Bölüm2 -"TEMAS"

474 34 9
                                    

 Dünya havanın karardığını hissediyordu. Köpeğini de kaybetmişti üstelik. Korkuyordu genç kız, üşüyordu da. Gelinliğiyle kaçmıştı bide. Ağırlık yapıyordu gelinliği.

Dünya bir kez daha lanet etti, bir kez daha kendine acıdı. Çaresizdi genç kız önünde ne olduğunu bilmiyordu, nerede olduğunu da bilmiyordu. Zaten sopası da yanında değildi. Derin bir nefes aldı genç kız. Eliyle etrafı yokladı kız.

Soğuk sert bir şeye eli değdiğinde bunun bir duvar olduğunu anladı ve sırtını dayayıp biraz dinlenmeye çalıştı. Göremediği gözlerini de kirpiklerini örterek gizledi. Birinin onu izlediğini hissettiğinde irkilerek gözlerini açtı Dünya sanki görebilirmiş gibi kafasını sağa sola oynattı.

Tok ve sert bir ses "Çok yanlış bir yere girdin biliyorsun değil mi küçük gelin? Yoksa düğününden mi kaçtın? O zaman söylemem gerek ki yağmurdan kaçarken doluya tutuldun." Genç adam bunu dediği gibi kızın koluna yapışıp sürüklemeye başladı. Zaten sinirliydi de bu küçük kız ile konuşurken kız bir kere bile yüzüne bakmamıştı.

Dünya ise koluna yapışan elle yüreği ağzına gelmiş,daha ne olduğunu anlamamışken sürüklenmeye başlamıştı. Koruyordu. Savunmasız ve çaresizdi. Keşke dedi içinden. Keşke kaçmasaydım. Adama seslendi defalarca Dünya.

"Bir saniye lütfen, kimsiniz ve beni nereye götürüyorsunuz?" diye bağırdı Dünya çaresizlikle.

Genç adam ise kızın halini görmüyor, bu sokağa girdiği için bir şeyler karıştırabileceğini, düşman olduğunu düşünüp bir an önce büyük patrona yetiştirmek istiyordu kızı.

"Bakın ben gör-"

"KES SESİNİ!"

Adamın bağırmasıyla Dünya korkup sustu. Gözünden bir yaş düştü genç kızın, hiç böyle hayal etmemişti kaçışını, başına bela olacağını da. Genç adam sonunda deponun önüne geldiğinde büyük kapıyı iterek içeri girdi.

Patronunun olduğu odaya doğru ilerlerken genç kız yine yalvarmaya başlamıştı.Genç kız ise ne kadar korksada duyduğu kapı sesiyle korkusu iki katına çıkmıştı. Dünya daha fazla dayanamayıp artık kendini acındırmaya başlamıştı. Defalarca görmediğini söylesede adam onu duymuyordu, sanki sağırdı. Daha fazla dayanamayıp direnmeye başladı.

Adam ise kızın hiç bir söylediğini duymuyor sadece alacağı paraya odaklıydı. Biliyordu ki bu sokağa girmeye çalışan çok fazla düşmanları vardı. Bu kızında iyi rol yaptığını düşünüyordu. Kız görmediğini ne kadar söylesede dinlemiyordu.

Kızın direnmeye başladığını fark ettiğinde ise artık adamda devreler kopmuştu. Kıza döndüğü gibi sert bir tokat yüzüne geçirip saçına asılarak iğrenç bir şeye bakıyormuş gibi iğrenerek, tükürür gibi

"Rahat dur kızım! Sana yemin ediyorum burada seni önce bir güzel düzer sonra ise öldürürüm kimsenin ruhu duymaz anladın mı!?"

diye bağırdığında. Dünya yanağının ve saçının acısını dahi unutmuş sadece düzme ve öldürme lafına takılı kalmıştı. Kirpiklerini görmeyen gözlerinin üstüne örterek hızla kafasını salladı.

Adam ise kızın saçlarını fırlatırcasına bırakıp tekrar koluna yapışıp ilerlemeye başladı. Kızın gözlerini kapatmasını çok yanlış yorumlamaya başlamıştı bile. Kendince, sırf kör olduğuna inanayım diye gözlerini birde kapatıyor, anlamayacağım sanki ben. Sürtüğe bak kendini akıllı sanıyor. diye içinden yorumlara başlamıştı bile.

KARANLIĞIN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin