Hastanede gözlerimi açtım. Açar açmaz önümde Jack'i gördüm Jack - Naber dostum. Dedi gülümseyerek omuzuma baktım ve üzgün bir şekilde - Kaç gündür uyuyorum? Jack-3 gündür kardeşim çok kan kaybetmiştin kendine gelmen zorlaştı muhtemelen yarın taburcu olacaksın ve bir ziyaretçin var. Deyip odadan çıktı. Odaya kim girecek diye bakarken Bay Richard gülümseyerek içeriye girip - Nasılsın evlat. Dedi bende gülümseyerek - Sağolun efendim. Dedikten sonra Bay Richard ayağa kalktı - En iyi adamımı böyle görmek istemiyorum çabuk iyileş evlat. Odadan çıkmıştı Bay Richard Jack de bana el sallayıp - Uyu artık Jim. Demişti. Beklenen gün gelmişti taburcu oluyordum kapıdan çıktığımda Bay Richard arabayı işaret etti ve bindim. Mekana gittiğimizde elime bir silahı verip - Bakalım marifetlerin hala duruyormu. Deyip yaklaşık 20 metre, 30 metre ve 10'ar metre şeklinde artan vurmam gereken şişeler vardı. - Bakalım ve görelim efendim. Bay Richard gülüp - Kaç kurşun lazım. - 10 Kurşun yeterli. Dedikten sonra sonlara doğru biraz zorlansamda tüm şişeleri kırıp Bay Richard'a dönüp - Saygılar efendim. Dedim ve gülüp Jack beni çağırdı
Arabayı göstererek - Bagajı aç Jim. Açtığımda bir insan görmüştüm - Kim bu. Dedim Jack'e - Seni vuran pislik. Dediğinde pis bir şekilde sırıttım ve bagajda duran pisliğe dönüp - Biraz eziyete ne dersin? Bagajdan çıkartıp Jack'ın hazırladığı odaya götürdüm - Konuş! deyip suratına tekme attım. Ağlıyordu korkudan pislik herif. Konuşmuyordu bende elime silahımı alıp ayak parmaklarına tek tek ateş ettim acıdan çok bağırıyordu yüksek bir şekilde bağırarak - Konuş kimin adamısın! Dedikten hemen sonra kurşun seslerini duydum silahımı alıp kapıdan çıktığımda Bay Richard, Jack ve adamlarımız bir çeteyle çatışıyordu. Beni görmemelerini fırsat bilip merdivenlerden hızlıca çatıya çıktım makinalı silahı alıp çeteyi kurşuna dizmeye başladım çoğu adamları vurulduktan sonra arabalarına binip kaçmaya başladılar. Hemen aşşağıya inip Bay Richard'a - İyimisiniz? - İyiyim evlat merak etme. - Onlar kim? - Siyah John'un adamları. Bay Richard bunu söyledikten sonra aklıma takılmıştı evime gidip Siyah John'u araştırmaya başladım. Öğrendiklerime göre bir uyuşturucu pazarlayıcısı ancak bu bana yetmezdi Jack'i arayıp - Benimlemisin? - Kimlerin beynini patlatıyoruz? - Siyah John'un. - Clinton Parkında buluşalım. Arabama binip Clinton parkına gittim. Jack ile uzun süre konuştuktan sonra dense mahallesinde yaşadıklarını söyledi Jack ancak o mahalle bu şehirde en çok korkulan mahalleydi fakat benim korkum yoktu - Hadi Jack gidiyoruz. Dedim ve Jack gülüp arabaya bindi mahalleye yakınlaştığımızda Siyah John'un adamları görünmeye başladı en son teknoloji silahlar çok sayıda insan herhangi bir saldırıya karşı bekliyordu. Civarda hiç bir polis o mahalleden geçemiyordu. Ancak ben ne polistim nede bir korkak arabayı hızla sürüp mahallenin içine dalıcaktım Jack bana - Dur Jim birdaha düşünelim. - Jack istersen geri dön bunu tek başımada yapabilirim. Jack gülerek - Alacağımız silahları diyorum dostum. Ortam yumuşamıştı ve hazırdık hızla sürüp savunmada duran adamları arabayla ezdikten sonra silahlarımızı çıkartıp haklamaya başladık arabanın aldığı aşırı darbeden sonra arabadan inip saklandık yanımda getirdiğim el bombalarını atmaya başladım dışardaki adamları temizledikten sonra binanın içine girdik. Binanın içinde Siyah John u görmüştüm bana bakıp gözlerini kıstı ve beni işaret ettikten sonra boğaz kesme işareti yaptı. Eline bir bazuka aldı Jack ve ben ayrı yerlerdeydik Jack'i nişan alıp güldü bende Jack diye bağırarak Jacke doğru koşuyordum...Bölüm 2 İşler Zorlaşıyor sonu. Bölüm 3 çok yakında sizlerle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEDEN OLDU?
AdventureBu zalim dünyada hayatta kalmaya çalışan bir yetim. Ve sınırları en çok zorlayan mafya hayatı.