Angela-Yanlış Düşünceler

67 4 11
                                    

Rüzgar acımasızca esmeye devam ediyordu. Sebastian'ın sıcaklığı beni ısıtsa da artık ondan ayrılmak zorunda olduğumu biliyordum. Biraz sonra kendimi toparlamıştım. Az önce neden ağladığımı bile bilmiyordum. Geçirdiğim şoktan olsa gerekti. Sebastian'ın kollarından ayrıldığım anda soğuk kendisini daha da hissettirmeye başlamıştı.

Ayağa kalktım, üstümdeki karı silkeledim ve Sebastian'a elimi uzattım. Elimi tutup ayağa kalktı fakat kendinde görümüyordu. Yanakları hala ıslaktı. Ani bir refleksle elimi kaldırdım ve yanağına götürdüm. Şaşkınlıkla bana baktığında ben de neden böyle bir şey yaptığımı anlamaya çalışıyordum. Birden beni kendisine çekti. Çenesini omzuma dayamış, nefesi kulağımı gıdıklıyordu.

" Bir daha sakın beni bırakmaya kalkma, anladın mı? "

Onayladım tekrardan afallayarak ve bana sarılmayı bırakıp elimi tuttuğunda büsbütün şoka girdim. Neden elimi tutuyordu ki? Düşmemem için mi? Yoksa az önce söylediği gibi onu bırakmamam için mi? Ve sonra acı gerçeklik yüzüme çarptı. Sevgilim olmasını söyleyen bendim. Elimi tutmasının nedeni bu olmalıydı. Yoksa neden böyle bir şey yapsındı ki?

Ben kendi düşüncelerimle boğuşurken çoktan yolu yarıladığımızı fark ettim. Sebastian'a baktım. Saçları karışıktı, ıslaktı ve kıvrılmıştı. Yandan profiline bakarken burnunun ne kadar güzel olduğunu düşündüm. Ayağım o salak taşa takıldığında elimden sıkıca tutarak beni düşmekten kurtarmıştı Sebastian. Hızlıca bir bakış atmıştı bana ve kehribar gözlerinde hafif bir endişe görmüştüm.

Beynimin mantıklı tarafı ne kadar yanlış şeyler düşündüğümü haykırıyordu bana. Haklıydı. O, öldürmem gereken adamdı. Burnunun ya da gözlerinin ya da dudaklarının ya da karmaşık saçlarının ne kadar güzel göründüğünün bir önemi yoktu. Çünkü planım onu, 2 haftaya gideceğimiz kampta, nefesinin tekrardan soğuk havada buharlaşamayacağı bir halde bırakmaktı. Böylece artık özgür olabilecektim, ve o güzel adamın katili. Yakalanmayacağıma dair güvence de almıştım, gönül rahatlığıyla kalbini elime alabilirdim. Ama nedense bir tarafım yapma diyordu, yanlış bu, seviyorsun onu. Ne?! Hayır, bu da nereden çıkmıştı? Hayır, hayır mümkünatı yoktu. Salak düşüncelerimi başka bir tarafa kovaladım ve dikkatimi yola odakladım.

Yerler hala buzlu hala kaygan, hava da hala soğuktu. Kar tekrardan atıştırmaya başlamış saçlarımıza beyaz tanecikler konduruyordu. Ve üşütüyordu. Kalın giysilerimize rağmen ıslanmış ve terlemiştik, hasta olacaktık. Evet, peri olduğumuzun ve sadece başka bir peri tarafından öldürülebileceğimizin farkındaydım. Ancak biz de insanlar gibi hastalanabilir veya yaralanabilirdik, sadece daha dayanıklıydık. Bedenimiz daha zor zarar görüyor, daha çabuk iyileşiyordu. Fakat kendimizi öldürememiz en kötüsüydü bence. Periler intihar edemezdi. Sadece başka bir peri tarafından öldürülebilirdi bu yüzden de bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yoktu. Herneyse bu kadar peri bilgisi yeter de artar size, eve geldik çünkü.

Sebastian kapıyı açıyordu, ayakkabılarımı çıkardım bende ve evin bizi sımsıcak karşılayan havasına karşı saçma bir mutlulukla doldum. Bazen küçük şeylerden mutlu olabilmeliydi bir peri, yoksa kendi kendine saçmalar, üzülür dururdu peri.

Evet, insan yerine peri yazmak çok saçma oldu ama beni de böyle idare ediverin artık.

Sebastian'a çabucak hoşçakal dedikten sonra kendimi duşa attım. Siz de nezle olmuş bir katil düşünemiyorsunuz, değil mi?

Sıcak su bedenimden akarken ne giyeceğimi düşündüm. Neden bilmiyorum. Sanırım eskiden ben de o normal genç kızlardan biriydim ve böyle şeyler düşünüyordum.

Dolabımın önüne geldim. Rahat penye bir şortla yarım kollu bir üst giydim, sıcacıktı. Ve etrafı toparlayıp aşağı kata indim. Işıklar hala açıktı ve karnım gurulduyordu. Pencereden dışarı baktığımda saatin çok geç olmamasına karşın havanın karardığını gördüm. Biraz televizyona bakıp kendime yiyecek bir şeyler hazırlasam iyi olacaktı. Koltuğa gittiğimde bir anda Sebastian'ı görmemle korkuyla yerimden sıçradım. Elimi kalbime götürerek hızlanan nefesimi sakinleştirmeye çalıştım ve ona baktım. Uyuyordu. Hem de ıslak kıyafetleriyle! Hasta olacaktı ve tüm planlarımı bozacaktı.

Görünmez KaçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin