Yeni Başlangıçlar

79 7 0
                                    

Medyada Sefa.
.....

Ağlayarak, acımla, içimdeki boşlukla geçirdiğim 7 ay.
Burçe'nin kokusuyla uyuduğum, ona anne olduğum 7 ay.
Kimsesiz hissederek geçirdiğim 7 ay.
Sefa'nın yanımda olduğu 7 ay.
Kendimi bok gibi hissettiğim, alarm kurmama gerek olmayan koskoca 7 ay.

Hastaneden çıkarken babamla yaptığım konuşmada Burçe ile ayrı bir eve çıkmamıza ikna etmiştim tabi masrafları onun ödemesi şartıyla. Çok zor olmuştu ama annemin onun yüzünden öldüğünü yüzüne söyleyince kabul etmişti.

7 ay içinde çok şey değişmişti. Dövme yaptırmıştım mesala kulağımın arkasına. Balona tutunmuş küçük bir kız şeklinde. Acım gün yüzüne çıksın diye. Sigara içmeye başlamıştım mesela. Acılarımı da dumanıyla alıp götürsün diye. Burçe'ye anne olmuştum mesela. İçimde ki anne yokluğunu o da yaşamasın diye.

Bu evde her şeye yeniden başlamıştık Burçe ile.
Ona ikinci anne olması için de Urfa'dan teyzemin komşusu ve kader ortağı Mehpare abla gelmişti. O da trafik kazasında kocasını ve kucağındaki 2 aylık oğlunu kaybetmişti.
Kocası öldüğü için tek bir damla göz yaşı dökmeyen kadın oğlu için oturup saatlerce ağlamıştı.

Erkeklerin hepsi aynı diye boşuna demiyorum.
Teyzem ve Mehpare sultan kocalarından dayak yerdi. Kocaları onların önünde başka kadınlarla konuşurdu. Ama kadınlar sırf boşanmamak ve sahipsiz kalmamak için bir şey demiyorlardı. Kocanı yaptığı bir kaç hatada bırakmazsın. Bırakırsan bile yapabileceğin bir şey yoktur. İşsiz güçsüz bir kadın olarak çocuklarınla sokakta kalamazsın. Evin yoktur. Başında seni koruyacak biri yoktur.
Ayıplanırsın.

Doğuda böyledir. Mehpare Abla ve Teyzem de bu Doğu kadınlarından biridirler. Kocalarını bırakmazlar, bırakamazlar. Ama kocaları herşeyi yapabilirler. Annelerinden gördüklerinden dolayı bırakmazlar kocalarını. Ne yaparsa yapsın kocanı affetmelisindir.
Ne yaparsa yapsın.

Yarın üniversitenin ilk günü olacağı için heyecanlıydım. Sefa ile birlikte İstanbul Hukuk kazanmıştık. Yazın çalıştıklarımızın faydaları işte. Her gün acıdan kıvranmama rağmen iyi bir üniversite kazanmıştım.

En çok üzüldüğüm de annemin ve Ceren'in yanımda olmamalarıydı. Babam desen o zaten yanımda değildi. Hala ona neden bu kadar kızgın olduğumu direk söylememiştim ama 'Annem senin yüzünden öldü' dediğimde anlamıştır herhalde. Onu dediğimde de anlamadıysa bir sorun vardır kesin. Piç herif. Bu dünyada fazlalık o.

Kesin annem de görmüştü işte benim gördüğümü. Yoksa neden kalp krizi geçirsindi ki?

Ben bunları düşünürken uzun süredir ilk kez kurduğum alarm çalmıştı yine. Galiba yine gereksiz bir alet olduğunu kanıtladı saat.

Alarmı kapatıp yataktan çıktım. Banyoya gidip işlerimi halledip kıyafet odama gidip koşu kıyafetlerimi giydim. Telefonumu, kulaklığımı ve çakmağımı alıp salona indim.

Mehpare abla Burçe'yi doyuruyordu. Masanın yanında da yerde Fıstık mamasını yiyordu. Mehpare ablaya başımla selam verip dışarı çıktım. Köşedeki büfeye gidip sigaramı aldım.
Her gün ki bankıma oturup sigaramı içmeye başladım denizin huzurlu rengini izlerken. Sanki sigara dumanı benden uzaklaşırken acılarımı da uzaklaştırıyordu.

Kulaklığımı takıp Cem Adrian'ın huzurlu sesini dinlemeye başladım. Sigaram bitince yere atıp ayağımla ezdim ve banktan kalkıp koşmaya başladım. Her zamanki yolumu takip edip kaldırımda koştum.

Koşmak benim için kaçıştı. Bir unutma yoluydu. Koşarken annemin yokluğunu, babamın yaptıklarını, Ceren'in ölümünü, Berk'in yaptıklarını düşünmezdim. 1 saatliğine de olsa unuturdum herşeyi.

Hepiniz AynısınızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin