-2-

13 3 2
                                    

Kot pantolonumun üstüne giydiğim Green Day t-shirtünü çekiştirdim. Bu, Michael'ın hediyesiydi ve onu mutlu etmek istiyordum. Ne yazık ki aldığı t-shirt, elimi kaldırınca belimin bir bölümünü açıkta bırakıyordu ve hava, içime başka bir şey giymek için fazla sıcaktı. Green Day'in Dookie albümünün kapağı vücuduma yapışmıştı ama içimden "Michael," deyip duruyordum. "Senin için yaptığı şeylerin sonucunda biraz mutluluğu hak ediyor." Ve onun hediye ettiği bir şeyi üstümde görmenin onu mutlu edeceğini biliyordum.

Pigs, aileler tarafından 'içkisiz bar' olarak bilinirdi. Oysaki müşteriler 16'dan büyükse istedikleri herhangi bir içkiyi alabilirdi. Burası, çevredeki birçok kasabanın gençlerinin geldiği bir bardı ve burda sahne almak, bir albüm anlaşmasına 2 adım kaldı demekti. Burda keşfedilen bazı gruplar şöhreti hiç yakalayamamıştı ama bazılarıysa Dünya çapında meşhurdu.

Bara, ailemin geçen seneki 16. yaş günümde aldığı 2. el Hondamla gittim. Barın çevresinde boş yer bulamadığım için 2 sokak öteye park edip yürüdüm. İçeri girdiğimde barın yarısı doluydu ama Luke beni fark edip gülümsedi.

Beni fark eden sadece Luke değildi. Calum da da beni görüp gülümsemişti. Etrafıma baktığımda gülümseyebileceği kişinin benim dışımda biri olamayacağını fark ettim. Fark ettiğim diğer şeyse üstümüzdeki t-shirtlerin aynı olduğuydu; tek fark, onun t-shirtünün üstünde küçük yırtıklar olması ve ne benimki kadar dardı ne de kısa. blink-182'den olduğuna emin olduğum şarkının son notalarını da çaldıktan sonra Calum konuşmaya başladı.

"Ah, merhaba. Bugün aramızda Melody var, kendisi gitarcımız Mikey'nin kuzeni..." Michael homurdandı ve Calum'a küfür etti. Etrafımdaki kızların Michael'a bakışlarını yakaladım ve kafamı tekrar sahneye çevirdim. "Komik değildi dostum,"diye lafına devam etti Calum. "Nerde kalmıştım..? Evet, Melody kesinlikle sosyalleşmeli ve sonunda buraya gelebildi! Biz de bunun şerefine yeni bir şarkı söylemek istiyoruz."

Konuşmanın gerisini Luke tamamladı. "Şarkı Hood ve Irwin tarafından yazıldı. Seni seviyoruz Melody!"

This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
Wait, don't tell me, heaven is a place on earth
(Bekle, bana söyleme, cennet yeryüzünde)
I wish I could rewind all the times that I didn't
(Keşke yapmadığım tüm zamanı geri alabilseydim)
Show you what you're really worth
(Gerçek değerini göstermediğim)
The way you held me, I wish that I had put you first
(Beni tuttuğun gibi, keşke seni önceliğim yapsaydım)
I was wrong I admit, numb from your kiss
(Haksız olduğumu kabul ediyorum, öpücüğün yüzünden hissiz)
While you were slipping through my fingertips
(Sen parmak uçlarımdan kayarken)
Taking every breath away
(Tüm nefesi alıyorum)
With all of the mistakes I made
(Yaptığım tüm hatalarla beraber)
From all the letters that I saved
(Sakladığım ilk harften itibaren)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
I wish I could make you stay
(Keşke kalmanı sağlayabilseydim)
And I'm the only one to blame
(Ve ben suçlanacak tek kişiyim)
I know that it's a little too late
(Birazcık çok geç olduğunu biliyorum)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
Wake me up now, and tell me this is all a bad dream
(Şimdi beni uyandır ve tüm bunların kötü bir rüya olduğunu söyle)
All the songs that I wrote, all the wrongs that I hoped would erase from your memory
(Yazdığım tüm şarkılar, hafızandan silebilmeyi umduğum tüm hatalar)
Holding onto a broken and empty heart
(Kırık ve boş kalbinde tuttuğun)
Flowers I should've bought, all the hours I lost
(Almış olmam gereken tüm çiçekler, kaybettiğim tüm saatler)
Wish I could bring it back to the start
(En başına gitmeyi dilerdim)
Taking every breath away
(Tüm nefesi alıyorum)
With all of the mistakes I made
(Yaptığım tüm hatalarla beraber)
From all the letters that I saved
(Sakladığım ilk harften itibaren)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
I wish I could of made you stay
(Keşke kalmanı sağlayabilseydim)
And I'm the only one to blame
(Ve ben suçlanacak tek kişiyim)
I know that it's a little too late
(Birazcık çok geç olduğunu biliyorum)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
I hope you know, for you I'd sacrifice
(Umarım senin için feda edeceğimi biliyorsundur)
To make this right
(Bunu doğru yapmak için)
Someday, I'm sure
(Bir gün, eminim)
We'll pass each other by
(Birbirimizin yanından geçeceğiz)
Until that time
(O zamana kadar)
Taking every breath away
(Tüm nefesi alıyorum)
With all of the mistakes I made
(Yaptığım tüm hatalarla beraber)
From all the letters that I saved
(Sakladığım ilk harften itibaren)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
I wish I could of made you stay
(Keşke kalmanı sağlayabilseydim)
And I'm the only one to blame
(Ve ben suçlanacak tek kişiyim)
I know that it's a little too late
(Birazcık çok geç olduğunu biliyorum)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)
This is everything I didn't say
(Bu söylemediğim her şey)

Healing The Scars //Calum Hood\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin