9. bölüm

28 11 6
                                    

Arkadaşlar yeni bölüm geldii. Uzun yazdim bu sefer

  1 hafta sonra....................................
(Derya'dan)
Olabilir de olmayabilirde ben ne diyim bu çocuğa şimdi. Gelmiş karşıma üfff ya. Millet deliye biz akıllıya hasret. Tövbe tövbe ''Ne biliyim ben git Deniz ablana sor.'' Yanımdan dudak bükerek ayrılan çağan'a bakıp göz devirdim.
''Ya gençler bir şey soracağım. Sizce ben büyüyünce Melisa ile evlenebilir miyim?'' Ayy bi deli daha. ''Umut karar ver tatlım Dilara mı Melisa mı sen hangisini seviyorsun?'' Artık etrafta dönen bu muhabbeten sıkılmıştım. İç çekerek portakal suyundan bir yudum daha aldım ve yeniden iç çektim. Tam o esnada içeriye mert girdi. Benim odama girdi. O gerizekalı buraya geldi!! ''Mert?!'' Dedi burak tek kaşını kaldırarak. Oyş. Tipini yediğim. Neyse ya dur ben şuna bir haddini bildireyim. ''Mert ne işin var burda git çabuk çık çık çık.'' Dedim aynı zamanda da işaret parmağımla kapıyı gösteriyordum. ''Burak ve umut ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz? Bir daha Elif'i tehdit ettiğinizi duymayacağım. Ya siz nasıl giderde tehdit edersiniz? Bakın ben Sıla'yı falan aldatmadım'' yaw hehe canım yaw hehe ''Ya tabi tabi mert bey seni de baban doğurdu dimi?'' Bu söylediğimi mert tek kaşını kaldırarak umut mal mal bana bakarak burak ise kafasını biraz gülerek iki yana sallaması ile karşıladı.
Merti Odamdan kovdum ve kapıyı arkasından gürültü ile örttüm. Odama gittiğimde ''genellikle deli ve Çocuk gibi davranan sila, akılsız olan kişi de umut olurdu ama sen hep akıllı kızı oynardın ne oldu Allah aşkına ne oldu sana?'' Dedi burak. Ya mal bu çocuk mal. ''Hayır canım sen yanlış biliyorsun Asi, deli biraz da çocuk olan sıla. Saftirik akilsiz manyak olan umut. Daha küçücük bir bebek ama yeri geldiğinde abi gibi bir manyak olan sen ve hepinizden üstün akıllı ve güzel olan benn'' dedim. Burak gözlerini devirdi ve ''Ya tabi tabi seni de baban doğurdu dimi?'' Dediği an umut felç. ''Ahahhaahaa'' gibi anırmayla karışık değişik sesler çıkaran Tabi ki umut oldu. Hayır yani tamam seviyorum ama böyle de yapılmaz ki niye taklitimi çıkarıyor sanki? ''Susar misin umut? Hadi be kalk yerden ayırmayı da kes. Gidiyoruz.!!'' Dedim ayağa kalkarak. ''Nereye?'' Diye sordu burak. ''Tabi canım tabi seni de baban doğurdu zaten.'' Dedim ve odamın kapısına doğru yürüdüm burak ve umut arkamdan geliyorlardı. Önlerinde ben olduğum için kapıyı da (odamın kapısı) ben açtım ve onlara döndüm kapının öbür tarafina geçtim ve kapıyı yüzlerine kapattım. Yani onlar odamda kalmış oldu. Daha sonra arkamı dönerek Evimizin kapısına doğru yürümeye başladım o esnada burak kapıyı açmış arkamdan homurdanarak geliyordu. Umut Burak'ın arkasında yine kahkahaya gülüyordu. Önde olduğum için kimse benim zaferin verdiği sinsi gülüşümü görmedi.

..........Sıla'dan.........................

''Tamam. Bak şimdi sen al laptopu otur şu kanepeye araştır. Sen söyle önemli yerleri ben yaziyim.'' Hocamız bir odev vermişti ve ben hiç tanımadığım ve çok gıcık bir tip olan bu çocukla ders çalışacaktım aslında şu anda da çalışıyorum. Ve dersleri umursamayan bu çocuk ile ders çalışmak çok zor. ''Bak biz ne yapalım biliyor musun? Sen beni hiç yorma. Sen hazırla her şeyi yarın da sun. Beni falan karıştırma. Tamam? Hadi görüşürüz.'' Dedi ve gitti. Arkasından bakakalmıştım. Kapı kapanma sesi ile şaşkınlığım bir kat daha arttı. Gitti yani? ''hah sen git. Ben bütün ödevi tek başıma yapayım sonra da yarın beraber teslim edelim ödevi. Oh ne ala memleket.'' Sinirle koltuğa oturdum. Homurdanarak laptopu elime aldım ve bacaklarımın üstüne koydum. Koltuğa güzelce yaslandıktan sonra araştırma yapmaya başladım.
   Bir yandan da önemli bilgileri defterime not alıyordum. E yani İnsan çalış çalış sıkılıyorsa demek ki bende bir an sıkıntıdan patladığımı belli eden hareketler sergilemeye başladım. Mesela koltuğa uzanmış ve sağ bacağını havaya kaldırmış bir şekilde duruyordum. ''Aayh yetti bee'' diye isyan ettim sonunda. ''Sıla bir şey mi istedin?'' Diye mutfaktan bana bağıran tontiş yanaklı Ayşe sultana ''ben mi?.... yoooğk canım ne istiycem sadece sihirli bir değnek o da ödevin bitmesi ve Şu gerizekalı ödev arkadaşımın vefat etmesi.'' Dedim tabi ki mutfak ve Salon arası uzun olduğundan ayse sultan beni duyamadı ve ''anlamadım kızım'' dedi. Beni kim anlıyor ki .
  Telefonumu elime aldım ve uzun zamandır internete girmediğimin farkına vardım. WiFi'yi açmamla bildirimlerin ard arda gelmesi bit oldu. 2 gün boyunca girmedim 48 saatcik ne vardı da watsapptan 813 tane mesaj gelmişti acaba? Önce profil resmimi sonrada durumumu değiştirmeye karar verdim. Profil resmim mert ile olan bir resmimdi çünkü eee durumum da da AŞK♡  yazıyordu.

  Profil resmimi derya ile olanlardan bir tane yapmıştım durumumu daa ''Ne yapsam ki aşk ile ilgili bişey mi yapsam ki ne olsa ki hımmm ahanda buldum.'' Dedim. Yine kendi kendime konuştum dimi ben hemde sesli. Bu alışkanlığımdan vazgeçmeliyim. Durumumu 'iyi ki bir aşk bitmiş. Aşkı yeniden tatmak güzel Aşk yeniden' yaptım mert bey sevgilim var sansın bakalım aslında onun zaten bir sevdiği var. Beni umursamaz bile ama beni sevmeyenlere ufak bir 'KAPAK' yapmak beni mutlu ediyor doğrusu

sen giderken benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin