Elimi yüzünden çekti.
-Güzel olmuş dedim ya.
Ne oluyordu?Onu sinirlendiricek bir şey mi yaptım.Sanırım bu gün onun yanın da yatmamalıyım.
-Natsu-sama.
-Ne var?
-Sanırım bu gün kendi odamda kalmam lazım Natsu-sama.
-Peki.
Dışarı çıktı ve hizmetçilerden bana oda hazırlatmalarını istedi.Ne kadar Natsu-sama'nın yanında yatmak istesem de daha hazır değil.Olsun kadınlar zor anlaşılır olsa da Natsu-sama onlara zor anşılmakta bin basar.Natsu-sama içeri girince.
-Odana hazır Lucy.
Dedi.Bende onun yanına yaklaştım.
-İzninizle Natsu-sama.Ama bir şey demek istiyorum.
-Tamam.
-Lütfen gülmeyi bırakmıyın.
Dedim.O da gülümsedi.
-Olur.
Kendi odam gitmem için hizmetçiler geldi.Rahat olmak için daha kısa şeyler giydim.Bu sıcakta bu kadar uzun şeyi nasıl giydim ben?Sanırım uykum yok.Biraz balkona çıkayım.Yavaş adımlarla balkona çıktım.Sandalye gördüm ve oturdum.Elimi havaya kaldırdım ve elim de bir den defter ve kalem belirdi.Bu benim gücümdü.İstediğim şeyleri ışınlıya biliyordum.Fakat annemden bana kalan anahtarlar onları kullanabilmek için doğru anı bekliyordu.Bu anıları hatırladıkça gözümden bir damla yaş geldi.Bir tane daha ve bir tane daha gözlerimi sildim ve günlüğümü açtım.Evet bu defter benim günlüğümdü yaşadığım her şeyi buraya yazıyordu.Unutursam okuyup o anları bir daha yaşamak için.Bu defter hiç bitmez adı Bir Meleğin Günlüğü annelerden kızlara verilen bir şey.Eskiden her gün bu defteri okur annemin anılarını hayal ederdim.Ne güzel günlerdi.Ama anıları hayal ederken birden kendimi hayal ediyordum.Çünkü annem bana çok benziyordu.Bir den bir bakmışım babamın yerini Natsu-sama alıyordu.Az aklıma gelip kızarmamıştım o günlerde.Şimdi onun yanındayım ve onu aşık etmek bana kalmış bir şey.Satırlar bembeyazdı aynı annem ve babam gibi.Fakat o satırları kirletmeye cesaretim var mıydı?Sanmıyorum yazmak ne zamandan beri bu kadar zor olmuştu?Böyle şeyler düşünürken kendi mi karanlığa mahkum hissetmiş gibi oluyordum.Bir den bir ses duydum.
-Lucy!Sana diyorum cevap versen artık.
Karşı balkondan bana sesleniyordu.
-N-Natsu-sama sizin sesiniz duymamışım yazmaya dalmışım.
Elimde ki kitaba baktı.
-Neden sayfa boş o zaman?
İşte bu cevap veremiceğim bir soruydu.Yeni sayfaya geçtim desem?Bu seferde diğer sayfalara bakmak isticekti ve okudukca onun hakkında bir sürü şey görücekti ve ben domates olacaktım.Annem ve babam beni seviyorlar mıdır acaba?B-bu soru nereden aklıma geldi durduk yere?Ama bu konuyla alakasız.Seviyorlar mıdır?Eğer sevmeseler bana seni seviyorum demezlerdi!Demezlerdi değil mi?
-Lucy sen iyi misin?
Bir daha duydum o sesi beni karanlıktan kurtarmak isteyen o sesi.Ama bu ses bir anda yanımda belirdi ve bana sarıldı her şeyin görüntüsü geldi.Ama o da fazla sürmedi.Karanlığa daha çok mahküm oluyordum sanki.
-Lucy,Lucy güçsüz Lucy annesi,babası savaşırken bir şey yapamayan Lucy.Cesaretsiz Lucy senin yüzünden ölen annen ve baban şimdi senin için geri döndüler ve senden intikam alıyorlar.Katil Lucy katil.
-Sen neyden bahsediyorsun annem ve babam beni seviyor.
-Kimse katilini sevmez.Lucy.
-Katil değilim ben!Katil değilim ben!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nalu Sahip
FanfictionOrada oturmuş yıllardır birinin anahtarımı bulmasını bekliyordum.Ben bir periyim.Evet yanlış duymadınız peri.Perilerin kendilerine özel anahtarları olur.Bu anahtarlar onların kaderlerini seçer.Onlar asla seçemez fakat bazı periler yani asil periler...