Sabah kalktığımda saat 10:00'du. Abim herzamanki gibi uyuyordu. Annemle babam kalmışlardı. Kahvaltıya gitmişlerdi büyük ihtimalle. Lavoboya girdim. Saçlarımı taradım. Kıyafetlerimi giydim felan. Ayağıma sandaletlerimide geçirdim. Sonra çıktım. Kahvaltı yapmak için restoranta gittim. Bişeyler aldım. Tam bi masaya oturacağım sırada Çağlar'ı gördüm. Yanında Yağız vardı. Beni ilk Yağız fark etti. El salladı ve eliyle gel yaptı. Sonra Çağlar bana doğru döndü. Oda eliyle gel yapınca yanlarına gittim. Onlarda tek takılıyorlardı herhalde. Benim gibi.
"Günaydııın." dedim.
"Günaydın prenses." dedi Çağlar.
"Günaydın." dedi Yağız.
Yemeğimizi yedik. Sonra ben lafa daldım.
"Eee bugün planınız varmı?"
"Benim yok. Ama sizle geçiririm diye düşünmüştüm." dedi Yağız.
"Benimde yok. Prenses sende uygunsan bugünde dışarı çıkalım. Yani otelden dışarı aqua park felan varmış. Oraya gideriz." dedi Çağlar.
"Oluuur. Yani annemler izin verirse." dedim.
Yağız'a döndük aynı anda. Öyle bi bakmışız ki Yağız bize korkarak bakmaya başladı.
"Ya öyle bakmayın. Bende gelicem tabiki. Hiç kaçırırmıyım. Orda siz eğlenirken ben burada yanlızmı kalayım? Degil mi Kel... Başak?"
Son cümlesini bana bakarak söylemişti. Kel..... Dedi kaldı. Tabi Çağlar dururmu? Kahkahayı bastı. Acaba ne diyecekti. KELEBEK yada KELEBEĞİM. Off saçmaladım. Yağız ve Çağlar'a öyle bi bakıyordum ki bakışlarımla öldürebilirdim onları. Yada saçmaladım.
Yağız hemen söze daldı.
"Öyle demek istememiştim. Bi anda dilim sürttü." dedi.
"Sorun değil." dedim. Ama Çağlar susmak bilmiyordu.
"Sus Çağlar suuuuuus."
"Çağlaaar. Sana diyorum."
"Aaaah ayağım." sonunda susmuştu. Tabi ben öyle diyince.
"Noldu prenses ayağına?" dedi hemen telaşlı telaşlı.
"Bişey yok susman için demiştim."dedim.
Saf saf baktı yüzüme.
"Hadi artık yediyseniz kalkalım. Geç kalicaz." dedi Yağız.
"Kalkabiliriz. Ben sizi bekliyorum." dedim
"Ee bende sizi bekliyodum. Kalkalım." dedi Çağlar.
Kalktık. Odalara çıktık. Ben hemen annemin yanına uçtum.
"Anneciiim."
"Noldu?"dedi
"Şey diycem. Biz otelden dışarı çıkabilirmiyiz? Aqua park felan varmış oraya gidicez."
"Biz derken? Kaç kız kaç erkek?"
"Ben ve 2 erkek."
"Olmaz."
"Nedeeen? Hem yarın gidicez. Lütfen lütfen lütfen."
"Hayır dedim. Olmaz."
Somurtarak telefona geçtim.
Mesaj kısmına girerek mesaj yazdım.Gönderilen: Prens Çağlar.
"Başkanım annem izin vermedi. :'(."Gönderen: Prens Çağlar.
"Sen üzülme ve şimdi hazırlan."Mesaja pek anlam veremesemde dediğini yaptım. Sonrada tekrar mesaj attım. Ama başka kişiye.
Gönderilen: OTEL KABUSUM
"Annem izin vermedi. :'("Gönderen: OTEL KABUSUM
"Asma o suratını. Ben izin isterim. Hem annen Çağlar'ı tanıyor. Sen şimdi hazırlan."Gönderilen: OTEL KABUSUM
"Çağlar'ada mesaj attım. Haberin olsun."Mesajıda gönderdikten sonra Arya'yla hiç konuşmadığımızı fark ettim. Beni tatile çıktığımda hiç aramazdı. Neymiş rahatsız etmiyecekmis. Asıl aramayınca rahatsız oluyorum. Ya bi haftada kendine yeni arkadaş bulduysa. Hıh. Kıskancım ben. Biraz beni düşünsün. Ben varım başka arkadaşa ne gerek var? Dedim ve Arya'yı aradım.
"La beyin yoksulu niye aramıyon?"dedim
"Rahatsız etmiyim diye aramadım." dedi. Hah yine aynı sebep.
"Asıl aramayınca rahatsız oluyorum. Anlatacaklarım var belki. Hem ben yokken yeni arkadaş bulduysan. Ararsan beni hatırlarsın ve yeni arkadaşa gerek kalmaz. Hem o yeni arkadaşın adı ne?"dedim
"Sakin ol canım sakin. Benim senden başka arkadaşım yok. Var ama onlar gerçek arkadaş değil. Ha bide Çağlar ve Özgür var. Ha bu arada onları çok özledim. Bi görüşemedik. Hem okul yok. Nerden buluyum arkadaş. Sende kendi kendine gelin güvey oluyorsun. Adı neymis arkadaşın diyo ya. Dangalak."
"Saftirmisin? Hem sen istesen mahalleden felan bulursun."
"Off neyse. Tatil nasıl gidiyo sen ondan bahset. Hemen ne olduğunu rapor veriyorsun."
"İyi. He şey biyer var böyle üstü felan kapalı gizemli biyer orası GİZEMLİ YO " ben anlatırken kapı çaldi. Çağlar ve Yağız gelmişti. Elimle 1 dk işareti yaptım.
"Benim şimdi kapatmam lazım. Sonra ararım."
"Tamam. Bay"
"Bay." dedim ve kapattım. Çağlar ve Yağız'a döndüm.
"Bekleyin annemi çağırıyım."dedim annemi çagırıp geri gittim.
"Aa hoşgeldiniz. Çağlar ne kadar değişmişsin. Yağız'dı değilmi?"
dedi Yağız'a bakarak. Oda kafasını salladı."Şey Selda teyze Başak izin istemiş..." Çağlar'ın sözünü annem kesti.
"Aay sizin olduğunuzu söylemediki tabiki izin veriyorum." dedi.
Saf saf gülümsedim. Önceden hazırladığım cantayı aldım ve çıktık.
"Birşey dicem biz neyle gidicez?" dedim.
"Benim motor var ama 3 kişiyiz. Hem benimkine 2 kisi bile sığmıyor." dedi Çağlar.
"Sen motoru getirdinmi? Bende getirdim. Sen kendininkine binersin. Bizde Başak'la geliriz."dedi Yağız.
Acaba motorları nasıl getirmişlerdi? Amaan neyse. Gidelimde. Az önce Yağız ne dedi? Başak'la gelirizmi dedi. Ayyh heyecanlandım. Neden? Bilmiyorum. Aman neyse. Hemen otoparka gittik. Çağlar kendi motoruna bindi. Yağız'da bindi. Ve;
"Hadi bin." dedi. Bende arkasına bindim.
"Ha bu arada belime sıkı tutun. Düşersin."dedi. Ama ben belinden tutamamki. Utanırım ben. Otelden çıktık. Ama ben beline tutunmamıştım. Nasıl olsa yavaş gidiyoruz. Yağız birden hızlandı ve ben düşüyordum. Hemen beline ellerimi sardım. Çağlar yolu bildiği için o önden, biz arkadan gidiyorduk. Durduğumuzda geldiğimizi anladım. Çook büyüktü ve buradanda gözüküyordu. Kapıdan içeri girdik. Çağlar görevlinin yanına gitti. Bizde Yağız'la etrafa bakıyorduk. Çağlar yanımıza geldi."Şu kapıdanmış. Gelin." dedi. Onu takip ettik. Dediği kapıdan çıktık. Ve ben şok.
İyi bayramlar. Umarım beğenirsiniz bölümü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEKLE HAYAT...
Teen Fiction"Yanımda ol. İstersen kalbimi kır ama yanımda ol. Hem kelebeğin kırdığı kalp çabuk iyileşir. Kelebek kalbi acıtmak için fazla küçük. BEYAZ ATLI PRENSİN." Beyaz atlı prensimi bulacağımı hiç düşünmezdim. Hem...