Yakalanma

93 6 4
                                    

     "Şey, ben de Arya. Tanıştığımıza memnun oldum."  Deyip uzattığı eline uzanıp elini sıktım. Ellerimizin buluşmasıyla vücudumda baştan aşağı elektrik akımı geçmişti sanki. Gözlerimi gözlerinden alamıyordum ve her geçen saniye kalbim daha hızlı çarpıyordu. Sanki bundan rahatsız olmuş gibi boğazını temizleyerek birden elini çekti.
     "Sizi çok tuttum, bir yere gidiyordunuz sanırım."
    Yaşadığım hayal kırıklığı ve incinen kalbim gözlerimde dolan yaşlar olarak kendini göstermişti. Bu halimle kaç erkek bakardı ki zaten? Üstelik birde Doğu'nun bana bakması penguenlerin uçma ihtimaliyle aynıyken.
      "Evet, doğru. Markete gidiyordum ben. İstediğiniz ya da gerekli olan bişey varsa alabilirim?" Evet, gerçekten düşünmeden konuşuyordum. Benden kaçarken ona yakınlaşmaya çalışıyordum.
       "Hayır, teşekkürler." Dedi soğuk bir gülümsemeyle. Bende ona gülümsemiştim içten gelmeyen soğuk ve resmi bir tebessümle. Daha sonra da arkama bakmadan merdivenlerden indim.
         Doğu gerçekten kafamı karıştırmıştı. Sanki yaklaşmak istiyor ama bir şey onu uzakta tutuyordu. Bana yaklaşmak istiyor, ama korkuyordu sanki. Ya ben onun için ulaşılmazdım ya da o benim için ulaşılmazdı.
          Kafamdaki bu düşünmeleri uzaklaştırmaya çalışarak arka cebimden telefonumu çıkardım ve Berra'yı aradım.
         "Günaydın canım. Bişey mi oldu?" Diye açtı telefonu. Hiçbir şey olmamış gibi konuşuyordu benimle.
         "Hayır olmadı. Şey aslında markete gitmem gerekiyor. Sen de benimle gelebilir misin diye aramıştım." Aslında bu durum artık beni sıkmaya başlamıştı. En ufak bir market alışverişine bile tek gitmemi istemiyordu annem. Her defasında Berra'yı aramaktan bıkmıştım. Bu sefer konuşmaya da ihtiyacım vardı aslında ama Berra'yla eskisi gibi olabileceğimi düşünmüyordum dün geceden beri.
           "Tamam canım. Beş dakikaya ordayım."
           "Görüşürüz." Deyip kapattım.
           Anlaşılan eski sevgilim Arda, ona ayrıldığımızı söylememişti. Dün gece Berra'nın evine giderken yol üzerindeki bir parkta öpüşürken görmüştüm onları. O gün için Arda bana şehir dışında olduğunu, Berra da bana evde yemek hazırladığını söylemişti. Sadece on dakika erken çıkmıştım. Berra'nın evine gittiğimde de ona hiç bişey söylememiş ve belli etmemiştim. Evinden çıkınca da Arda'yı arayıp ayrılmak istediğimi söylemiştim ve o defteri kapatmıştım.
            Merdivenden gelen ayak sesleriyle yerimden sıçramıştım. Doğu'yu görünce kalbimin sesine yine hakim olamamıştım. Elindeki bir kaç torba çöpü atmaya çıkmıştı.
            "Sevgilini mi bekliyorsun yoksa?" Dedi alaycı bir ses ve gülüşle.
            Hayır dememe gerek kalmadan Berra içeri girmişti. Berra'ya buz gibi bir bakış atıp "gördün mü" dercesine bakışlarımı Doğu'ya çevirdim.
            "Sevgilim değil arkadaşımı  bekliyordum. O da geldi." Dedim. Tam kapıya doğru giderken Berra her zamanki gibi atladı.
            "Arya, bu yakışıklı arkadaşınla tanıştırmayacak mısın beni?" Doğu'ya iş atıyordu resmen. Donup kalmıştım. Bakışlarımı çevirdiğimde Berra'nın Doğu'ya gülümseyip dudağını ısırarak bakıyordu. Bir dakika. Göz mü kırpmıştı o? Zaten ona sinirliydim ve şimdi o kızıl saçlarından tutup kafasını apartmanın kapısındaki cama geçirmemek için zor duruyordum.
            Bakışlarımı Doğu'ya çevirdiğim de ise oralı olmadığını hatta arkasını dönüp apartmanın bodrumuna indiğini görmüştüm. İçimdeki rahatlama tarifsizdi, anlatılamazdı.
             "Uyuz, bakmadan gitti. Selam bile vermedi." Dedi Berra.
            "Bakılmaya ya da selam vermeye layık görmemiştir demek ki." Deyip apartmanın kapısını açtım ve Berra'nın kapıdan geçişini izledim. Uzun boyuna rağmen giydiği topukluyla yanımda iyice uzun kalmıştı. Üstelik ben bu kadar salaş giyinirken o, kolsuz gömlek altına dapdar bir pantolon giymişti. Alt tarafı markete gidiyorduk oysa ki.
             Başkalarının Berra'ya attığı bakışlarla ve sessizlikle markete girdik. Çikolata ve jelibon alacağımı unutarak un, süt, yumurta almaya karar verdim. Kek yapacaktım. Hem de Doğu'ya da götürecektim. Aslında sırf onun içindi çünkü başka nasıl konuşabileceğimizi ve aramızdaki mesafeyi kapatabileceğimi bilmiyordum.
              "Hayret, sen birşeyler mi yapmaya karar verdin?" Diye sordu Berra alaycı bir şekilde. Hala benimle konuşmasına tahammül edemiyordum. Kafamı sallayarak geçiştirdim.
              Her reyondan geçerken ellerimin titremesine engel olamıyordum. Raftaki ürünler beni al diye bağırıyorlardı sanki. Ne olduğu fark etmiyordu sadece herhangi bir şeyi alıp cebime sokmak istiyordum o kadar. Kimin gördüğü ne yaptığım umrumda olmazdı zaten.
              Artık kendime hakim olamıyordum. İçimdeki adrenalin tavan yapmıştı. Berra'yı gözetledim. Arkası dönüktü ve bana bakmıyordu. Kalbimin sesini kulaklarımda hissederek karşımda duran küçük çikolataya uzandım. İşte elimdeydim. Avucuma saklayıp arka cebime götürüyorudum ki hemen yanımdan gelen erkek sesiyle irkildim.
             "Ne yapıyorsunuz siz küçük bayan?"
Multimedya: Doğu

Suç OrtağımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin