Gözlerimi açtığımda bir süre görüntü netleşmedi.Keskin ışık gözüme birden yansıyınca avuç içlerimi yüzüme kapattım.
"Şuna bak.Küçük kedi uyanıyor."
Konuşan bir erkekti.
Gözlerimi kırpıştırıp sonuna kadar açtım.Beyaz önlüklü biri üzerime doğru eğilmiş gözlerime ışık tutarak inceliyordu.
Hızla doğrulup beni yatırdıkları yerde geri geri gittim ve sırtım hızla duvarla buluşurken kafamı da çarptım.
Elimi kafama götürürken minik bir "ah" döküldü dudaklarımdan.Birisi buna güldü.
Beyaz önlüklü adam,sanırım ben ona doktor diyeceğim,dönüp gülen çocuğa baktı.
"Fazla sert vurmamışsın.İç kanamaya ya da travma belirtilerine rastlamadım.Gidebilir."
Gidebilir mi?
"Durun."
Yavaş yavaş olanları hatırlamaya başladım.Dedemlerin evindeydim,kim olduğumu söyleyecek dosyaların bulunduğu kasaya ulaşmıştım,tam onu açacaktım ki-
"Ah!Kafama vuran sensin?"
Doktor bana garip garip baktı.Bacaklarını yayıp koltukta oturan çocuk pişkin pişkin sırıttı.
"Ta kendisi."
Ona dil çıkarmamak için kendimi zor tuttum.
"Senin çığlıklar atıp nerdeyim eve götürün beni demen gerekiyor.Ya da ağlaman."dedi doktor şüpheli bir şekilde tekrar bana yaklaşırken.
Kendimi yataktan yere atıp ondan hızla uzaklaştım ve öfkeyle konuştum.
"O ışıklı kalemini bana bir daha yaklaştırırsan olacaklardan sorumlu değilim." ayağa kalkan ve artık sırıtmayan çocuğa döndüm,"Beni takip eden de sendin değil mi?"
Kafasını iki yana salladı ve ilgisini çekmişim gibi koyulaşan mavi gözlerini üzerime dikti.Boyu benden uzundu,aslında 1.60 olduğum için herkes benden uzundu.Yinede ona yaklaşıp gözlerimi gözlerine diktim ve en iyi yaptığım şeyi yaptım.
"Sen ya da başkası.Kim takip ediyorsa onunla konuşmak istiyorum.Önemli.Yoksa bir yolunu bulur babamla konuşurum,ki kendisi avukat,reşit olmayan bir kızı kaçırmaktan hepiniz hapse girersiniz.Anladın mı?"
Tabii ki tehdit.
Hayatımda var olan üç şey;
Bencil ol.Sadece kendini düşünmezsen acı çeken hep sen olursun.
Tehdit et.Güçlü olduğunu bilmezlerse ezilirsin.
Umursama.Kaybedersin.
Şu ana kadar hayatta kalmayı hep salladığım tehditlerimle başarmışımdır,okulda canımı sıkan kıza seni saçından sürükleyerek cami avlusuna atabilirim diyerek,çıkma teklifini kabul etmediğim için beni okula rezil etmek isteyen çocuğa elimde eski kız arkadaşıyla fotoğrafları olduğunu ve babasına yollamaktan çekinmeyeceğimi söyleyerek,sırf çalışkan diye bütün sınıfın ödevlerini yaptırdığı kıza özgüvenini kazandırmak için ödevini yapması için yalvaranları ses kaydına alıp öğretmenin dolabına koyabileceğimi söyleyerek.
Bunların hepsinde hatta daha fazlasında işe yaramıştı.Ama bu çocuk güldü.Normal gülmek de değil,utanmasa kendini yerden yere atacak kadar büyük kahkahalarla güldü.Kaşlarımı çattım.Sinirlenmeye başlıyordum.
"Komik birşey göremiyorum."
Çocuk karnını tutup hala kıkırdayarak elini omzuma koydu ve hafifçe itti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
Teen FictionDoğruyu bulmaya çalışırken kaybolmuş bir kızın hikayesi. "Hiçbirşeyi bilmediğin,emin olmadığından ve kimseyi sevmediğin halde gülümsemek zorunda olmak benim durumumu açıklar sanırım. Bu, parmak uçlarınızdan başlayıp her hücrenizi alevlendirecek sess...