu ev onunla olan hatıralarımızla dolu hadi tamam bu evden taşındım diyelim ama bu şehir burada nasıl duracağım?'' Eylül pür dikkat yüzüme bakıyordu.'' Biliyorum Melis bu hiç kolay değil ama sen dayanmalısın sen hayatta tanıdığım en güçlü insansın.'' Eylül derin bir nefes alıp burukça gülümsedi ve lafına devam etti.''Olmassa İzmir'den bu şehirden taşınırız. Başka bir şehire gideriz ikimiz, başka kimse olmaz biz dostluğumuz ile ilgili ne söz verdik her zaman her koşulda birbirimize destek çıkıp dostluğumuzu asla bitirmiyceğiz.'' Eylül'e hüzünle gülümseyip burnumu çektim ''Evet hatırlıyorum sen o kızı dövdükten bir hafta sonra'' Eylül de burukça gülümseyip beni doğruladı ve kollarını boynuma doladı. Eylül çocukluk arkadaşımdı ilk başda birbirimize sinir olsak da sonradan çok iyi arkadaş olmuştuk. Çünkü Eylül benim defterimi yırtan kızı dövmüştü. Ben de ona meyve suyu ısmarlamıştım.İlk okuldaydık o zaman hiç sorunumuz yoktu ben şunu anladım insan büyüdükçe sorunlarıda büyüyor. Aynı bana olduğu gibi. ''Birkaç hafta sonra üniversite sınavımız var. Bu şehirden İzmir'den kurtulmamız için tek şans bu Eylül tercihlerimizi  başka bir şehirden yaparak burdan kurtulabilriz.'' ''Aslında haklısın ancak sen her Selim'i özlediğinde mezarına nasıl geleceksin? Ya da onsuz yapabilicek misin?'' Yine her yerde Selim'i hatırlıyordum. ''Evet Eylül bunu en çok da onun için yapıyorum ya eminim ki Selim benden bunu isterdi.'' Eylül aklına bişey gelmişcesine ayağa kalktı ve çantasından bir zarf çıkarttı. ''Melis bunu sana Sıla verdi. Belki Selim'i özlediğinde buna bakıp özlem geçirirsin diye.'' Sıla Selim'in kardeşiydi. Sılayla birbirimizi severdik. Eylül'ün elinden zarfı aldım içinde Selim'in fotoğrafları vardı. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. Selim'in ölmesi haksızlıktı her kim yaptıysa bunu ona ödetecektim. Her ne pahasına olursa olsun.

KarmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin