Bekleyenlere teşekkür ediyorum, çokça. Aradan biraz zaman geçtiği için hikayedeki o esrarengiz hissi yakalayamazsanız sorumluluğu kabul ediyorum :D bir de yorum istesem çok mu olurum? :)))
her neyse.. hadi biraz Sekai sevelim :')
Iyi okumalar ^^
- BlonDark.
Sehun, kauçuk çerçeveli aynadan gözlerini ayırmadan parmak uçlarındaki köpüğü yeni çıkmış sakallarının üzerine daireler çizerek sürdü. Uyandığında Kai'ye sarılıp masum bir öpücük verdikten sonra bu işe başlamıştı. Tüm gece onunla sarmaş dolaş uyumasına rağmen yakınlıkları yetmiyordu elfe. Şuan onun sıcak göğsüne sığınarak sarılmak varken burada olmak başlarda sinirini bozsa da Kyre'sinin de yakın bir zamanda uyanacağını biliyordu. Birlikte kahvaltı yapabilirlerdi ve bu fikir de fazla cazipti ona göre.
Beyaz köpükleri yüzüne yayma işlemi bittiğinde aynada gördüğü diğer yansıma Sehun'u anında gülümsetmişti. Dün gece ona çok iyi anlayabileceği bir şekilde 'seni seviyorum' demişti Kai. Sehun, kendisi için bunu öğrendiğini düşündükçe daha fazla seviniyordu, sevdiği adam onu seviyordu ve onun için çabalıyordu. Hayatı boyunca o fısıltılı cümleyi duyduğu anki kadar heyecanlanmamıştı.
Engelleri yavaş yavaş atlatıyorlardı. Sehun daha ne kadar fazla sevebileceğini bilmiyordu. Kalbindeki bu sevgi daha fazla ne kadar büyüyebilirdi?
Kai beyaz dişlerini örten kalın dudaklarını hareketlendirdi. Sehun'un çıplak geniş omuzlarına yaslarken çenesini, aynadaki yansımadan direkt olarak kahve gözlere bakıyordu. Dudaklarında Elf'inkine benzer bir memnuniyet vardı. Kollarını ince belin etrafına dolayıp pürüzsüz karında gezdirdi ellerini.
Sehun, Kai'nin dokunduğu yerden vücuduna yayılan titreşime bıraktı kendini.
İçinde akan sıcak sıvıyı hissedebiliyordu. Esmer teninin kokusu burnuna ulaşırken daha fazla nefes alma ihtiyacı hissediyordu. Kai başını döndürüyordu Sehun'un.
İnsan, sol elini elfin düz karnına sabitleyip diğer elini çok belirgin olmayan kaslara çıkardı. Sehun az önce vücudunu üşüten rüzgarı artık bulamıyordu. Kyre, bir çöl meltemi gibi sıcağıyla birlikte geliyordu.
Sağ göğsünün hemen altında gezinen parmaklar Sehun'un nefesini tutmasına neden olmuştu. Çıplak sırtına değen Kai'nin çıplak vücudu ve karnında gezdirdiği parmakları hiç yardımcı olmuyordu ona. Ayrıca tüm bunları yaparken aynadaki bakışlarını asla elfin gözlerinden koparmıyordu. Midesi kasılıyordu Sehun'un, kalbi esmerin farkedebileceği kadar sert ve hızlı atıyordu.
Kai beyaz sabunun ve beyaz tenin karışık kokusunu derin bir nefesle ciğerlerine doldurdu. Kendini geri çekmeden önce dudaklarını yaslandığı omuza bastırdı.
O gece nehirde olduğu gibi..
Sehun tuttuğu nefesi dışarı attığında alt dudağını ısırıp Kai'ye çevirdi önünü. Yüzünde hala köpüklerin olduğunu hatırlayınca hızla tekrar aynaya döndü. Muhtemelen komik görünüyordu.
Esmer olan kıkırdadığında Sehun aynadan onu izliyordu. Beyaz sabun köpüklerinin üzerinde kırmızı yanakları belli oluyordu.
Kai elfinin yanından uzanarak aynanın altındaki dolaba bırakılan jileti eline aldı. İki tarafı da keskin küçük dikdörtgen bir şeydi.
Sehun'un yanında durup onu kendine çevirdi ve dudaklarında asla solmayan gülüşüyle çenesini kaldırıp gözlerine baktı. Ardından elfin yüzünü yavaşça sağ tarafa çevirerek elindeki jileti elmacık kemiklerinin altındaki bir yerden başlayarak çenesine kadar yol çizdi. Köpükler jilete toplandığında dolabın üzerindeki bez parçasına siliyordu.
Kai ciddiyetle işini yapmaya devam ediyordu.
Sehun ise onun elinin altında eridiğini hissediyordu. Fırsat buldukça Kai'nin yüzünü izliyordu. Yeni uyandığı için göz kapakları ve dudakları hafifçe şişmişti. Kaşlarını çatmış çok fazla yakın bir mesafeden traş ediyordu onu. Sehun'un kalbi hala aynı hızlı ritmini takip ediyordu. Onunla birlikte olalı fazla zaman geçmemişti. Ancak Sehun daha fazla zaman geçirebilmeleri için her şeyi yapardı.
