4.Bölüm

17.2K 1K 77
                                    

Merhaba canlarım..

Bölüm ile geldim. :) Umarım beğenirsiniz. Bölüm sonunda yorumlarınızı bekliyorum, olur mu? Düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Keyifli okumalar..

4.BÖLÜM

Hakan'dan

"Güzelim nasılsın?" diye sordum Su'yun saçlarını geriye doğru okşayarak. Daha sonrasında ise elimin tersini alnına yerleştirmiş ateşi olup olmadığına bakmıştım.

"İyiyim... Daha iyi oldum." Sözlerinin bir öksürük ile kesilmesi başta beni korkutsa da ateşinin olmaması içimin rahatlamasını sağlamıştı.

"Gece çok kötüydü," diyerek elimdeki bardağı Su'ya uzatan Ege'ye çevirdim bakışlarımı.

"Hastaneye gittiniz mi?"

"Gündüz gitmiştik." Sıkıntılı bir tavırla ensemi sıktım.

"Ama biliyorsun ki, hastalıklar gece daha da yoğun hissedilir. Neyse, şimdi iyi."

Kendimi biraz geriye doğru çekerek sırtımı koltuğa yaslayınca bakışlarım karşımda oturan Başak ile kesişti. Yeşil gözlerini düşünceli bir tavırla kısmış beni inceliyordu.

"Ne oldu?"

"Bir şey olduğu yok."

Derin bir sabır çekerek avuç içleriyle yüzümü sıvazladıktan sonra Su'yun sesiyle ona doğru döndüm.

"Size ne oldu?" derken işaret parmağıyla beni ve Başak'ı işaret ediyordu.

"Bir şey olmadı."

Sesim tekdüze ve her zaman ki gibi sertti.

"O yüzden mi birbirinizin yüzüne bakmıyorsunuz?"

Başak, kısılı gözleriyle karşısında oturan bana baktı.

"Hak ettiği gibi davranıyorum."

"Neymiş benim hak ettiğim?"

Eğer Ege araya girmeseydi büyük ihtimalle olaylar büyüyecek ve gece, tartışmamız ile sona erecekti. Fakat ben dahil kimse bunu istemiyordu.

"Ne yaptınız dün gece?"

Ege, bu soruyu sormuştu sormasına ama üzerine yönelen bakışları gördüğünde sorup soracağına pişman olmuştu.

Su, gülmemek için dudaklarını ısırırken Tuna'nın sesiyle ona doğru döndüm.

"Detaylarıyla anlatmamızı ister misin?"

"Aman," dedi Ege ellerini havaya kaldırarak. "Laf olsun diye sormuştum. Gerçekten merak etmiyorum, anlatmayın."

Herkes onun bu haline gülerken ben ayağa kalkarak pantolonumu düzelttim ve gerinerek vücudumun kendine gelmesini sağladım.

"Bir işin mi var?"

"Hayır," diye mırıldandım bir yandan Batuhan'a bakarak. "Ama gideceğim birazdan. Yorgunum, dinlenirim biraz."

Kafamı çevirip Başak'ın imalı bakan gözleriyle karşılaştığımda sinirli bir soluğu dudaklarımın arasından serbest bıraktım. Ve tekrardan yerime oturarak konuşmaya başladım.

"Sadece yorgunum. Ayrıca şirketteki durum da beni düşündürüyor. Biraz uyuyup kendime gelmem lazım."

"Dün gece uyuyamadın mı?" Tıpkı bir anne edasıyla sorusunu soran Su'ya içimden gülmek gelse de bunun onu kırabileceği ihtimalinden dolayı hemen vazgeçtim.

"Geç gittik eve zaten. Uyudum ama biliyorsun alışkanlık olmuş, erkenden uyanıyorum."

"Doğru."

Cebimden telefonumu çıkararak saate baktım ve tekrardan cebime yerleştirirken konuştum.

"Hatta gitsem iyi olur."

Yerimden kalkarak küçük adımlarla Su'ya doğru ilerledim ve saçlarının üzerine bir öpücük bıraktım.

"Kendine dikkat et, olur mu? Aklım sende kalmasın."

Su, gülümseyerek elimi hafifçe tuttu ve sıktı.

"Aklın bende kalmasın, iyiyim ben."

Ben de ona sıcacık bir tebessüm armağan ettikten sonra Başak'a doğru döndüm.

"Seni de bırakayım mı?"

"Hayır." Kafasını diğer tarafa çevirmiş, umursamaz bir edayla omuzlarını silkmişti.

"Kendim giderim ben."

Bir süre Başak'ın yüzüne baktım ve ardından kimsenin beklemediği bir hareket olarak tıpkı Başak gibi omuzlarımı silkerken konuşmuştum.

"İyi, kendin bilirsin."

Herkes şaşkın bakışlarını benim üzerime odaklarken o aldırmamış ve evden ayrılmıştım.

Tek elimi direksiyondan çekerek uykusuzluğun vermiş olduğu etkiyle sızlayan gözümü ovuşturdum. Bu daha kötü olmasını sağlamış, gözümü sulandırmıştı. Sıkıntıyla oflayarak elimi gözünden çektim.

"Beni mi buluyor hep?"

Aklımdan geçenler eş zamanlı olarak dudaklarımdan dökülmüştü.

Kendi halime gülerek kırmızı ışıkta durdum.

"Bir de kendi kendime konuşmaya başladım."

Kafamı iki yana sallarken ve ayağımı sinir bozukluğundan dolayı kıpırdatırken gözlerimi ışıklara dikmiştim.

Sonunda yeşil yandığında geçtim ve evime varana kadar zihnimden hiçbir şeyi geçirmemeye gayret etmiştim.

Başarılı olmuş muydum peki?

Hayır olmamıştım.

Dün geceden beri aklımdan çıkaramadığım düşünce hala aklımda saklanıyordu.

Kızıl.

Onu unutamıyordum.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin