Medya ki Mi Ho'nun motoru.
Rian kafamın altındaki yastığı çekmesiyle uyandım.Ama umursamayıp yatağımda bulunan diğer yastığa yüzümü bastırıp boğuk çıkan sesimle "Rian 5 dakika." diye sızlandım.Rian yine aynı hareketi yapıp yastığımı çekti. "Kalk Mi Ho!Daha okulun ilk gününden geç kaldık" cırlamasıyle yatakta doğruldum.
Yeni okulun,ilk günü geç kaldık.
Ah!Harika!
Üç aydır Las Vegas'tayız.Ve bundan sonra ki yaşamamızı da burada geçirecektik. Bu üç ay içinde babam bizi hiç aramamıştı.Bizi yolcu etmek için havaalanına bile gelmemişti.Zaten umrumuzda da değil.
Gideceğimiz okulda bizim gibi kurtlar vardı.Okulumuzun ismi ise Doğa Üstü Okulu'ydu.Okulda ki öğrenciler 18 yaş üstüydü.Okul her kurt bireye 18 yaşına basınca bu okuldan davetiye gönderiliyordu.Bana da geçen yıl davetiye gelmişti.Ama Rian yüzünden bir yıl bu okula geç başlamıştım.Aramızda bir yaş vardı.Rian ne kadar çok beni bu okula tek göndermek istese de onu babamızın-sadece isim olarak baba diyiyoruz-yanında tek bırakamazdım.Okulda ki eğitimimiz bitince yetişkin bir kurt olacağız.Okulun internet sayfasından edindiğim bilgiye göre bir çok kurt melezmiş.Nedenini araştıracaktım ama üşendiğim için araştırmamıştım. Zaten merakta etmiyorum.Biz de melezdik.Annem Amerikan asıllı;babam ise Türk'tü.
Yatağın içinde bağdaş kurup Rian'ı izlemeye başladım. Odam da bulunan makyaj aynasında saçlarını düzenliyordu. Onu seyrettiğimi anlayınca kafasını bana çevirip bakmaya başladı. En sonunda dayanamayıp" Neee?"diye cırladı.Kafamı iki yana sallayıp,ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. Ayaklarım soğuk parkeye değince kaplumbağa adımlarımla odam da bulunan banyoya girdim.
Suyu ayarladıktan sonra üzerimdekileri çıkarttım. Suyun altına girince ılık su tüm vücutumu gevşetti.Saçlarımı şampuanladıktan sonra sanki okula iki saat geç kalan ben değilmişim gibi vanilyalı duş jelimi vücutuma sürdüm.Aslında vanilyadan nefret ederim ama tenimdeki kokusunu seviyorum. Biraz daha suyun altında kaldıktan sonra suyu kapatıp bornozuma sarıldım. Odama girince Rian'ın çıkmış olduğunu fark ettim. Kurulandıktan sonra iç çamaşırlarımı giydim.Siyah tayt pantolonumu,buz mavisi kot gömleğimi giydim.Saçlarımıda kurutup doğal haline de bıraktım.Ayakkabı olarakda siyah düz ipli botlarımı geçirip,aşağıya indim.Mutfaktaki masanın üstünden motorumun anahtarını aldım.Salona geçtiğimde Rian'ı gördüm ve gözlerimi devirdim. Yine boru gibi bacaklarını ortaya seren bir pantolon giymiş.Tenide bebek teni gibi uzaktan parlıyordu.Yanağında ki gamzeylede gerçekten hoş görünüyor.Üzerine ise beyaz,göbekten baglamalı bir gömlek giymiş.
Allahım neden benden alıp sürtük kardeşime verdin?
Gözlerimiz buluşunca beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Hiç aldırış etmeden dış kapıyı açtım ve motoruma bindim. Rian'da kapıyı kilitleyip arkaya bindi.
Rian'ı sinir etmek için gazı bir anda kökledim.Rian ahtapot gibi yapışıp küfürlerini sıraladı.Gülümsedim.
Onu günaha sokmayı gerçekten seviyorum. Okulun giriş kapısından içeriye girip motoru park alanına park ederken herkes bize bakıyordu. Umrumuzda değil ki.Biz her zaman dikkat çekiciyiz.Merakla bakan gözlere aldırmadan merdivenlerden çıkmaya başladım.
Merdivenlerden çıkıyordum ki kafama ağır bir şeyin çarptığını hissettim. İlk başta gerizekalı Rian'nın kafama vurduğunu sandım. Tabi kafamı hemen Rian'a çevirdim. Rian bir şey söylemeden işaret parmağıyla bir yeri gösterdi. Kafamı o tarafa çevirince bir grup çocuk basketbol maçı yapıyorlardı.İçlerinden biri elini havaya kaldırıp "Özür dilerim!"diye bağırdı sesini duyurmak için.Sağ elimle kaskın dağıttığı saçlarımı diğer tarafa attım.Çocuğa karşı bir adım attım.Daha sonra bir adım. Attığım her bir adım diğer adımımı teşvik ediyordu. Çocuğa yaklaştıkça kalp atışlarım değişiyordu.Son bir adım daha atarak karşısında dikildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞARET
FantasíaRian'ı daha önce hiç böyle görmemiştim.Kalbinde ki acı yüzüne vurmuştu,ağlıyordu.Hiç onu ağlarken görmemiştim,hatta onu acı çekerken görmemiştim.Özellikle bir erkek için.Jack'e yalvarıyordu.Jack karşındakinin kadın olduğunu görmeksizin Rian'a vuruyo...