Bölüm 3

551 33 6
                                    

Mısra'nın Anlatımı

''Yani sen şimdi yakışıklı bir çocukla çarpıştın, değil mi?''

Bana bu soruyu yüzüncü kere soran Bahar'a sıkılgan bakışlarımı gönderirken derin bir nefes alıp sabır diledim. Eve geldiğimden beri Bahar, Duru ve Melis üçlüsü tarafından sorguya çekiliyordum. Abartmakta üstlerine yoktu, biriyle çarpışmışsam ne olmuş yani?

''Evet. Biriyle çarpıştım Bahar.''

Duru ''Yani aynı filmlerdeki gibi değil mi? Çarpıştınız, sonra bir birbirinize baktınız. O an her şey slow motion oldu falan.'' diye sordu.

Bunlar çok film izliyor ya, valla.

''Yani... Pek de öyle değildi galiba.'' desem de biraz da öyleydi.

Melis dakikalardır süren garip sessizliğini bozup kendisinden beklediğim o kutsal soruyu sordu.

''Zengin tipi var mıydı?''

Zongon topo vor moydo? Sorunlu ya. Hem olsa ne yazar? Sanki üzerime çay döktü diye nüfusuma alacağım. Tövbe tövbe.

Büyük bir bıkkınlıkla dakikalardır oturduğum yerimden kalktım. Arkamı dönüp odama doğru yürümeye başlamıştım ki Bahar '' Peki kanka, son soru.'' dedi ve ekledi ''Kaslı mıydı?''

Ben tam cevap verecekken Duru nefes bile almadan '' Sarışın mı, esmer mi, kumral mı?'' diye sordu.

Yine her zaman olduğu benim konuşmama bile fırsat vermeden soru sorma sırasını Melis devraldı. '' Kötü tipi var mıydı?''

Onlara anlatılamayacak kadar garip bakışlar attım. Öyle ki şu an hikayenin yazarlarının ikisi de bu durumu betimleyemedi.

''Yakışıklı, kaslı, romantik, zengin, kötü çocuk gibi ama şefkatli birini bulursanız bana da haber verin. Ha, bir de ejderhası olsun. O olmazsa olmaz.'' diyip odama doğru yol aldım.

Bahar arkamdan ''Evet, ejderha önemli. Kız, sevgilisinin ateşli olmasını istiyor. En doğal hakkı.'' diye alay etti.

Sonra sinirle arkamı dönüp kendine gelmesi için yüzüne tokadı yapıştırdım. Desem de inanmayın, tabii ki böyle bir şey yapmadım.

''Bahar.'' diye bıkkın bir şekilde söylendim ve odama girdim.

Bahar'ın Anlatımı

Gece salondan gelen seslerle uyandım. Önce Melis'in çişe kalktığını düşünsem de sonrasında Melis'in elinde fenerle çişe gitmeyeceğini anladım. İçimden bir ses ''Hırsız bu, hırsız. Kalk kurtar kendini.'' dedi. Tabii ki de onu dinledim ve koşar adım Duru'nun odasına gittim. Neden? Ben de bilmiyorum.

''Duru.'' diye fısıldadım. Duru ise acayip bir yaratık gibi tanımlanamaz sesler çıkardı, ardından kendinden soğutacak şekilde göbeğini kaşıdı ve sağa doğru döndü.

Sessizce ''Duru kalksana.'' dedim dişlerimi sıkarak.

''Ben okula gitmeyeceğim. Siz gidin.''

''Ne okulu geri zekâlı. Evde birisi var diyorum.'' Diye fısıldadım.

''Sen mal mısın Bahar? Annen seni beyninin üstüne mi düşürdü? Bu evde birisi yok, birileri var. Hatırlasana; sen, ben, Mısra, Melis aynı evde yaşıyoruz. Melis çişe kalkmıştır kesin, hadi sen de yat. Gece gece, tövbe Allah'ım ya.'' diyip yattı.

''Hı, evet, tabii. Zaten Melis çişe kalkarken yüzüne maske geçiriyor, ışıkları açmak yerine de el feneriyle geziyor. Çünkü Melis mal. Psikopat Melis.'' Dediğim an ''Hırsız mı var şimdi evde?'' diye korkarak sordu.

DÖRT BOYUTLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin