6.Bölüm''Alışveriş''

45 1 0
                                    

Multimedya Eylül

Melis'in ağzından

''Aşkım hadi kalk, hadi bitanem uyan artık.'' tepemdeki sesle gözlerimi yarım yamalak açtım bi dakika Eylül bana iltifat ediyordu. ''Eylül ne diyosun? ne aşkımı?'' soran soran gözlerle Eylül'e baktım oda gözlerini devirmekle yetindi ''Meliscim çünkü iltifat etmeden uyanmıyosun kaç kere denedik uyandırmayı ama sen sadece iltifat edince uyan-'' Eylül'Ün sözü kapının açılmasıyla kesildi.Mert odaya dalmıştı ''günaydın hanımlar kusura bakmayın sohbetinizi bölüyorum ama Can kahvaltıyı hazırladı sizi bekliyoruz.'' Eylül ile birbirimize bakıp kıkırdadık ''tamam o zaman sen in bizde üstümüzü değiştirip geliyoruz.'' dedim Mert ise onaylarcasına kafasını salladı ve odadan çıktı.Eylül'ün pijamaları cidden komikti çünkü üstünde kuzular vardı benim pijamam da ise garfield vardı.Eylül beni hemen yataktan kaldırdı ve dolabımdan rastgele bişeyler verdi pantolonumu ve tişörtümü hemen üstüme geçirdim ve Eylülle aşağıya indik ve mutfaktaki masaya oturduk. Eylül ve Can birbirleriyle şakalaşıyorlardı Mert ise onların bu haline gülüyordu belki şuanda Selimde burada olsa bende mutllu olurdum birkaç ay öncesine mutlu olacağıma inandığım tekşey Eylül ile üniersite hayallerimken şimdi bambaşka. insan hiç bişeyle yetinemez gerçekten her zaman daha fazlasını ister elinde olan bir şeyin asla değerini bilmez değerini bilse bile geç anlar ama o elimizdekini kaybedince hep bi umut barındırırız içimizde hep bi umut ışığı ararız ama o umut ışığına ulaşmamız zordur çünkü o umut ışığı dipsiz kuyunun içindedir işte bende o dipsiz kuyunun içindeydim o umut ışığını Selim'i arıyordum.Nerde kiminle beraber olursam olayım hep içimde eksikliğini hissediyordum. Eylül'ün bana seslenmesiyle ona döndüm ''Mert bu gün gidicekmiş onun için bu gün bara gidip eğlenelim diyoruz.''  şaşırmıştım gerçekten Mert İstanbul'a gelmişti ama iki gün kalıp gidecekti ''neden bu kadar erken gidiyosun?'' şaşkın gözlerle Mert'e bakarken oda hemen cevap verdi ''annemler gelecekmiş yoksa bende sizinle kalmak isterdim.'' diye açıklama yapınca Eylül hemen söze atladı ''ay melis bunun için alışverişe gitmemiz gerekicek.'' ''tamam olur gidelim o zaman yediysen hemen kalk.'' Eylül ağzına son bir salam attıktan sonra masadan kalktık üzerimin gayet iyi olduğunu düşünerek saçlarımı düzgün bi şekle soktum ve gözüme eyeliner ve rimel sürdüm spor ayakkabılarımı da giydiğimde işte tamamdım hızlıca aşşağıya indim Eylül bile benden önce inmişti. Önceden çağırılan taksiye bindik ''Melis sence nasıl bişey almalıyız?'' Eylül'e saf saf baktım ''ne biliyim Eylül beğendiğini alırsın.'' Eylül tam konuşacağı sırada telefonum çaldı ve Eylül'ün sözü ikinci kez kesilmişti kimin aradığına baktığımda babamın aradığını gördüm onu bu aralar cidden çok boşluyordum daha fazla bekletmemek için hemen açtım. ''efendim baba yok yok ben iyiyim evet Eylül de iyi evet şuan dışardayız evet Mertte yanımızda evet tek başımıza dışarı çıkmıyoruz ne gerçekten mi ayy çok teşekkür ederim babacım görüşürüz çok öptüm.'' babamın son sözüyle neredeyse ağzım kulaklarıma gelecekti çünkü babam hesabıma para yatırmıştı.''nooldu neden bu kadar neşelesin'' boşver derecesine elimi salladım oda bana şimdilik sormuyorum ama sonra anlatıcaksın bakışları attı. Dikkatimi başka bişey çekmişti Can benim ya da Mert'in olduğu ortamlarda pek konuşmuyordu hatta hiç konuşmuyordu bunu bi ara Can'a sormayı kendime not ettim. Taksinin ani freniyle geldiğimizi anladım ve taksiden indim Eylül de hemen peşimden indi ilk gördüğümüz mağazaya girdik Eylül lacivert gerçekten çok hoş bir elbiseye doğru koşarken mağazadakiler Eylül'e bakıyordu sonunda elbiseye ulaştığında hayranlıkla süzdü ''ayy Melis bakar mısın çok güzel ben kesinlikle bunu alıyorum.'' diyerek elbiseye adeta sarıldı bende siyah bir elbise görmüştüm ve cidden çok beğenmiştim elbiseye doğru ilerlerken bi çocuk benden önce aldı elbiseyi çocuk dediğim benden 2-3 yaş büyük biriydi çocuğun yanına ulaştığımda elbiseyi şöyle bi süzdüm gerçekten çok güzeldi ''bu elbiseyi gerçekten alacak mısın? Cidden kime alacaksan çok büyük bir hata yapmış olacaksın ters piskoloji her zaman işe yarardı. ''yoo bence çok güzel hem sana fikrini soran olmadı'' diye beni tersledi ama ne olursa olsun o elbise benim olmalıydı.''tamam da o elbiseyi ilk önce ben gördüm onun için ben alıcağım verir misin lütfen'' diye elimi uzattım ama omuz silkti ''hayır görüyor musun bak şuan benim elimde ve ben bu elbiseyi sevgilime alıcam en azından bu güzel elbiseyi senin gibi kötü taşımaz.'' diyerek beni süzdü hayır aslında fiziğim gayet güzeldi.''iyi be al senin olsun öküz'' diyerek sinirle arkamı döndüm bişeyin yere düşme sesi geldiğinde umursamadım büyük ihtimalle askı falan düşmüştür. Eylül'ü gördüğümde yanına yürümeye başladım ''kendine elbise bulabildin mi? Benimki kadar güzel olamaz ama bi görelim.'' diyerek elindeki poşete bir bakış attı mağazanın çıkışına yöneldiğimizde Eylül'e başka bi soru yönelttim ''Mertler nerde?'' karşısımızdaki mağazayı yöneltince oraya doğru yöneldim ''ayrıca soruyu değiştirme Melis sen neden elbise almadın'' sinirle Eylül'e döndüm ''öküzün biri benden önce aldı tamam mı'' başını hızla salladı çünkü o da sinirliyken konuşmak istemediğimi bilirdi mağazaya bi hışımla girdiğimde Mert'i görmemle hızlıca yanına ulaştım ''eğer bişeyler bulduysanız alıp çıkın ben dışarıda sizi bekliyorum'' bişey demelerine izin vermeden çıktım. Beş ya da on dakika sonra onlarda gelmişlerdi hızla oradaki taksilerden birine bindim herkes tamamlandığında yol boyu kimse konuşmadı gerçekten sinirlenmiştim hem elbiseyi alamamıştım hem de öküzün teki dış görünüşüm ile dalga geçmişti aslında dış görünüşe pek önem vermezdim ama bi kaza geçirmiştim ve yüzümde bazı yaralar vardı. Selimse buna rağmen benden ayrılmamıştı ama bazı öküzler dış görünüşe fazla önem veriyorlardı.Eve ne ara geldiğimizi anlamamıştım taksiden inip hemen eve girdim odama çıktım dolabımın karşısına geçip ne giyeceğimi düşünürken Eylül'ün sesi bunu bozdu ''Melis hemen aşağıya in sana bi kutu var''  yavaş yavaş aşağıya indim aslında o kadarda merak etmiyordum. ''kimden gelmiş?'' bilmem dercesine dudaklarını büzdü kutuyu açıp baktığımda mağazadaki siyah elbiseyi görünce gözlerim şaşkınlıkla açıldı elbiseyi tutup koltuğa yavaşça koydum kutunun içinde birde not vardı 

Aslında elbisenin sende o kadarda kötü durmayacağını düşündüm bu arada telefonun kutunun içinde ;)

Aras

Şaşkınlıkla kutunun içine baktım telefonum oradaydı demek mağazada düşen şey telefonummuş ve bu öküzde ev adresimi oradan bulmuştur oflayarak elimi anlıma vurdum evimi hiç tanımadığım biri öğrenmişti ama olsun elbiseye kavuşmuştum.

KarmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin