6. bölüm

32 15 4
                                    

Keyifli okumalar. Bu arada 90 kişi olmuşuz. Bu 90 kişi bölümlere 1 oy vermeye üşenmeseler keşke.

  Kurabiyeleri yedim ve kurabiyeden önce bitmiş olan portakal suyunun boş bardağını incelemeye başladım.
  ''Şimdi mert benden ayrılmak istemiyor. Ama beni sevmediğini açıkça belli etti. Çünkü benimle sevgiliyken başka bir kızla çıkıyordu. Ee o zaman niye benimle sevgili kalmak istiyor ama benimleyken başka bir kızla oldu. '' diye sordum. Sıkıntıdan patladığımı belli eden sesimle. ''Off be kızım. Tamam boşver sen onu. Sen şu çakma abinle ne konuştun çalıyorum burada''. yüzümü buluşturarak cevap verdim ''Ya işte gittim odasına'' bir an duraksadım. ''Knk ya anlatmaya çok üşeniyorum.'' Dedim. Cevabını merak ettiğimi belli eden sesimle. ''Tamam sıla tamam. Anlatma öyle olsun.'' Burak bana küsmüş gibi yaparak bana hıh sesini çıkararak Arkasını döndü. Yüzümde sıcak bir gülümseme oluştu. ''Zil çalıyor ben kapıya bakiyim.'' Dedim ayağa kalktım ve Odamdan çıktım. Tam merdivenlerden iniyordum ki üzerime doğru iki hayvan koştu. Çığlık attım ve beni kovalayan bu hayvanlara kısa bir bakış attım ve odama doğru koşmaya başladım. Bu hayvanlar kim miydi? Tabiki derya ve umut. Şaka yapıyorlardı biliyordum. Hızla odama girip kapıyı kapatmaya fırsat bulamadan arkamdan odaya girdiler kahkahayla gülüyorduk. Hemen Burak'ın arkasına sakladım. ''Buraggk'' diye bir çığlık attım. Eş zamanlı olarak Burak beni itti. ''git. Konuşmuyorum ben seninle.'' Dedi. Umut ve derya duraksamıştı. Şaşkına dönmüş bir şekilde Burak'a ve bana baktılar. ''Ufff anlatıyorum tamam yaa'' dedim. Burak hevesle Arkasını döndü ve bana pür dikkat bakmaya başladı. ''Ya işte cuma aksami saat 7'de okulun 3 sokak ötesinde ki lokantada yemek yiyecek ve kaynaşacakmısız.'' Dedim. Daha sonra yatağımdan kalktım ve ''ben su içeceğim isteyen var mı?'' Diyerek kapıya yöneldim. ''Sılaa'' dedi derya. ''Tamam derya sana getiririm başka isteyen?'' Diye sordum cevap gelmeyince Odamdan çıktım.
- Derya'nın ağzından-
''Sılaa diye gereğinden çok az fazla çıkan sesimle bağırdım gibi bir şey oldu. Kuzum beni su içecek sandı. ''Tamam derya sana getiririm başka isteyen?'' Diye sordu cevap gelmeyince odadan çıktı. ''Olamaz'' dedim. Korkunç çıkan sesimle ''Ayy sıla'nın adını mı ezberliyon'' diye soran Umut'a 2 saniye baktım ama bu iki saniyenin içinde dakikalar saklı idi. Gözlerim ile çok şey anlatan bir insandım ben. Ve neyi ifade etsem kim olursa olsun hemen anlardı. Umut'da neyi ifade etmiş olduğumu anlamış olacak ki sustu. Çünkü gözlerim ile anlattığım şeyler bana bak sus konuşma alırım ayağımın altına bununla da kalmam söylerim seni Dilara'ya umut seni seviyo diye. İşte umut bunları anladığı için sustu. ''Şimdi yanıma gelin. Çabuk olun'' dedim öfke ile. ''Ne oldu?'' Diye soran Burak'a gel bakışı attım. Sessiz ve hızlı bir şekilde burak ve umut yanıma geldiler. Onlara gizli numaradan sıla'nın cep telefonuna gönderilen fotoğrafı gösterdim. ''Oha bu mert mi. İşte şimdi bittin oğlum sen benim kardeşime yamuk yapmak ha. Bittin sen mert'' diyen Burak'a onu   onayladığımı belli eden bir ifade baktım.  Burak ben umut ve sıla birbirimizi ailemiz yerine koymuştuk. Biri bizden birini uzecek bir hareket yaparsa bizim için onun işi bitmiştir. ''Oğlum bu ne hal? Naptin sen mert? Sen benim kardeşimin sevgilisiydin.'' Diyen Umut'a baktım. ''Ya ben aslında ilk başta sıla yanlış anlamıştır falan diye düşünüyordum amma ve lakin bu sarılma. Hangi mal gönderdi bu fotoğrafı sıla'ya? Neyse siz yerinize geçin bende şu fotoları sileyim. Şu kişiyi de engelliyim'' dedim ve fotoğrafları sildim. Telefonu koydum ve yerime geçtim tam oturduğum anda içeri sıla girdi. 

sen giderken benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin