3.Bölüm ''YENİ BAŞLANGIÇ''

41 1 1
                                    

  Uçağımız birazdan kalkıcaktı hemen yerimizi aldık bir yandan buradan uzaklaşmanın iyi geleceğini düşünüyor bi yandan da Selimi yalnız bıraktığım için pişmanlık duyuyordum.Uçak havalanmıştı.bu olanlardan sonra Eylül biraz uyumamı söyledi ilk defa itiraz etmeden eylülün söylediğini kabul ettim. 

************************************************

 Selimin,Mert ve beni götürdüğü bahçeydim.Her taraf karanlıktı.''SELİM SELİM!!! Selim nerdesin?''salıncaklara doğru ilerlemeye başladım.etrafta sadece baykuş sesi vardı.ilerde selim ilerdeydi selime doğru koştum ben koştukça selim daha uzaklaşıyordu benden.artık koşmaktan yorulmuştum ama pes etmiycektim selimi çok özledim ona kavuşmak zorundaydım.bir yandan koşuyor bir yandan da selim beni niye bıraktın diyerek ağlıyordum.hiç bi şey bitmemişti.selimin gelmiyeceğini anladığımda salıncağa oturdum her şey benim suçum sen benim yüzümden öldün diye bağırarak ağlıyordum.birden omzumda bir el hissettim hemen kafamı sağa doğru çevirdim selim elini omzuma koymuştu.olanlara inanamıyordum.''Selim çok özür dilerim her şey benim suçum senin yerinde ben olmalıydım yaşaması gereken kişi sendin sen bunu hiç haketmemiştin.''Selim yanağımdan akan gözyaşlarını eliyle sildi. ağlama dedi.tamam özür dilerim.''Selim lütfen beni bırakma ben de yanına gelmek istiyorum bana sarılmanı özledim,bana destek olmanı,beraber yemek yapmamızı Selim kokunu özledim.''başımı Selimin omzuna koydum. ''Melis mutlu ol ben burda mutluyum sende mutlu ol.Artık kendini suçlamaktan vazgeç lütfen senden tek istediğim hayatına devam etmen senden bana söz vermeni istiyorum'' ''Selim söz veriyorum ama lütfen gitme'' .ses git gide yankılanıyordu ''Melis mutlu ol hayatına devam mutlu ol hayatına devam et.''Selim alnımı öptü ve ''seni seviyorum senden tek istediğim hayatına devam etmen ben mutluyum sende mutlu ol'' dedi ve gitti.sıçrayarak uyandım. etrafıma yabancı gözlerle bakmaya başladım.Eylül korkmuştu.''melis iyi misin?'' ''iyiyim sadece bir rüya gördüm.'' '' emin misin Melis rüyanda sayıklıyordun'' dedi.Uçağın havaalanına inmesine az çok az  kalmıştı.Kemerlerimizi bağladık .Artık yeni bir hayata başlıyacaktım rüyamda selimin söylediklerini düşünmeye başladım.o mutluydu benim de mutlu olmanı istiyordu ama  ben onsuz nasıl mutlu olucaktım. Eskiden biri mutlu olman için neler gerekli diye sorsa direk Selim derdim ama artık mutluluğumun sebebi yoktu. Nasıl mutlu olucaktım düşüncelere dalmışken anons duyuldu 'kemerlerimizi açabilirsiniz' diye uçaktan indik artık yeni bir hayatım vardı.her şey güzel olucaktı.

*************************************************************

  Havaalanından çıkıp biraz ilerledik.Hava çoktan kararmıştı.Saate baktığımda 6:30 olduğunu gördüm. Yorgunluktan bayılcak gibiydim.Eylül'e baktığımda onunda benden farkı olmadığını anladım. Hemen boş bi taksiye bindik ve elimdeki evin adresinin yazılı olduğu kağıdı taksiciye verdim. Omzuma bişey düştüğünde içimden tüm duaları okudum kafamı korka korka sağ tarafıma çevirdiğimde omzuma düşen şeyin Eylül'ün koca kafası olduğunu anladım. Hani böyle kitaplarda ya da filmlerde falan 'çok güzel uyuyordun uyandıramadım' diye bazı cümleler vardır ya hah işte bu Eylül için söylenemez. . Dışarıya doğru bakmaya başladım. İstanbul benim için yeni bir başlangıç olacaktı tertemiz yeni bir başlangıç. Taksinin ani bi fren yapmasıyla kafamı cama çarptım.Taksici geldiğimizi söylediğinde hemen Eylül'ü uyandırdım. Uyanmıyınca bi tane kafasına şaplak attım ve uyandı. Evimizin önüne gelince dikkatle bakmaya başladım.Eylülse hemen eve girmişti.İki katlı kirli beyaz rengindeydi.Bende daha fazla oyalanmamak için hemen içeri girdim salonun duvarları duvar kağıtlarıyla kaplanmıştı koltuklar siyahtı salonda iki tane kapı vardı biri sağda diğeri ise soldaydı. Soldaki kapıdan içeri girdiğimde beyaz ve lila renkleriyle döşenmiş bir mutfak çıktı karşıma mutfakta cam bir kapı vardı orada da geniş bir balkon vardı. Mutfaktan çıkıp diğer kapıdan girince koyu tonlarla düzenlenmiş bir misafir odası vardı kendi odamı çok fazla merak ediyordum hemen salona geri döndüm ve hızlıca merdivenleri çıktım. karşıma koridor çıktı kafamı sağa çevirdiğimde tekrar bi koridor çıkıyordu ama o kısaydı ve iki kapısı vardı. Birinde banyo diğerinde ise oturma odası vardı. Uzun koridora girdiğimde karşıma 3 oda çıktı biri benim odamdı diğeri ise Eylül'ün üçüncü ve son kapıda ise misafir odası vardı. Benim odam kırmızıyla döşenmişdi Eylülün odası ise morla döşenmişti. Daha fazla uykusuzluğa dayanamıyacağımı anladığım için kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım.

****************************************************************

Eylül'ün ağzından

''Eylül hadi ya uyan dün bi yattın maşallah hiç kıpırdamadan uyumuşsun.'' Melis'in o cırtlak sesiyle gözlerimi açtım. ''Noluyo Melis ya niye sabahın köründe uyandırıyosun.'' Melis gözlerini öyle bi pörtletti ki yerlerinden çıkıcak sandım.''Senin sabahın körü dediğin saat öğlen 12 ve ben acıktım tahmin et bakalım ne oldu buzdolabında hiçbişey yok.'' ona ciddimisin der gibi baktım oda anlamış gibi kafasını evet anlamında salladı. ''O zaman sen git üstünü değiştir bende hemen duş alıp üstümü değiştiriyim sonra eve yiyicek bişeyler alırız tamam mı?'' ''Eylül her şey güzel olur tamam da biz burda hiçbir yeri bilmiyoruz.'' aslında Melis haklıydı ama elbette bi yer bulurduk. ''Sen onu dert etme buluruz.Hadi sen git bende 10 dakikada duş alıyım.'' Melis bişey demeden gitti.Bende hemen çamaşır ve havlu alarak banyoya koştum.Hızlıca duşumu alıp üstümü giyindikten sonra saçlarımı kurutup aşşağıya koştum.Melis çoktan aşağıya inmiş televizyon izliyordu. Benim geldiğimi görünce hemen televizyonu kapattı ikimizde bişey demeden evden çıktık. Melis taksi durağını aradı. Çok geçmeden gelmişti.Taksiye bindiğimizde Melis hemen söze atıldı ''amcacım şimdi biz burayı bilmiyoruz sen bizi en yakın markete götürür müsün?'' adam düşünür gibi yaptı sonra arabayı çalıştırdı. Melis telefondan bişeylere bakıyodu.Ben ise Mert'in bana attığı komik fotoğraflara bakıp gülüyordum ve onları Melis'e gösterip duruyordum. Yaklaşık 15 dakika sonra gelmiştik.Ben hızla bi tane market arabası aldım Melis de aldı Melisle görevleri paylaşmıştık o tam ters yönüme makarna,yoğurt,yumurta falan almaya gitmişti bense kutsal görev olan abur cuburları almaya doğru gidiyordum.Tek ayağım market arabasının demirinde diğer ayağımsa yerde market arabasını sürüyordu birden gaza gelip hızlı hızlı sürerken karşımdan aynı şekilde bi çocuk geliyordu ikimizde birbirimize korkulu gözlerle bakıyorduk ve boom arabalarımız birbirine çarptı. Ben popumun üstüne düşmüş kahkaha atarken oda aynı benim gibi kahkaha atıyordu. Ayağa kalkıp benide kaldırdı.''Merhaba ben Can'' demek bu yakışıklının adı Can'mış.Hayır sapık falan değilim. ''Sanada merhaba bende Eylül'' tam kendime göre iyi bir arkadaş bulmuştum bence çünkü en son böyle birine çarptığımda azar işitmiştim.İstanbul güzel olacağa benziyordu.

KarmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin