Evlilik

36 5 2
                                    

Medyada Pelin
.....

Sabah gözlerimi yüzüme vuran gün ışığı sayesinde açtım. Bu gün sanırım daha iyi hissediyordum. Burçe vardı çünkü yanımda.

Tam yataktan yavaşça kalkıp Burçe'yi öpeyim demiştim ki yanımda ki kocaman boşluğu farkettim. Burçe yoktu. Dün gece birlikte uyumuştuk ama şimdi yoktu.

Mehpare Abla asla yatağımdan Burçe'yi almayacağına göre neredeydi küçücük bebek?
İçimdeki endişe ve korkuyla hemen yataktan çıktım ve alt kata indim. Salona girdiğimde karşımdaki manzara ile kaşlarımı çatmıştım.

Aslında gördüğüm manzara normal ailelere göre gayet normal bir manzara olmasına rağmen çok şaşırmıştım.

Burçe babamın kucağındaydı.
Babamın kucağında Burçe vardı.

Hani şu sadece hesabıma para yattığında aydan aya mesaj atan babam. Bizi hiç arayıp sormayan babam. Umrunda olmadığımız babam.

Ne olmuştu da buraya gelmişti?
Neden gelmişti?
Kesin kıyamet kopacaktı.

Yeterince rahat bir şekilde karşısına oturdum.
Bütün nefretimle soğuk bir şekilde sordum.

"Neden geldin?"

Sakin bir şekilde kafasını kaldırıp bana baktı ve sonra Burçe'yi Mehpare Abla'ya verip salondan çıkmasını söyledi.
Yüzüne baktığımda neşeli bir hali vardı. Açıkçası bu yüzden biraz içimde bir endişe olmuştu.

Onu mutlu eden bir çok şey beni üzmüştü şimdiye kadar.

Içimdeki endişeyi yüzüme yansıtmamaya çalışarak ve biraz da soğuk bir tavırla sorumu tekrarladım.

"Neden geldin?"

Sanırım bu kadar soğuk davranmamı beklemiyordu. Kaşlarını çatmış bir şekilde bana döndü ve bozulduğunu belli etmemeye çalışarak güzel soruma gayet güzel bir cevap verdi.

"Evleniyorum."

O kadar sakin bir sesle söylemişti ki normal bir arkadaşına söyleseydi onun bile sinirlerine hakim olamayacağına yemin edebilirdim.

Bana göre benim çocukluğumdan beri biz hiç normal bir aile olamamıştık. Her ne kadar annem ve babam gerçeği bilmeselerde.

Babama karşı beslediğim nefret 6 yaşımdan beri vardı. Eğer o gün bahçeye babamın peşinden gitmeseydim belki de hiçbir zaman gerçeği ögrenemeyecektim ama mutlu bir ailem olduğuna inanacaktım.

İçimdeki nefreti her ne kadar O adamın yüzüne vurmak istesemde içimdeki fırtınanın aksine yeterince sakin bir sesle merak ettiklerimi sormaya başladım.

"Evleneceğin kadın kim baba? Annemi bu kadar çabuk unutmana neden olan kadın kim baba?
Bize bu kadar ihanet etmene neden olan kadın kim baba?"

Her baba dediğimde kelimeyi bastırmıştım ve son baba kelimesinde bütün öfkemi dışa vurarak bağırmıştım.

Bu ani çıkışı bende beklemiyordum açıkçası ama olması gereken buydu bence. Çünkü şimdiye kadar yine bir şekilde yaptıklarına karşı sabırlı olmuştum ve nefretimi gizlemiştim. Ama şu an söylediği şey bardağı taşıran son damlaydı.

Verdiğim tepkiye fazlasıyla şaşırmıştı ama tepkisiz kalmayı tercih etti. Hiçbir  şey söylemedi. Gerçekten hiçbir şey söylemedi .

Bende bundan biraz cesaret alarak bütün nefretimi kusmak için konuşmaya başladım.

"Hatırlar mısın, ben hep küçükken senin peşinden gelirdim bir yerlere. Her evde olduğunda adımlarımla seni takip ederdim. Ilk aşkım sendin  baba. Ilk güvendiğim erkek sendin. Ama ilk nefret ettiğin erkekte sendin."

Hepiniz AynısınızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin