-Eylül bak!!Hiçbir şey bildiğin gibi değil beni bir dinler misin?
-Dinlenecek bişi yok Ceyhun!Kenara çek inicem...
-Benim canımı sıkma Eylül!Hiçbir yere gitmiyorsun.Beni dinleyeceksin!Gözlerime bak.
-Yine bana o bakışlarını mı yapıcaksın?Hadi canım bu sefer yemezler.Çek sağa dedim!!!
Her ne kadar mecburiyetten de olsa ondan kendimi sağutmaya çalışmak gerçekten zor olucaktı.Hangi insan 3 yıldır her an beraber olduğu birini kendinden soğutabilir ki?Ama mecburum.En sonunda arabayı kenara çekmişti.Arabadan indim ve arkama bakmadan gittim.Arkamdan konuşmaya devam etti.
-Bu kadar çabuk bitiremezsin Eylül!Eminim bana geri döneceksin.Ağlayacaksın tıpkı benim şu an senin için ağladığım gibi.Özür dileyeceksin.Benim bıkmadan defalarca senden dilediğim gibi ama çok geç olucak!!!
Ağlamaya başlamıştım.Hemen ellerimle gözyaşlarımı silip arkama döndüm.
-Bu sefer özür dilenecek bişey yok Ceyhun.Ben seni çok sevdim ve seninde beni sevdiğini sanmıştım ama yanılmışım.Buraya kadar!Senden nefret ediyorum!Bir daha karşıma çıkma!!!!
İnanamadım.Bunları ben mi söylemiştim.Allahım yardım et.Ben ona bunları nasıl söyledim.Bu sözlerle sinirle arabasına bindi ve hızla gaza basıp gitti.Bende güçlükle kendimi topladım, geçen bir taksiyi durdurdum ve bindim.
6 ay sonra
-Eylülhanım!Hasta hala bitkisel hayatta.Lütfen sakin olun!Bir mucize olabilir ve Ceyhun Bey hayata dönebilir.Sadece biraz daha zamana ihtiyacı var.Emin olun...
-Daha ne zamanından bahsediyordunuz?6 ay yetmedi mi?Herşey benim yüzümden oldu.O gün kavga etmeseydik belkide biz şimdi burda olmazdık.
-Siz bence biraz kantine inin Eylül Hanım!Bi çay için gelin.Bakın biz burda Ceyhun Bey'in yanındayız merak etmeyin.
-Tamam. Çok sağolun bu arada.Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
Odadan çıktım ve kantine doğru yol aldım.Biraz ilerledikten sonra tam kantine girecekken biriyle çarpıştığımı hissettim.Başımı kaldırdığımda göz göze geldik.
-Yuh öküz!Önüne baksana!Görmüyor musun benim içeri girdiğimi.
-Bence biraz daha kibar olabilirsiniz hanımefendi.Ayrıca bilerek çarpmadım.Siz başınız aşağı eğik gidiyordunuz.
-Bide beni suçluyor ya!Seni kas yığını!
-Sen ne dedin?Bana kas yığını mı dedin?
-Evet başka burda iri yapılı bşr vücudu olan öküz var mı?Bir dahakine dikkatli ol canım.Çok kötü olur
-Hadi ozaman çay içelim?
-Seni artist öküz!Birde utanmadan bana çay teklifediyor, manyak seni.
Hoppp.Sustum ama sende yavaş gel yani.Sadece üzgün olduğunu gördüm ve çau teklif ettim.
-İstemez.Git artık burdan.Bide senle uğraşamam.
Son sözlerimide söyledikten sonra oradan uzaklaştım.(Bu arada çocuğun adı Ozan :D)
Ozan:Vay be!Güzel kız sadece biraz sert.Hala böyle kızlar kaldı mı?
-Salak kendimi bişey sanıyor.O gösterişli kaslarıyla beni etkileyebilecek sanki!Aslında iyi birine benziyo.Allahım ne diyorum ben?Kendine gel Eylül!
Tekrar Ceyhun'un olduğu odaya geldim.
-Eylül hanım siz yokken Ceyhun Bey'in annesi Nazan hanım geldi. Çok kısa bir süre oldu gideni.Sadece yanında 2 dakika durup gitti.Ve bunun gizli olmasını istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDİĞİM İÇİN(Wattys2015)
Acakİnsan gerçekten her ne olursa olsun kalpten hisseder miydi sevdiğini? Ona bir şey olduğunda sızlar mıydı yüreği? Bunu anlamanın tek yolunun ölüm olduğunu sanan bir genç kız. Eylül Kanlıca.20 yaşında 3 yıldır birlikte olduğu erkek arkadaşının ölümüyl...