Demirkan, alarmın sesiyle uzun ve kaslı kolunu komidinin üzerine doğru uzattı. Telefonu bulduğunda aldı ve yüzünün önüne getirdi. Alarmı durdurduktan sonra, her gün yaptığı gibi kullandığı sosyal siteleri kontrol etti. Bildirimlerine baktı ve telefonuyla işi bittiğinde yatağından kalktı. Banyoya gidip yüzünü yıkadı. Çocukluğundan beri musluğun altına kafasını sokmaya bayılıyordu. Yine aynı şekilde kafasını suyun altına soktu.
"Demirkan napıyorsun ya sen?"
Gaye gibi bir ikiz kardeşe sahip olmak dünyanın en zor şeyi olmalıydı. Kafasını suyun altından çıkardı ve ıslak saçlarındaki suların Gaye'ye sıçraması için kafasını sağa sola salladı. Gaye, yüzüne sıçrayan suları elinin tersiyle sildi.
"Sen de denemek istersin belki ufaklık?"
Demirkan'ın bugün yine gıcıklığı ve neşesi yerindeydi. Gaye'nin saçından çekerek onu kendine yaklaştırdı. Gaye ise çığlık atıyordu.
"Demirkan bıraksana ya. Denemek falan istemiyorum. Kime diyorum ben?"
Demirkan, kızların kuaförde saçlarını yıkatırken ne kadar rahat olduklarını düşündü. Bu düşünceyle Gaye'nin kafasını suyun altına soktu.
"Biz sizin gibi değiliz küçük hanım. Berberde böyle yıkıyolar işte."
Gaye Demirkan'ın elinden kurtulup nihayet konuşabildi.
"İyi de sen berbere gitmiyon ki? Erkek kuaförüne gitmiyor muydun?"
Gaye'nin bu tespiti Demirkan'ın kafasını karıştırırken, çok zeki bir kardeşi olduğu aklına geldi ve göz devirdi.
"Aman be. Güzel oluyo böyle, özendim işte."
Gaye bir şey demeden oradan uzaklaştı. Demirkan ise bir havluyla saçlarını kuruladı ve eliyle şekil verdi. Saçları baya uzamıştı. Ama böyle daha yakışıklı olduğunu düşünüyordu. Banyoda işi bittiğinde odasına gidip kıyafetlerini giyindi. Babası bu evin garajında bir arabanın olması gerektiğini söylemişti. Bu aklına gelince sevindi. Odasından çıkınca Gaye'nin odasının kapısını tıklattı. Ses gelmeyince içeri girdi. Gaye yatağına tekrar girmiş ve yorgana sarılmış uyuyordu. Zaten neden kalktıysa?
"Gaye ben çıkıyorum?"
"Hı hııı"
Gaye'nin bu mırıltısını duyan Demirkan bir şey demeden kapıyı yavaşça çekti. Her sabah erkenden kalkıp koşardı. Koşmayı çok seviyordu çünkü koşmak özgür hissettiriyordu. Koşmayı sevmesine rağmen asla bir yerden bir yere giderken yürümeyi tercih etmezdi. Fazla rahattı. Rahatına düşkün ve arabalara da aşık biriydi.
Spor ayakkabılarını giyip dışarı attı kendini. Kaslı vücudunu ortaya seren bir tişört ve rahat bir şort giymişti. Dışarı çıkar çıkmaz gerindi. Sonra kulaklıklarını kulağına taktı. Kulaklığı düğüm olmuştu ve çözerken biraz uğraşmak zorunda kalmıştı ama nihayet çözebilmişti. Koşmaya hazır olduğunu hissedince evin eşiğinden kaldırıma çıktı. Gideceği yönü belirledi ve hızlı bir şekilde koşmaya başladı. Yüzüne çarpan rüzgar uykusunun tamamen açılmasını sağlamıştı bile.
--
Hafif hafif terlemeye başlamıştı artık. Uzun saçlarından sular akıyordu. Çarpan rüzgarın etkisine alışmıştı ve neredeyse rüzgarı hissetmiyordu. Rüzgarı hissetmemesinin sebebinin alışmak değil de yavaşlaması olduğunu farkedince soluklanmak için durdu ve ardından bu sefer hızlı değil de tempolu koşmaya başladı.
Dün markette gördüğü kızın karşıdan geldiğini görünce genişçe sırıttı ve ona doğru biraz daha hızlanarak koşmaya başladı. Geçerken kızın omzuna çarpıp öyle geçmişti. Sırıtarak koşmaya devam ederken kızın sesi kulağında kulaklık olmasına rağmen kulağına doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demirkan Aras
Teen FictionDEĞİŞİMİN DEVAM KİTABIDIR. Siyaha yakın renkte olan saçları ve yemyeşil gözleri, dayısına çok fazla benzeyen, kız kardeşini korumak için elinden geleni ardına koymayacak, sinirlendiğinde burun delikleri açılıp kapanan o çocuk... Demirkan Aras... 23...