Multimedya da Cesur
"Oha! Sen ciddi misin?"
Ciddi anlamda yüksek frekansa sahip bu ses kantindeki bütün gözlerin bize çevrilmesine sebep olmuştu.Sesin sahibi yakın arkadaşım Ceren.Ceren'in en sinir olduğum huyu bu işte.Sürekli dikkat çekmesi,çocuksu tavırları.
Onun ısrarlarına dayanamamış dün gece olanları eksiksiz bir şekilde anlatmıştım.Babam gibi son derece sakin bir adamın böyke bir sinir krizine girmesi benide şaşırtmıştı ama yüksek sesli tepkiler vermemiştim.Ceren ve tavırları...
Kantindeki bana çevrilmiş olan gözlere aldırmadan ayağa kalktım.Masadaki telefonumu ve çantamı alarak çıkış kapısına yöneldim.İnsanların odağı olmayı sevmiyordum ama Ceren sayesinde her ortamda kendimizi belli ederdik.Ne gerek vardı böyle bağırmasına?
Koridorun sağındaki erkek grubunu görünce içimden Ceren'e saydırmayı bıraktım.Gruba daha yaklaşmadan 2-3 göz bana dönmüştü bile. Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim.İşte başlıyoruz.
Kimseyle göz teması kurmayarak ama başım dik bir şekilde gurubun ortasına daldım.Duvara dayanmış arkadaşlarına birşeyler anlatan Mete'yi görünce onda doğru 3-4 adım attım.Beni görmemişti.Buna aldırmadım çünkü başka yöne bakıyordu.Yanına gelince ceketinden asıldım ve yüzü bana döndü.
''Günaydın güzellik''
''Günaydın Mete''
Mete,babamın onay verdiği tek arkadaşım diyebilirim.O da aile dostumuz olduğu için.Babama göre diğer arkadaşlarım ailemiz hakkında bilgi almaya çalışan,beni öldürmek isteyen casuslar(!)
Mete tek ayağını duvardan çekti ve elimi kavradı ''Yaren gel daha sakin bir yere geçelim istersen.'' Arkadaşlarının delici bakışlarından rahatsız olduğumu hissetmiş olmalıydı.Benim ne düşündüğümü,ne hissettiğimi,ne istediğimi tek bir bakışımla anlardı zaten.Başımı onaylarcasına salladım ve bahçeye yürümeye başladık.
Dışarıda kasvetli bir hava vardı.Yağmurda hafif hafit atıştırıyordu.En sevdiğim ortam buydu.Kapalı havalar bazılarının içini karatsada ben bu havaya bayılıyordum.Okulun büyük girişindeki merdivenlerden indik ve soğuk hava yüzüme çarptı.Ellerimi trençkotumun cebine attım,ellerimin üşümesi en nefret ettiğim şeyler arasında bir numaraydı.Meteyi küçük adımlarla takip ettim ve ağacın altındaki banka beraber oturduk.Elini omzuma attı.
''Dökül bakalım Yaren hanım '' Ona boş boş baktım.Ne düşündüğümü çok iyi anlıyordu.Mete benim kardeşten öte ruh ikizimdi.
''Bana söylemek istediğin birşey var ama söylemekte tereddüt ediyorsun? '' Ona inanamayarak baktım Mete de karşılık olarak bilmiş bir şekilde gülümsedi.
''Beni,benden daha iyi tanıyorsun '' Ellerimle saçlarımı sağ tarafa attım ve oturduğum yerde dikleştim.Mete'ye kaçırılmam hakkında,Cesur hakkında,babamla olanlar hakkında birşey anlatmayacaktım.Ceren'e anlattığıma bile pişman olmuştum.Mete'ye anlatsam bu işin peşini bırakmazdı.Bırakayım,kendim kaçtım bilsin.Ama babam hakkında şüphelerimi bilmeye hakkı vardı.
''Babandan şüphe duyuyor musun? '' diye soruverdim bir anda.Elini omzumdan çekti ve tüm vücudunu bana döndü.Kaşları çatılmıştı.
'' Neden babamdan şüphe duyayım? ''
''Duymalısın,ben duyuyorum...Yani kendi babamdan '' Mete çabuk sinirlenen bir insan.Şu anda da sabrını zorladığımın farkındaydım.Özellikle merakta bırakılmaktan hiç hoşlanmaz.O bana kızsa da ben alıngan biri değilim.O yüzden Meteyle 10 yılı aşkın süreli bir dostluğumuz var.
''Kaçırıldığımda odada tek başıma saatlerce kaldım ve herşeyi mantıklıca düşünme fırsatı buldum.Annemi kaçırdılar,öldürdüler daha da kötüsünü yaptılar.'' Sesim titremişti.Gözyaşlarımı geriye akıttım ve devam ettim. ''Ben kaçırıldım,ailemizi tehdit ediyorlar,kapımda onlarca koruma var ve bütün bu olayların içinde tek bir tane polis yok farkında mısın? ''
Mete çenesinde ki sakalı kaşıdı gözlerini ayakkabısından aldı ve bana döndü.Düşünceli bir şekilde bakıyordu.Sanki o da bunu yeni fark etmişti.
''Haklısın ama baban polislere ihtiyaç duymayacak kadar güçlü bir insan.İnsanlara duyurmak istemediği için polislere haber vermez.Bunun için babandan şüphelenmem gereksiz.''
Belki doğru olabilirdi.Ama bana bu kadar yetmezdi.,
''Benden sürekli birşeyler saklıyor,ben gelince masadaki kağıtları toplamalar,telefonla konuşuyorsa telefonu kapatmalar,yanında biriyle konuşuyorsa susmalar...''
Mete birşey söylecek gibi oldu ama vazgeçti.Dakikalarca sessiz kaldık ve sessizliği Mete bozdu.
''Benim ki de yapıyor aynı şeyleri.Ama hiç şüphe duymamıştım.Evimizde girmemi istemediği bir oda var.''
''Bak işte.Aynı işte çalışıyorlar nasılsa.İkisininde sakladığı,daha doğrusu bizden sakladığı birşeyler var.'' O an babamla dün akşam yaşadıklarımı anlatmamak için kendimi zor tuttum.Bunun bana bir faydası olmaz sadece zarar getirir diyerek kendime hakim oldum.
''Ben genede emin değilim Yaren.'' Mete inanmak istemiyordu.Babasının ondan birşey sakladığına,onun kötü biri olduğunu bilmek istemiyordu.İnanmasa da şüphesi yeterdi.O şüpheyle her yeri araştırırdı Mete.
''Önemli değil Mete.Ben eve geçiyorum ders falan çekemem.'' Ders zilinin sağır eden sesi sonlanınca ellerimi kulağımdan çektim.
''Benim Matematik sınavını vermem lazım.Bırakayım seni? ''
''Sen git sınavını ver kankim.Ben taksi çağırırım.'' dedim ve ayağa kalktım.Arkamdan Mete de kalktı beraber okul çıkışına doğru yürüdük.Hava baya soğumuştu.
Mete, ''Ben çağırayım dur'' dedi ve cebinden telefonunu çıkardı.Telefonu tuttuğu elini tuttum,aşağıya indirdim.
''Ben çağırırım git sınavına gir.Beni merak etme.'' Yanağımdan makas aldı bende ona kocaman gülümsedim.Arkamı döndüm sırtımda Mete'nin bakışlarını hissediyordum.Taksiyi bende çağırmayacaktım.Böyle havalarda yürümeyi çok severdim ayrıca düşüncelerimi toplamam gerekiyordu.Okulun olduğu sokaktan döndüm ve ana yola çıktım.Yağmur saçlarımı ıslatmaya başladığında kapüşonumu kafama örttüm,ellerimi cebime soktum.Birden gök gürledi bu iyiye işaret değildi.Adımlarımı hızlandırmaya başladım.Ama yağmur benden daha hızlıydı.Bir anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı.Çok şiddetli yağıyordu ve ben saniyeler içinden sırılsıklam olmuştum.Görüşüm yağmur yüzünden bulanıklaşıyordu o yüzden olduğum yerde kalakalmıştım.Yakınlarda sığınacak yer bile yoktu.Cebimden telefonumu çıkarmaya çalıştım ama cebim sırılsıklamdı.
Küfrederek gözümün önündeki damlaları sildim,yürümeye başladım.Arabalar hızlı hızlı geçiyordu,yolda benden başka yaya yoktu.Yağmur sanki mümkünmüş gibi daha da hızlandı.Kıyafetlerimden su damlamaya başladığı zaman yanıma bir araç yaklaştı.Babamın arabasına çok benziyordu.Arabalardan anlamam ama siyah lüks bir arabaydı.Arabanın ön koltuğu açıldı.Babamın arabası olduğuna emin olmak için içeri doğru eğildim ve biri beni hızla içeri çekti.
Aynı hızla kapı kapandı,tekerlekler çığlık atarcasına bir ses çıktı.Ben koltuğa yapıştım.Soluma dönüp şoförün kim olduğuna baktım.İlk başta tanıyamadım.Biraz düşündüğümde ağzım şaşkınlıkla açıldı.
''Cesur? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesur
Teen FictionYaren Alkan ve Cesur Esen.. Birbirine düşman iki ailenin tek çocukları. Bu düşmanlık onların birlikte olmasını engellemese bile hayatlarını alt üst edecek.