Öğleden sonra Gizemle ayrılıp akşam için hazırlık yapmaya gidecektik.Tabii benim daha önce Tarıkla buluşup onu oyalamam gerekiyordu.Bu arada da gizem fotoğrafın peşine düşecek ve neler yapabileceğimize dair bir şeyler düşünecekti.İçimdeki asi tarafım bu günü sanki çok beklemişcesine şimdiden parti kızına bürünmüştü.Aslında böyle ihtişamlı olayları pek sevmezdim.Ama bugün her şey daha farklıydı. ilk defa bu kadar özgür hissediyordum.Vapurdan baş üstünde sarkıp yavaşça saçlarımın suya dalıp çıkışını seyrediyormuş gibi... Özgür işte.
Kendimi bu tarık durumuna o kadar çok alıştırmıştım ki sanki isteyerek yaptığım normal bir şeymiş gibi yaşıyordum.Oysa aslında ne kadar kötü durumda olduğumu bugünkü özgür yanım destekliyordu.Kendimi özlemişim.Kendi asi kızımı.
Tam da saçlarımı maşa yapacak günü bulmuştum.Hava o kadar sıcaktı ki saçlarım tenime değdiği her yeri yakıyordu.Bu kadar uzun olmasını bende istemiyordum ama rengini çok seviyordum napayım.Gözlerimle çok uyuyorlardı.Küçükken göz rengimi sevmesem de büyüdükçe onları daha da çok beğeniyordum.Rengini annemden aldığını söyler hep babam.
Dışarıdan bakılınca güzel denilebilecek bir kızdım aslında.Ne var ki benim diğer güzel kızlar gibi duygularım yoktu.En azından ben böyle düşünüyordum.Çünkü kime sorsam en az birkaç sevgili yapmıştı.Gizem in bile onu tanıdığım süre içinde bir sürü sevgilisi olmuştu.Benim ise hiç olmamıştı.Tarık olayını hesaba katmazsak tabi.Sanırım ben gerçekten aşık olamıyordum.Belki de Tarıkla zorla da olsa bir şeyler yaşadığım için hiç oturup düşünmemiştim.Ama bazen yolda yürürken insanların yüzüne bakarken buluyorum kendimi.
Acaba bir gün bende aşık olacak mıyım?
Benim gerçekten böyle duygularım var mı?
Şu sırıkla bu kız ilerde evlenirler mi?
Ama yok,sanırım olmaz.Ona sonsuz sevgi ve güven besleyeceğim biriyle karşılaşmam çok güç çünkü.Ve evet,bu sırıkla o kız ilerde kesin evlenir.
Gizem yanımdan ayrılalı birkaç dakika olmuştu.Bende Tarıkla buluşmak için mağazanın az ilerisindeki çay bahçesine ilerliyordum.Tokamı ağzıma tutuşturup salaş bir kuyruk yaptıktan sonra tarığın el salladığı yere doğru ilerledim.Bu çocuğun yüzünü her gördüğümde içimdeki asi kız protestoyu başlatıyordu.
-Selam bebeğim nerelerdesin? Telefona neden cevap verilmiyor? Bu çocuk seni sırılsıklam özledi.
Vıcık vıcık selamlamasına tebessümle karşılık vererek tam karşısına geçtim.Tarık fena bir çocuk değildi aslında.Kısık,renkli gözleri ve sarı saçlarıyla her kızın ilgileneceği bir tip.Ama insanı güzel yapan görüntüsü değildir ki,yaptıklarıdır.Güzel biriyle bir ömür geçer ama kötü biriyle sırf güzel suratı hatırına birkaç dakika bile geçmez.
-Geldim işte buradayım.Gizemle alışverişe dalmışız..mmm zaman nasıl geçti fark etmedim kusura bakma lütfen.
-Tamam canım benim hiç önemli değil.Eee napıyoruz akşam partiye gidiyor muyuz? İstersen biz biraz gözüküp çıkabiliriz.Daha çok eğlenebileceğimiz bir yerlere gideriz.Gerçi hiç önemi yok aslında bize bir araba bile yetiyor ama..
Limonatayı yüzüne püskürtmemle ancak susmuştu.Ne demişti o öyle?araba filan?
-Oooo benim seksi sevgilimin anıları canlandı.Tamam tatlım bu kadar heyecanlanmana gerek yok gerçekten.
-Tarık saçmalamayı kesecek misin seni herkesin ortasında rezil mi edeyim?
-Ooo asi sevgilim tırnaklarını çıkarttı.Hadi ama sadece şaka yapıyorum ne var bu kadar kızacak?Seni özlediğim için geldim ben zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU #Wattys2015
Teen FictionAnne sevgisinden yoksun,hayatın tokadını küçük yaşlarda yemiş,hırçın,şaşırtıcı derecede yakışıklı ve yalnız bir genç. ŞAFAK ASMİR .. Kendini en iyi olarak tanımlayan...