Mîn.

3.3K 210 27
                                    

" Kai! Demirci Lee'den koşu takımlarını almanı söylemiştim. "

Babası söylenerek elindeki küçük bıçak ile tamirhane kulübesinden çıkarken Kai evin merdivenlerinden yavaşça kalktı. Bay Kim sebzelerin arasında biten yabani otları temizlemek için hızlı adımlarla evin arka bahçesine ilerledi. Kai babasının arkasından bakmayı bırakıp dağılan saçlarını parmaklarıyla geriye atarak evin önündeki patikaya çıktı.

Kai de ailesi ve köy sakinleri gibi toprakla ilgilenmeyi seviyordu. Nemli toprağa dokunduğunda ve etrafı saran kokusunu soluduğunda vücudundaki tüm olumsuz enerji yok oluyordu. Attığı adımlarla patikadaki tozlu toprak havalanıyordu. Gözlerini ayakkabılarına çarpan küçük taşlardan çekip patikadan görünen köye baktı. Yeşilin hakim olduğu huzur dolu bir yerdi burası. Geçimini bununla sağlıyordu. Yeşil ve kahve tonlarındaki alanlarıyla.. Rohan'ın tahıl ihtiyacının büyük bir kısmı buradan sağlanıyordu. Insanları çalışkan ve güçlüydü. Daima birbirlerine yardım ederlerdi.

Kai doğduğu zamandan bu yana barışcıl bir ortamda büyümüştü. Huzur, sevgi ve sıcaklık dolu bir ortamda. Bu köyün en büyük olayı köyün meydanında yapılan partilerde sarhoşların birkaç çılgınca hareketiydi. Ah, bir de geçen yıl tarlaları basmıştı kargalar.

Kai köyün biraz dışında kalan demirci dükkanına ulaştığında dükkanda sadece çırak vardı. Yeni bir hançer yapmak için turuncuya dönmüş demiri dövüyordu. Kapının sesiyle elindeki çekici kenara bırakıp elinin tersiyle alnından dökülen ter damlalarını sildi.
" Sadece koşu takımlarını almak için gelmen haksızlık." Üzerindeki önlüğe nemli avucunu sildi ve Kai'ye yaklaşıp omzuna koydu elini.
" Lanet demirler arasında sıkışıp kalmış bir dostun da var burada. "
Duyduğu sitem Kai'yi gülümsetmişti.
" Selam çırak. " O aslında çırak değildi. Sadece adı böyle kalmıştı Kai'de. Onunla uğraşmak istediği zaman böyle seslenirdi. Aslında çırak, Kai'nin çocukluk arkadaşı olmasının yanında Kai'ye kılıç kullanmayı ve dövüşmeyi öğreten kişiydi. Belki de köyde bu tarz şeylere ihtiyaç olmayacaktı ama eğlenceli bir uğraş olduğu kesindi. Kai'nin uyguladığı en büyük şiddet olgunlaşan sebzeleri kökünden kesip toplama aracına taşımaktı.
" Selam çıkarcı. "
" Bu tabiri sevmedim. " Kai alt dudağını sarkıtıp vicdan azabı çekmesi için kırgın gözlerle çırağa baktı.
" Lanet olsun! 23 yaşında olduğuna emin misin? " Kai büyük bir kahkaha atıp çırağın omzuna güçsüz bir yumruk attı.
" Elbette. 23 yıldır seni çekiyorum. Bir gününü dahi saymamazlık edersem sana katlandığım onca zamana yazık olur."
Çırak pes ederek koşu takımlarının bulunduğu dolaba ulaştı ve tezgahın üzerinden aldığı büyük bez torbaya elindekileri sığdırdı. Tekrar dönüp tezgahın önüne geçtiğinde torbayı karşısındaki esmer adama uzattı.
"Senden nefret ediyorum. "
Kai yeniden güldüğünde ve sonra sakinleştiğinde hafif bir gülümsemeyle çırağa baktı.
" Bunun için bir sebebin yok. "
" Kendinle hiç tanıştın mı? "
Çırağın da yüzünde beliren gülümseme onların bu tatlı tartışmasının sonu olmuştu. Çünkü dışarıdan gelen kargaşa sesi ikisinin de gülümsemesini soldurmuş ve merak dolan gözler birbirini bulmuştu.
Kai ilk harekete geçen kişi oldu. Dışarıdan yükselen gürültü onu tedirgin etmişti. Bu köy onun şahit olduğu süre boyunca bu tarz bir gürültü duymamıştı. Kai koşar adımlarla demirci dükkanının kapısından çıktı ve önündeki dehşet verici manzaraya baktı. İnsanlar oradan oraya koşuştururken çirkin suratlı orklar etrafı talan ediyorlardı. Her şey o kadar kısa sürede gerçekleşiyorduki Kai neler olduğunu kavrayana kadar köyün bazı yerlerinde yangın çıkmıştı. Gökyüzünü kirletmeye başlamıştı siyah duman.

" Çırak! " Kai tekrar koşarak dükkana girdi ve vitrinde bulunan kılıçlardan birini aldı. Tezgahın üzerinde duran hançeri de pantolon kemerine sıkıştırdı.
" İnsanlara yardım etmeliyiz, acele et! " Çırak onun söylemesine gerek olmadan zaten hazırlanmıştı bu duruma. Kai tüm vücudunu sarmaya başlayan ve damarlarında akışını hissettiği adrenalinle kendini tekrar dışarı attı.
Geldiği patikada koşmaya başladı. Etrafına baktıkça, gözlerini kapatıp açtıkça zayiat daha da büyüyordu. Çok fazla cansız bir şekilde yerde yatan beden görmüştü. Bu ani saldırıya karşı gelebilecek bir gücü yoktu köyün.

|KYRE|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin