Uiug.

1K 107 24
                                    

" Kai, önce sen git. "
Agnes büyük salonun ortasında birbirlerinin üzerine yürüyen kişileri göstererek söyledi. Gözlerini kavga eden çiftten ayırmamıştı.

Kai gürültünün kaynağına yüzünü buruşturarak bakıyordu. Angela, siyah asasını havaya kaldırmış Chanyeol'ü tehdit ediyordu. Elf ise elindeki hançerle karşısındaki kızgın büyücüye doğru sert adımlarla ilerliyordu.

" Neden? Zenci olduğum için ilk beni feda edeceksin değil mi? "
Kai kaşının tekini yukarı kaldırmış bir şekilde yanındaki büyücüden cevap bekliyordu. Agnes, aradaki bağlantıyı kurmak için birkaç saniye boş boş baktı. Kaşlarını çatarken asasının ucuyla Kai'nin üst bacağına vurdu yavaşça.

" O zaman.. " Kai arkaya doğru biraz eğilerek elleriyle acıyan üst bacağını ovuşturdu. "...buradaki tek insan olduğum için. Biliyorsun... Bu her türlü ırkçılığa girer."

Büyücü bıkkın nefesini dışarı verdi. O sırada kavga eden ikili birbirlerine bir adım mesafeden yüksek sesle bağırıyorlardı. Ne için bu kadar tartıştıklarına anlam veremiyordu Kai. Elf dilini acilen öğrenmesi gerekiyordu.

" Angela seni dinleyecektir. Ben ne dersem tersini yapıyor genelde. "
" Gidip ona Chanyeol'ü öldürmesini söyleyebilirsin. "
Kai'nin dahiyane fikri sadece Agnes'ın gözlerini devirmesine neden olmuştu. Sehun'un günlerce beklemekten bitap düştüğü kişiler kavgacı bir abi ve ukala bir sevgili ise Sehun için üzülmeye başlamalıydı.

Aslında Kai korkuyordu. Onun gücünden başka bir yeteneği yoktu. Ve Angela'nın asasının ucu bile sıyırıp geçse başına neyin gelebileceğini bilmiyordu. Ayrıca Chanyeol sinirliyken el ve kol hareketlerini kontrol edemiyordu. Hançerini sağa sola sallarken yakınlarındaki herhangi bir yer güvenli görünmüyordu.

Kai ve Agnes aynı anda yutkunup başlarıyla birbirlerini onayladılar. Kai, Chanyeol'ün yanına ulaşıp tüm gücüyle kollarından tutmaya çalıştığında dev elf de onu üzerinden silkmek için çırpınıyordu. Agnes, Angela'nın asasının üzerindeki elini avucuyla örtmüş, fısıldıyordu.

" Hey! Neler oluyor burada? "
Baekhyun, endişeli sesiyle ve büyük gözleriyle kapıdan girdiğinde odadaki tüm gözler ona döndü. Angela ile Chanyeol ilahi bir şeymiş gibi küçük elfi gördükleri an sakinleşmişlerdi. Ikisinin de bakışları yumuşamıştı. Chanyeol'ün hala sert olan yüz hatlarına karşın Angela yavaşça gülümsüyordu.

Kai, büyük elfe sıkıca sardığı kollarını düşürdü. Ortamdaki fazla garip olayı anlamaya çalışıyordu.

' Aşk üçgeni? '

Baekhyun elindeki sepeti yere bırakıp sıraya geçmiş kişilere yaklaştı. Alt dudağını öne çıkarıp kaşlarını çatmıştı.
" Agnes, neden kötü bir şey olmuş gibi hissediyorum? "

Agnes az önceki arbedede dağılan saçlarını elleriyle gelişigüzel düzeltti, karışık saçları parmak uçlarına takılırken yüzünü buruşturdu.
Ardından bunu önemsememeye çalışarak yanında bir cevap bekleyen Baekhyun'a döndü. Az önce deli gibi tartışan ikili hiçbir şey olmamış gibi gözlerini kaçırıyordu.
" Yanlış anlamadıysam seni paylaşamıyorlar Baekhyun. "

Duyduğu şey kısa elfi keyiflendirdiği için yüzündeki şaşkın ifade gülümsemeye dönmüştü. Ellerini arkasında birleştirip bilmiş bir tavırla Chanyeol ve Angela'nın iki adım önünde durdu. Kendini sınıfına fırça çeken bir eğitmen gibi hissediyordu. Kırık beyaz saçlarını işaret parmağıyla omuzlarının arkasına attı.

" O halde.. " kollarını iki yana açarken devam etti. " ben Kai'yi seçiyorum. "
Açık kollarıyla gidip hiçbir şeyden anlamayan esmer bedeni sardı. Insanı da beraberinde çekerken kıkırdamıştı.

|KYRE|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin