Heyecanımı kontrol almaya çalışarak yanaklarımı şişirdim.Son kez soracaklarımı gözden geçirdim.
Anne ve babamın ismi ne?
Neden Toygar ailesinin yanında büyüdüm,biyolojik ailemle bir bağları mı var?
Toygarlar buraya getirileceğimi biliyor muydu?
Neden beni bu konuda uyarmadılar?
Beni takip etmesi için neden Cesur seçildi?
Demir dediğiniz adam tam olarak kim,ne zaman onunla görüşeceğim?
Anne ve babamın soy ismi ne?
Şimdilik bunlar yeterliydi.Asıl sormak istediğim Aslı'nın neden beni merak edip de hiç yanıma gelmediğiydi.Avuçlarımı üzerimdeki kamuflaj tayta silip nefesimi serbest bıraktım.
Ama sormayacaktım.Umrumda olduğundan değildi,merak ediyordum sadece.Onun durumunda olsam,yani kardeşim ölse ve ondan geriye çocuğu kalsa en azından bir kere görmeye giderdim.
Gözlerim kareli yer döşemesine dalmıştı.Deseni basit bir örüntüden ibaretti.Sıra halinde kırmızı 6 kare,dört karelik boşluk,tekrar 6 kırmızı kare.
Keşke hayatım bir sonraki hamlenin ne olacağını tahmin edebileceğim bir örüntüden oluşsaydı.Tahmin edip ona göre hareket edebilirdim.
Ayaklarımı hareket ettirip odamdan çıktım ve Melike'nin odasının önünde durdum.Kulağımı utanmayarak büyük soğukkanlılıkla kapıya yaklaştırdım,içeriden gelen kıkırdamalar ve yüksek sesle kahkahalar beni Zeynep'in bir süre daha Melike'yle kalacağına inandırdıktan sonra kapıdan uzaklaşıp ellerimi ceketimin cebine koyup bina çıkışına yürüdüm.
Utanç duygusu yanlış birşey yapıyor olsam da konu karşı cins değilse bana uğramazdı.Kızlardan sakladığım birşey yoktu çünkü.Şu an kimsenin haberinin olmamasını istemem olası bir sorun ihtimalini ortadan kaldırmak istememden kaynaklıydı.Cevaplarımı aldıktan sonra zaten onlara herşeyi aktaracaktım.
Binadan çıkar çıkmaz içerinin sıcaklığı kayboldu ve yerini dışarının sert rüzgarı aldı.Soğuk tenime işleyerek tüm bedenime yayılırken adımlarımı elimden geldiğince hızlandırıp çimleri ezerek spor salonuna yöneldim.Bahçede bu soğukta el ele dolaşan bir çift,çardakta oturmuş sohbet eden bir kız grubu,biraz ileride dövüşen iki erkek ve onlara tezahürat eden arkadaş grupları,okulumdaki ortamı hatırlatıyordu.Özlediğimi söyleyemezdim.Benim için değişen birşey yoktu,burada da o ortamdan uzağım,okuldayken de uzaktım.Tek değişen okuldayken gördüğüm hiçbir işime yaramayan Geometri ve Tarih gibi derslerin yerini hayatta kalmak konusunda bana yardımcı olacağını düşündüğüm savunma derslerinin almasıydı.
Ayrıca diğerlerinden geç başladığım için çok gerideydim,bu yüzden şimdilik diğer yazılı derslerden muaf tutulup sadece uygulamalı olanlarına ağırlık veriliyordu.
İşime geldiğini söylememe gerek yok diye düşünüyorum.
Elimden geldiğince hafif adımlarla yürüyüp spor salonunun arkasındaki kapıya ses çıkarmadan ulaştığımda dişlerim birbirine çarpıyordu ve gözle görülür şekilde titriyordum.
Cesur sırtı bana dönük önündeki kızla birşeyler konuşuyor aynı zamanda elindeki telefonla uğraşıyordu.Kafasında yeşil bir bere,üzerinde yine askeriye yeşili mont vardı.
Derin bir nefes alıp yanlarına yürüyecektim ki konuştuğu kız,Aslı,tepeden topladığı saçlarını geriye attırırken görüş alanına girdim.Gözleri açıldı ve dudaklarını oynatarak dur dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
Teen FictionDoğruyu bulmaya çalışırken kaybolmuş bir kızın hikayesi. "Hiçbirşeyi bilmediğin,emin olmadığından ve kimseyi sevmediğin halde gülümsemek zorunda olmak benim durumumu açıklar sanırım. Bu, parmak uçlarınızdan başlayıp her hücrenizi alevlendirecek sess...