10.BÖLÜM

9 0 1
                                    

•BAŞAK'IN ANLATIMI•

Abimin verdiği tostu yedikten sonra biraz konuştuk. Baya endişelenmiş ya. Sonra kapı gürültüyle açıldı.

"Başak iyimisin?" Yağız nerden çıktı ya? Tam ağzımı açıyordum ki abim söze atladı.

"Başak iyide sen nerden çıktın?"

"Şey ya ben Başağı aradım. O da açmadı. Bende sizin eve gittim. O sırada Hale teyzeyle Kenan amca telaşlı telaşlı çıkıyordu. Öğrenince bende geldim."

"1.si Başağı neden arıyorsun?
2.si neden bizim eve geliyorsun?
3.sü annemle babam nasıl öğrendi?" dedi abim.

"Konuşmak için aramıştım. Açmayınca şey oldum o yüzden geldim. 3. Soruyu bende bilmiyorum."

"Peki annemler nerde?" dedi abim.

"Onlar geliyorlar. Ben benim motorla geldim."

Motor diyince aklıma aqua park geldi ve istemsizce sırıttım.
Abim dik dik bana bakıyordu. Yağız'da anlamış olacakki oda sırıtıyordu.

"Can!!" dedi abim birsey hatirlarmış gibi.

"Ne Can'ı ya?" dedim.

"Birşey yok. Ben geliyorum iki dakika sonra." sonra Yağız'a baktı.

"Sende gidebilirsin artık."
Yağız kafasını hayır anlamında salladı.

"Yok ya ben biraz daha kalıyım." abimin kaşları otomatik olarak çatıldı. Sonra dışarı çıktı.

"İyimisin?" gülümseyip başımı salladım. Sonra Yağız yüzünden burda olduğumu hatırlayınca yüzüm düştü. Neden bu kadar taktım acaba ben?
Oda başını salladı.

"Neyse ben dışarıdayım. Abin gelirse kötü olur." diyip dışarı çıktı.

2 dakika sonra annemle babam telaşlı telaşlı girdi odaya.

"Kızıım. İyimisiiin?" dedi annem.
Başımı salladım.
"Niye bize haber vermeden gidiyorsun? Ya bisey olsadı." yine annem. İlk önce canım cicim. Sonra eski hal. Aynı abim. Annem 1 abim 2. Bi babam kızmıyor.

"Hale sussana kız hasta."ay canım babam.

"Neyse kızım biz seni yormayalım. Dışarıdayız biz."

Başımı salladım. Çok uykum gelmişti. Hep bu ilaçlardan. Serumda var zaten. Rahat uyuyamıyorum. 5 dakika sonra tam uykuya dalıyordum ki. Kapı çaldı ve içeri bi çocuk girdi. Bu çocukta Yağız gibi yakışıklıydı. Bi dakika. Bi dakika. Ben az önce Yağız'a yakışıklımı dedim? Tövbe tövbe. Çocuk gülümsedi. Bu çocuğu bir yerden tanıyorum ama. Çıkartamadım bir türlü.

"Merhaba. Ben Can. Sende Başak'tın değilmi?"

"Evette sen benim ismimi nerden biliyorsun? Ve ben seni nerden tanıyorum acaba?"

"Bayıldığında ben getirdim seni buraya."

"Hatırladım. Ben bayılırken sen bana doğru koşuyordun."

Gülümsedi.

"Şimdi iyimisin?"

Başımı salladım. Ayağa kalkıl yanıma geldi. Elini yatağın başlığına koydu.

"Birşey istermisin?"

"Yok hayır."
O sırada kapı çaldı. Can'da telaşlandı elini birden çekti. Tabi çekince dengesini kaybetti ve benim üstüme düştü. Şu an ne kadar kötü durduğumuzu biliyordum. Ve içeri giren kişinin elinden kahve düştüğünüde görüyordum. Ama kim olduğunu bilmiyordum. Üstümde Can vardı. Kalkmaya çalışıyordu. Sonunda kalktığında bize 'iğrençsiniz' der gibi bakan bir Yağız vardı. Başını iki yana salladı.

"Ben seni yanlış tanımışım Başak o diğer kızlardan farkın yok. O.... Bari hastahanede yapmayın ya." diyip yine aynı bakısı atarken. O bunları söylerken gözlerim dolmuştu.

"YAĞIZ. ÖYLE BİRSEY YOK. YAĞIZZ." çoktan gitmişti. Şimdi hüngür hüngür ağlıyordum. Kimse bana o..... diyemezdi. Birde bu Yağız olunca dahada koyuyordu.

"Başak tamam ağlama. Sevgilinmiydi?"

"Hahayır." bunu söylerken hıçkırdım.

"Anladım. Ben çok özür dilerim. Yani birden panik oldum. Elim kaydı. Çok özür dilerim. Ben şimdi gider onla konuşurum. " derken kapıya gitmişti bile.

"Hahayır. Gigitme. Lütfen. Ne yayaparsa yapsın. Bebenim sana ihihtiyacım var." ikide bir hıçkırınca öyle oluyor işte.

Başını sallayıp yanıma geldi.

"Tamam. Ağlama artık." derken yatağa benden boşa kalan yere oturmuştu bile. Bende iyice dikleştim.

"Sasarılabilirmiyim?" başını salladı. Ağlayınca sarılmak iyi oluyor. Ağlamamı artırsada rahatlatıyor. Can'a sımsıkı sarıldım. Otelde Yağız'a sarıldığım aklıma gelince ağlamam iyice arttı. Sonra tekrar kapı çaldı. Bu sefer Can hemen ayağa kalktı. Bu sefer gelen abimdi. Bi bana baktı. Bi Can'a baktı.

"Naptın lan kıza?"

"Aabi o bisey yayapmadı."

"Kim yaptı o zaman prensesim." bunları söylerken yatağa oturmuştu bile. Ben ağlayınca yumuşuyordu hemen. Hemen sarıldım.
"Ben dısarıdayım." dedi Can ve çıktı.

"Tamam. Sonra anlat." dedi abim. Ağlamam bitince abimden ayrıldım.

"Kim ne yaptı benim biricik prensesime?"

"Abi şimdi Can geldi tanıştık felan. Sonra bi isteğin varmı dedi ve başucuma geldi. Elini şuraya dayadı. Sonra kapı çaldı. Can telaş yapıp elini çekti. Tabi o eline yükünü vermişti. Dengesini kaybedip üstüme düştü. Gelen kişiyi Can'dan dolayı göremiyordum. Ama elinde 2 tane kahve vardı. Ve hepsi yere dökülmüstü. Bak yere. Sonra Can toparlanıp kalktı. Gelen Yağız'mış. 'Ben seni yanlış tanımısım. Diğer kızlardan bi farkın yok. Bari hastanede yapmayın' diyip küfür etti."

"Ne? Ne dedin sen? O Yağız şerefsizi sana küfürmü etti? O görür." diyip ayaklandı.

"Abi bi dinle." yüzüme baktı. Sonra hak verirmiş gibi kafasını salladı ve yanıma geldi.

"Bende arkasından 'Yağız öyle birsey yok' felan dedim ama o gitmişti. Abi bana kimse küfür edemez. Ağır geldi. Ne yapıyım?"

"Tamam Başağım tamam. Görür o."

"Abi lütfen birsey yapma."

"Tamam. Tamam." diyip gitti...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KELEBEKLE HAYAT...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin