~4.BÖLÜM~

22 6 4
                                    

"Eylül.Güzelim iyi misin?"

Kirpiklerini sanki evet dercesine kırptı.Elimi daha da sıkmaya başladı.Gözlerinden birkaç damla yaş aktı.Ellerimle narince dokunarak onları sildim.Sanırım doktoruna haber vermem gerekiyordu.Yavaşça elimi elinden ayırdım ve odanın kapısına doğru yöneldim.Ses çıkarmamaya özen göstererek kapıyı açtım ve dışarı adımımı attım.Kapının hemen yanında Can vardı.Ona Eylül'ün yanına gitmesi için bi bakış attım.Tabii zeki çocuk hemen anladı.Herneyse.Doktor az ileride hemşireyle konuşuyordu.Yanına doğru ilerledim.Önümden sedyede bir hasta geçti.Sanki tanıdık bi sima gibi geldi.Karıştırdım heralde.

"Hemşire hanım Eylül kendine gelmeye başlıyor."

"Tamam hemen geliyorum."

Hemşire odaya girdikten sonra Can'ın yanına geldim.

"Abi sen bu kıza aşık olmadığına emin misin?"

"Can ağzını burnunu kırarım senin.Tabikide sadece arkadaşım."

"Tamam öyle olsun.Konuştuğumuz gibi ben gideyim evdeki misafir odasını hazırlatayım.En geç 2 güne gelirsiniz zaten."

"Eyvallah Can.Herşey için sağol."

Can'la tokalaştıktan sonra evşne gitmek için hareketlendi.Bu sırada hemşire hanım Eylül'ü muayene ediyordu.

"Sanırım daha uyanmaz ama önümüzdeki bir iki saat içinde kendine gelebilir."

"Peki.Teşekkür ederim."

****Melek Hanım****

Allahım.Ben nasıl kötü bişey yaptım.Eylül Hanım Ceyhun Bey'i o kadar severken ben nasıl ona oyun oynayabilmiştim.Nazan Hanım'ı arayıp herşeyi anlatmalıydım.Daha fazla o kızın üzülmesine izin veremem.

"Alo.Nazan Hanım.Ben daha fazla dayanamam.Eylül Hanım'a herşeyi anlatmaya karar verdim."

"Melek ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama şu an müsait değilim.Ceyhun'u tekrar hastaneye götürüyoruz.Orada daha iyi tedavi olucak.Kapatıyorum.Bay bay!"

Yüzüme kapattı.

Nasıl yani?Ceyhun tekrar neden hastaneye gidiyordu?Bunu anlamanın tek yolu vardı.Oda hastaneye gitmek.

****Nazan Hanım****

Ceyhun'un durumu iyiye gidiyordu.Fakat evdeki şartlar altında tedavi olamayacağı için onu yeniden hastaneye getirdik.Ama tab2 bu sefer başka hastanedeydik.Oğlumu sedyeyle özel odaya götürürlerken çok tanıdık birini gördüm.Bu o Eylül'ün konuştuğu çocuk değil miydi?Onun burda ne işi vardı?Hemen elimle yüzümü kapatıp odaya doğru yürümeye başladım.İçeri girdiğimde doktor konuşmaya başladı.

"Nazan hanım oğlunuz önümüzdeki 24 saat içinde kendine gelicek.Sadece ufak bir sorunumuz var ama telaşa gerek yok.Ceyhun geçici "hafıza kaybı" yaşayacak ki bu sadece 2 hafta civarı bi süreyi kapsıyor.Endişelenmenize gerek yok."dedi.

"Teşekkür ederim." dedim ve odadan çıkana kadar arkalarından baktım.

Aklımda şu an 2 şey vardı.Birisi bu geçici hafıza kaybı nedeniyle Ceyhun Eylül'ü kesinlikle hatırlamayacaktı.İşte bu en güzeliydi.İkincisi ise o çocuğun bu hastanede ne işi vardı?

****Eylül****

Uyandığımda gözlerim hafif bulanık görüyordu.Ama görüntü gittikçe netleşiyordu.Burası nereseydi?Ben nasıl buraya gelmiştim?Bir dakika.En son biz kaza yapmıştık!Ama Ozan neredeydi?Yoksa ona bişey mi oldu?

"Ozannnn" dememle odanın kapısının açılma sesi kulağıma geldi.Sesin ardından yanıma doğru gelen Ozan'ı görmüştüm.Yüzünde ufak tefek yaralar ve sol kaşının üstündeki yarası sargı beziyle kapatılmıştı.Benim yüzümden kim bilir ne hale gelmişti?!

"Ooo güzelim uyandın mı?"

"Şu halimde bile gülüyosun ya pes."

"Ben sadece kafanı dağatmak için öyle yapmıştım -,-"

"Tamam ya bende şaka yapmıştım :D"

Şaka maka Ozan'la daha iyi anlaşmaya başlamıştım.Kanım ısındı diyebilirim.Zaten annemler yüzünde biz üvey kardeş gibi oluyoduk dimi -_-.Kafamda başımı ortadan ikiye ayıracak derecede ağrı vardı.

"Ozan ben özür dilerim.Herşey için.Yani böyle bişey yapmamalıydım.Sana neler yaptım.Benim yüzümden neler çektin.Şu suratının haline bak.Hepsi benim suçum.Arabana noldu bilmiyorum ama onunda bir hurda yığınına dönüştüğünü tahmin edebiliyorum.Lütfen affet beni."

"Eylül.Özür dilemene gerek yok.Senin ruh halini anlayabiliyorum.Benim nişanlım öldüğü zaman bende defalarca bu girişimlere başvurdum.O yüzden özür dilemene gerek yok prenses ;)"

"Herşey için sağol Ozan.Sana daha fazla yük olmayacağım.Hastaneden taburcu olduğum gün burdan gidicem.Herşey için sağol."

"Hayrola güzelim nereye gidiyosun bakalım?"

"Yani evime giderim heralde başka nereye gidicem.Aslında aklımda bir yer var ama."

"Tabiiki bize gidiyoruz Eylül :D"

"Saçmalama Ozan.Ben sana niye geleyim.Yeteri kadar yük oldum.Hiç gerek yok."

"Seni bu halde hayatta bırakmam fıstık.Fazla uzatmayalım istersen ;)"

"Off Ozan off.Tamam gelicem.Ama iyileşene kadar.Tamam mı?"

"Bakarız :D"

Bana acımı unutturan tek kişi Ozan'dı sanırım.İnsan sadece 4-5 saattir tanıdığı biriyle nasıl iyi anlaşabilirdi.Nasıl güvenebilirdi?

"Kantine iniyorum bişey istiyor musun?"

"Bi kahve fena olmaz sanırım.Bende gelebilir miyim?"

Resmen Ozan'a yavru köpek bakışımı attım.Ama aldığım cevap net.

"Otur oturduğun yerde tabiki hayır."

"Seni döverim Ozan."

"Kapışalım mı?"

"Hala dalga geçiyo!"

"Ben en iyisi kahveleri alayım by :D"

"Defol git Ozan" dedim ve o meşhur dilimi çıkarttım.

Odadan çıktığını anladığım zaman yanımdaki komodinden telefonumu aldım.21 cevapsız arama ve 3 mesaj vardı.Ekranı kaydırdıktan sonra ilk önce cevapsız aramalara baktım.21 cevapsz aramada melek hemşireden di.Acaba bir şey mi oldu?Gerçi olan oldu zate daha ne olsun.Cevapsız aramalardan çıkıp mesaj bölümüne girmek üzereydim ki Ozan elindeki kahveleri komodinin üzerine bıraktı ve telefonu elimden çekip aldı.

"Güzellik uyanır uyanmaz telefonu eline alamazsın.Radyasyon zararlıdır ;)"

"Doç.Dr. Ozan Oklar konuştu lütfen dikkat"dedim alaycı bir tavırla.

"Dalga geçme prenses ben doğruları söylüyorum :D"

"Off tamam ya.Ben biraz daha uyucam izninle."

"Müsaade sizin efendim."

****Ozan****

Yaklaşık 10 dakika kadar sonra Eylül yine uyumuştu.Bende fırsattan ifade telefonunu kurcalamaya karar verdim. Telefonu elime aldığımda 3 mesaj gördüm.Ama hayır.Tabiiki özeline bakmayacaktım.Mesajlar diğer hastanedeki Melek hemşireden'di.Dayanamadım ve mesajları sırayla açmaya başladım.Mesajları okumamla beraber yerimde donakaldım.Mesajlarda aynen sırasıyla bunlar yazıyordu.

**Eylül hanım konuşmamız lazım**

**Dayanamıcam artık söyleyeceğim**

**Ceyhun ölmedi, yaşıyor!**

SEVDİĞİM İÇİN(Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin