BÖLÜM 1...

670 53 19
                                    


Sert adımlarla okul çıkışına ilerliyordum.Bana bunu nasıl yapabilirlerdi, nasıl ben onlara guvenmiştim benim onlardan başka kimsem yoktu.Bunları düşunurken gözümden bir damla yaş süzülmüştü gözyaşımı yanağımda hissettiğimde hemen elimin tersiyle sinirden kızarmış yanaklarımdan sildim.Kendi kendime fısıldayarak "Hayır" dedim "bu sefer olmaz bu sefer ağlayamam" çünkü tek dayanağım olan arkadaşlarım yoktu artık, yalnızdım. Aniden olduğum yerde durdum ve derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim. Her zaman ağlardım,her seferinde ağlardım belki küçükken ölen babamın arkasından ağlayamadığım içindir, belki fazla dolmuşluktandır bilemiyorum ama ağlardım iste bazen cok sinirlendiğimde bazen çok üzüldüğümde bazende öylesine hepsinde teselli eden yine arkadaşlarım olurdu ama artık onlarda yoktu ve onlar tarafından aşağılanmışken hiç ağlamanın sırası değildi. Benim dik durmam yıkılmamam gerekiyordu. Belki sadece bugün yıkılabilirdim ağlayabilirdim sadece bugün evet sadece bugün düşüncelere dalmışken kendimi evimin bahçesinde buldum. İstanbul'da yaşadığımdan evim ve arabam vardı annem sayesine. Annem izmitte yaşıyordu. Okul için buraya gelmiştim aslında dayımlarda burdalardı ama ben ayrı eve çıkmıştım.Tek olmak iyidir sadece ev konusunda.

Çantamdan anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım evim öyle süslü püslü değildi. Oldukça rahat rengarenk yastıkları olan koyu pembe koltuklarım ortadaki beyaz sehpa ve aynı sehpa gibi beyaz olan beyaz tüylü halımda evimi hoş gösteriyordu. Perdeler düz beyaz tül ve güneşlikleride limon sarısıydı. Çantamı portmentoya bırakıp mutfağa gittim acıkmıştım. Mutfağım fazla büyük değildi.Siyah mutfak dolaplarım vardı mermer beyazdı ve beyaz eşyalarda beyazdı. Buzdolabıni actim ve içinden meyve suyunu ve kahvaltılik zeytin peynir domates falan çıkardım ve duvara yaslı masanın üzerine koydum ve hayvan gibi yemeye basladım her zaman ki gibi. Bugün okulda yaşananlar aklıma gelince birden iştahımin kactığını fark ettim ve kahvaltılıkları masada bırakıp üst kata cıktım. Üst katta iki oda bir tanede banyo vardı. Odalardan biri benim odamdı biride misafir odasıydı annem arada bir istanbula beni gormeye geldigınde misafir odasinda kalıyordu yaklasık iki aydir annem yanima gelmiyordu. Arada bir okul arkadalarimdan melisa ve esra da burada kaliyordu. Sanırım beni bir tek melisa satmamısti. Odama girip kendimi yatağa attım göz kapaklarım istemsizce kapadım ve kendimi uykunun derinliklerine bıraktım.











...........









Telefonumun çalmasıyla irkildim ekrana baktıgimda Maymun Suratlı Bukalemun Arıyor.. yaziyordu. Melisa'yi ben hangi ara boyle kaydettim diye duşürken telefonu açtım telefonun ucundaki ses yani melisa agliyordu uykulu moddan cikip endiseyle ''Melisa noldu?'' Dedim . Melisa hala ağliyordu. Bir hıkçırık duydum ve ardından melisa ''E -hıkçırık- eylül ben -hıkçırık- kötü hissediyorum hemde çok. Müsayitsen yanina gelebilir miyim?'' dedi tek nefesle. Sesli bir şekilde yutkunarak ''Tabi'' diyebildim hic bir sey sormadan ve telefonu kapatip beklemeye basladım.

..................


Evet arkadaşlar kısa oldu biliyorum ve bu benim ilk hikayem eminim şuan hic okuyucu kitlem yok ama beklemedeyim bolum cok bekletmeden gelir :-)




Hikayeye 21 Ağustos 2015 tarihinde başlanmıstır.

Fırtına Öncesi FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin