Eneg.

1.6K 161 57
                                    

Sehun atının eyesini bırakıp koşarak Kai'nin kucağına atladığında Kai onun belinden sıkıca kavrarken etrafında döndürmüştü. Sehun göründüğü gibi çok hafifti, Kai onu kucağına aldığında hiç zorlanmamıştı. İkisi de kahkaha atarken Sehun Kai'nin kucağından inmiş ve ellerini sıkıca tutmuştu. Gözleri o kadar çok parlıyordu ki mutluluktan... Kai dayanamayıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Hala elleri birbirine kenetliyken karşılıklı susuyorlardı.

" Öhöm öhöm... " Baekhyun varlığını belli etmek için tuhaf sesler çıkarıyordu. Sehun ve Kai ona dönüp baktıklarında elleriyle gözlerini kapatan bir Baekhyun gördüler. Kai bu duruma gülmeden edemedi. Baekhyun çabuk öğreniyordu.

" Gözlerini açabilirsin Baekhyun. "

Baekhyun gözlerini açtığında tekrar kapatıp birkaç kez kırptı. Anlaşılan gözlerini fazla sıkmıştı. Sonra Sehun'un yanına gelip neşeyle sordu.
" Neden geldin Sehun? "

Sehun koşarken dağılan saçlarını elleriyle geriye tarayarak düzeltti. Neden geldiğinden tam olarak emin değildi. Sadece Kai'nin yanında olmak istemişti. Dün geceden sonra ona daha çok bağlandığını hissetmişti. Bu yüzden Kai'nin ne zaman kendisine döneceğini bilmeden onu beklemektense yanında olmayı seçmişti.

" Sadece size yardım edebileceğimi düşündüm. "
Sehun'un ilk amacı bu olmadığı için söylerken kendini garip hissetmiş ve yanakları hafiften kızarmıştı. Baekhyun ise kendi bahanesinin başkası tarafında kullanılmasına gülmüştü. Daha orijinal bir bahaneyle gelmeliydi öncesinde. Baekhyun olmak bunu gerektirirdi.

Baekhyun dudağını yukarı doğru kıvrıp yan bir gülüş gönderdikten sonra Kai'ye dönerek Sehun'un söylediklerini aktardı. Yani... belki de bir kısmını..
Sehun, Baekhyun konuşurken aradaki bir kaç kelimeyi seçebiliyordu. Bundan dolayı gözleri merakla açılırken dirseğiyle koluna yavaşça vurup ne söylediğini sordu. Kai ise Baekhyun konuştuktan sonra daha farklı bir yüz ifadesiyle Sehun'a bakmıştı. Mutlu gibiydi..

" Dedimki; Sehun Kyre'sini özlemiş. O yüzden bizimle gelmiş." Baekhyun Sehun'un korkunç utanmış yüzünü görünce hemen toparlamak istedi.
"Korkma sorsa da henüz Kyre'nin ne olduğunu anlatmadım. O, olduğunu söyledim. Bu aptal sadece özlemek kısmına takılıp üzerinde fazla durmadı zaten. "

Baekhyun tam bir düzenbazdı Sehun'a göre. Kendi halinde eğleniyordu çocuk gibi. Sehun Kai'nin Ayrıkvadi'de kaldığı kısa süre içinde birkaç kelimeyi öğrendiğini biliyordu. Şimdi yanlış çeviriyi düzeltmek için 'hayır' derse başlangıçta Kai bu kelimeyi anlayabilirdi. Önemli olan sonrasını nasıl açıklayacağıydı ki Baekhyun kesinlikle bu konuda yardım etmezdi. O yüzden Kai'nin öyle sanmasına izin verdi. Zaten yanlış bir şey söylememişti Baekhyun. Sadece Sehun utanmıştı. Kai bunu sorun etmiyor ve gülümsüyorsa Sehun da yapabilirdi.

" Hadi! gidelim!" Baekhyun iki dili karıştırıp arkasında kalan iki bedene de hitap etti. Böylesini eğlenceli bulmuştu. Sehun ve Kai yolun iç tarafında, atları ise yolun kenarında kalacak şekilde el ele yürüyorlardı.

Kai, Sehun ile karşılaştıktan sonra içinde yeniden saf bir sevgi balonu büyümüştü. Ve onu gördüğü her seferde balonların patlamasıyla parmak uçlarına kadar sevginin sıcaklığı yayılıyordu. Bu hissin verdiği zevk tartışmasız en güzeliydi.

Sehun ise hala alışamamıştı Kai'nin varlığıyla vücuduna yayılan karıncalanma hissine. Alışmak istemiyordu da.. Sehun'un üzerinde bıraktığı etkiye hayrandı.

Yola çıkmalarının üzerinden üç günbatımı ve iki gündoğumu geçmişti. Güneş en tepeye tırmanırken üçlü fazlasıyla yorulmuş, dinlenmeye karar vermişlerdi. Yakınlardaki kayalıkların arasında oturarark biraz lembas yediler.

|KYRE|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin