1.BÖLÜM

425 126 78
                                    

Bu hikaye 14.08.2015 tarihinde yazılmaya başlanmıştır.

26.06.2017 tarihinde tekrar yazılmıştır.

***
Yağmurun bana huzur veren sesiyle uyanmayı çok isterdim fakat yine kupkuru bir güne uyanmıştım. Bu zamanlarda hep yağmurlu olan, diğer yerler sıcaktan bunalırken bizim hırka olmadan üşüdüğümüz şehrimize bu sene garip bir şekilde tek bir yağmur damlası bile düşmemişti.

Bir sürü ekin kurumuş, ara ara su kesintileri olmaya başlamıştı. Tarım ile uğraşan insanlar su kesintileri için devleti suçluyor, bazı bölgelerde ayaklanmalar çıkıyordu. Böyle giderse daha da kötüsü olacağı aşikardı.

Saate baktığımda tam kalkma zamanım olduğunu gördüm. Hatta o kadar yakın bir zamandı ki bir dakika bile gecikmemeliydim. Kahvaltımı yapmak için bile bir iki dakikam vardı.

Açık mavi pikemi üzerimden sıyırdım ve yataktan kalktım. Uyku mahmurluğumu üzerimden atmak için önce lavaboya uğradım. Çeşmeyi açtığımda ise şansım beni güldürmüştü.

Sular kesikti.

Artık hazırlıklıydık tabii, lavabonun kenarında duran önceden doldurduğunuz bidondaki su ile işlerimi hallettim. Seri adımlarla lavabodan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Evdeki sessizlik beni şaşırttı, normalde kardeşimin tabak çanak sesleriyle oluşturduğu gürültülerle dolu olurdu ev bu saatlerde.

Defne kahvaltıyı hazırlardı, güzel de yapardı ama o ses benim uyuma ihtimalimi ortadan kaldırıyordu. Bu sabah sesle uyanmadığıma göre Defne erken çıkmıştı.

Buna sevinmem gerekirdi, çünkü daha fazla uyumuştum. Fakat Defne erken çıktıysa kahvaltı hazırlanmamıştı ve bu benim için oldukça kötüydü.

Mutfağa girdiğim zaman ise şaşırdım. Kahvaltı hazır bir şekilde masanın üzerindeydi. Suların kesik olmasındaki şanssızlığım dengelendiği için mutluydum. Mutlulukla beraber yüzümdeki düz ifade gülümsemeye hatta sırıtmaya dönüştü.

Bu olayı herhangi biri görse sırf bir kahvaltı için bu kadar sevindiğime şaşırırlardı. Sonuçta bir kahvaltı hazırlamak en fazla ne kadar zor olabilirdi ki?

Ancak bu benim için böyle değildi. Kahvaltı hazırlamayı değil sevmek, nefret ederdim. Daha doğrusu ev işi yapmayı sevmezdim. Kardeşim Defne ise benim aksime ev işlerini yapmayı çok severdi. Kendisini rahatlattığını söylerdi.

Benim için bu çok büyük bir avantajdı, sevmediğim şeyleri yapmak zorunda kalmıyordum. Zaten bunları yapmayı hobi olarak gören bir kardeşim vardı.

Yaşadığımız bazı olaylardan sonra ikimizin de kafasını toplaması ve bir meşgale bulması gerekmişti. Aksi halde yaşananlar zihnimizden çıkmıyor; üzüntü, pişmanlık ve kızgınlık bizi yiyip bitiriyordu.

Defne ev işlerine yönelmişti. Çareyi onlarda bulmuştu. İlk başlarda bunu garipsemiştim. Çünkü normal insanlar yaşadıkları tramvaları atlatmak için çeşitli spor dalları veya türlü sanatsal aktiviteler seçerken kardeşim ev işlerini yapmayı tercih etmişti.

Bense kendimi kitaplara vermiştim. Kendi dünyamı kitaplara açıyor, onların dünyasına da ortak oluyordum. Kardeşimden sonra en yakın dostu kitaplarımdı. Kendim de yazmayı çok istemiş, girişimlerde bulunmuştum. Sonrasında zaman bulamayıp bırakmıştım.

Tek başımıza yaşamaya, ben üniversitede okurken başlamıştık. Herhangi bir akrabamız, sığınacağımız bir tanıdığımız yoktu. Ya da biz bilmiyorduk.

Mimarlık bölümünde okuyordum ben. Çok fazla öne çıkan bir öğrenci olmasam da notlarım genel olarak iyiydi. Okulu gayet iyi bir dereceyle bitirip diplomamı aldım.

İstesem işe de girebilirdim ama üniversitemi bitirmeye yakın yaşananlardan sonra mimarlık sektöründe çalışmayacağıma yemin etmiştim. Ve benim için yeminler büyük önem taşırdı.

Tek başımıza yaşamaya başladıktan bir süre sonra elimizdeki para gittikçe azaldı ve sefaletin eşiğine geldik. Ev bizimdi, kira derdimiz yoktu. Ancak temel ihtiyaçlarımızı karşılamak o kadar kolay olmadı. Karnımızı ne bulursak onunla doyuruyor, ihtiyaçlarımızı olabildiğince azaltıyorduk. Evde bulabildiğimiz eski eşyaları sattığımız için ev de günden güne boşalıyordu.

O sırada Defne bir iş teklifi bulduğunu söyledi. Her ne kadar ben mimarlığa düşman olsam da Defne hala çok seviyordu.

Hemen işe başladı ve mucizevi şekilde yaklaşık bir yıl içerisinde maddi durumumuzu orta seviyeye getirmeyi başardı.

Ben onun iş bulmasından bir yıl sonra kalıcı bir iş bulabildim. Hayallerimi karşılamıyordu ama ihtiyacımı karşılıyordu. Yaşamak için gerekli olan şeyde maalesef ki buydu.

Anılar çoğu zamanki gibi aklımdan geçerken duygularım da birbirine geçmişti. Hem çok sinirliydim, o günü hatırladıkça da sinirleniyordum. Hem de çok üzgündüm.

Sefalet ve para beni üzmemişti. Lakin "onun" yaptığı kalbimde kapanmayacak bir yara açmıştı. O günden sonra hiçbir şey asla eskisi gibi olamamıştı.

Hafif bir silkinmeyle gerçek hayata döndüm. Belki de en büyük hatalarımdan birisiydi bu. Gerçi düşündüğüm zaman bu gayet normaldi. Altı üstü daldığım düşüncelerden çıkıp kahvaltımı yapmaya başlamıştım. Bilmediğim bir şey vardı oysa, kelebek etkisi. Bu, çok büyük bir kelebek etkisinin başlangıcıydı.

Sandalyeye oturup kahvaltımı yaparken, yukarıdan birisinin yürümesinden oluşan tahta gıcırtısı sesi geldi. Buna emindim, çünkü o tahta her seferinde gıcırdardı. Aklıma en kötü ihtimaller gelirken, ne yapacağını bilemedim.

Filmlerde veya kitaplarda böyle yapan karakterlere çok sinir olurdum fakat aynı şeyi bu kez ben yaptım. Dondum. Ama bir şeyler yapmazsam, sonsuza kadar donacağımı biliyordum.

Düşüncelerimin arasından en iyi ihtimali seçip çıkartmak için çok uğraştım. Ama kafamdaki en iyi ihtimal bile, hayatıma mal olabilirdi.

Defne'yi düşündüm. Yaşadıklarımızı ve atlattıklarımızı düşündüm. Eğer ben ölürsem Defne'nin ne kadar dayanabileceğini düşündüm. Fiziksel olarak uzun bir süre olabilirdi ama psikolojik anlamda çok uzun sürmeyeceği ortadaydı.

Kardeşliğimize ablalık yapan hep bendim. Bensiz yapamazdı. Sırf bu yüzden aklımdan en iyi ihtimali defalarca geçirerek kendimi inandırmaya çalıştım.

Evde biri vardı ama ben kendimi kurtaracaktım. Evde biri vardı ama ben kendimi kurtaracaktım. Evde biri vardı, ama ben kendimi kurtaracaktım...

******
Selam.

En azından bunu borçlu olduğunu düşündüm sizlere. En baştan yazdım. Planladığım gibi üçüncü ağızdan. Umarım hoşunuza gitmiştir.

Yeni başlayanlar için. Kitabı düzenleyeceğim. Şimdi okursanız arada büyük ihtimalle bağlantı sorunu yaşarsınız. Söz veriyorum en kısa zamanda düzenleyeceğim.

Sevgilerle...

Sır: Varolmayan Kız(Düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin