"Herkes kalksın, lan ne çok zıbardınız okul var uyanın!"
Görevli kişinin bağırmasıyla tüm erkekler yatakhanesi homurdanmalar ve küfür mırıldanmalarıyla uyandı. Önce tuvaletlerde ki işlerini halledip sonra okul formalarını giydi tüm genç oğlanlar.
'Bir klasik, uyanıp okula gitme merasimi daha' diye içinden geçirdi Okyanus.Okul gömleğinin üstüne bir de kravat takmayı saçma bulan Ares, kravatını takmayacaktı ama müdürün 'bir daha okula böyle gelirsen hiç acımam ikinci disiplin cezanı verip seni okuldan attırırım' sözleri geldi aklına ve bir küfür mırıldanıp kravatı gevşekçe taktı. Okuldan bir kez daha nefret etti. Zaten okul hakkında tek sevdiği şey Ateşlerin piç grubuyla yaptığı kavgalardı...
Doğukan ise uykusunu hiç mi hiç alamamıştı, yarı uyur halde üstünü giyinip bir an önce okula gidip sırasına başını yaslayıp biraz da olsa uyuma derdindeydi. Sonra aklına Damla geldi. Onu görme düşüncesi tüm uykusunu dağıtmıştı.
İkizler Akın ve Ekin gayet enerjik bir biçimde okula gitmek için hazırlardı. Akın dışarda gezerken gördüğü üst sınıflardan olan sarışını düşünüyor, onunla ilgili hayaller kuruyor ve aklına gelen kız kesme düşünceleriyle heyecanla iç çekiyordu.
Ekin ise ortamı seven tiplerdendi, o hep enerjik hiperaktif bir çocuktu. İnsanları espirileriyle hayattan soğutacak ve kendi hayvan gibi gülecekti. Aklında bugün öğretmene yapacağı yeni şakayı kurgulamış sinsi sinsi sırıtıyordu. İşte Yeto Birlik bugüne hazırdı...
Herkes kendi halinde okulun yolunu tutmuştu. Biraz geç kaldıkları için yolda sadece onlar vardı.
Akın, antenlerini açmış yetimhanenin karşısındaki kızlar yurdundan çıkan kızları kesiyordu. Ekin de hocaya yapacağı suikastın ayrıntılarını düşünüp sırıtıyordu bu gün çok eğlenecekti. Belki de öyle sanıyordu.Ares yolda mecburen taktığı kravatı çekiştirip söve söve ilerliyordu.
Doğukan sevdiceği Damlayı göreceği için Mecnun gibi salak salak gülüp ıslık çalıyordu. Bi ceylan gibi sekmediği kalmıştı ama aşkından ölmezse yakında o da olacaktı.
Okyanus kendinden emin adımlarla ilerliyordu. Tek düşüncesi okulun bir an önce bitmesiydi. Bahçeye geldiklerinde de çardakta oturan Ateş ve grubu hariç kimse yoktu. 'Piçler' diye geçirdi içinden Ares.
İkizler, Ateşlerin grubunun yanından geçerken Ekin, Ateşe bakıp sırıtarak
"Sönmüyor Ateşimiz ama alev alevde yanmıyor..."
diye şarkı söylerken, Ateş
"Babalarının bunları neden bıraktığı belli." diyerek yanındaki diğer arkadaşlarıyla birlikte kahkaha atmaya başladılar.Ekin'in gözleri yanmaya başlamıştı yine annesi gelmişti aklına. Akın, Ekin'in omzunu 'güçlü dur' der gibi sıkıp Ateş'in yakasına yapıştı. Şu an kız kesmesi gerekiyordu annesini hatırlayarak kalbinin acıması değil.
Ateş birden şaşırdı, Akın'ın sinirli halini görmemişti. Akın en sert yumruğunu Ateş'in suratına geçirdiĝi an Ateş yerle ilişkiye girdi. Tekrar yakasından tutup kaldırırken Ateş akıllanmadığını belli edercesine dudağından akan kana aldırmadan gülerken arkasındaki Ares, Okyanus ve Doğukan'a bir bakış atarak
"Noldu zoruna mı gitti? Evladım olsanız cebinize eroin koyar polise ihbar ederim amına koyim." dedi.
Ares bunu duyar duymaz Akın'ın elinden çektiği gibi bi sert yumruk da o attı. Ateş yerle ilişkisinde boyut atlarken Okyanus lafa girip
"Erkekliği olanın evladı olur adam mısın lan sen şerefsiz."
diyerek Ares ve Akın'ı sakinleştirmeye koyuldu.O sırada Ateş'in diğer arkadaşları da kaşınmaya başladılar. Berke Okyanus'a yumruk atacağı sırada Doğukan, Damla'lı hayallerinden kopup çocuğa yumruğunu geçirdi Okyanus hemen onu geri çekti. "Oğlum bi sakin olun lan." deyip onları ayırdı. Ama bir yumruk da kendisi attı. Diğerlerine baktığında Akın'ın başka bir çocukla kavga ettiğini, Ekin'in de o çocuğa çelme takarak yere düşürdüğünü gördü. Ares Ateş'e ardarda iki kafa gömdükten sonra onu ayırmaya gidecekti ki Nöbetçi öğretmenin cırtlak sesi duyuldu.
"Ne oluyor burada? Ders çoktan başladı. Okulun ilk gününden kavga mı ediyorusunuz? Derhal müdürün odasına!"
Herkes ses çıkarmadan müdürün odasına ilerledi.
İçeri girdiklerinde müdür göbeğiyle birlikte oturuyordu. Gelenleri görünce içtiği çay boğazında kaldı ve öksürmeye başladı. Ekin içinden 'yaptığın o uzun konuşmaların cezası' diye geçirirdi.
Müdür öksürüğü bitince nihayet konuşabildi.
"İlk günden kavga etmeyi nasıl becerdiniz lan." dedi.Ateş lafa atladı "Hocam benim bir suçum yok birden üstüme atladılar." diyerek kendini acındırmaya çalıştı.
Okyanus "Kes lan! Çenen boş yere çalışmasaydı bunların hiçbiri olmazdı." dedi.
Ares tam küfür edecekken Doğukan onun ağzını kapattı, müdürün daha da sinirlenmesine gerek yoktu. Ama Ares attığı ters bakışlarla elini çekmek zorunda kaldı.
Ateş ordan "Yetolara ölüm !" derken yanındaki diğer oğlanlar güldü. Akın, kız kestiği camdan kafasını çevirip
"Sus lan patates !"
diye bir anda bağırdı. Müdür dahil herkes şaşkın şaşkın ona bakıyordu.
Akın bunu fark edince o da şaşkınca bakmaya başladı.
Müdür kendine gelmek ister gibi kafasını iki yana salladı ve
"Kesin zırvalamayı size ceza, bahçede tek bir çöp görmeyeceğim! Ayrıca yetimhane müdürünüze de haber vereceğim."
diyerek işe son noktayı koydu. Bahçenin bok götürdüğünü hatırlayan 'yeto birlik' aynı anda "Sıçtık" dediler. Anlaşılan zorlu bir görev onları bekliyordu...Cezalarının artmaması için sessiz bir şekilde küfür ederek odadan çıktılar. Sınıflarına doğru yürürlerken 10 yıla yakındır uzaktan tanışmalarına rağmen ilk resmi konuşmalarını gerçekleştirdiler.
İlk lafı alan olayların şokunu hâlâ atlatamayan Ekin'dendi.
"Neden kavgaya karıştınız? Sizinle bir ilgisi yoktu."
Hayatında ilk defa bir konuşmayı espiri yapmadan başlamıştı ve bu çok sinir bozucuydu.Doğukan onu "Aile konusunda biraz hassasım" diye yanıtladı.
Ares ise umursamaz bir şekilde "Ateş piçine sinir oluyordum o yüzden dövdüm" dedi ve önüne döndü.
Okyanus "Götünüzü kurtarmaya çalışıyordum. Mantıklı bir insan olarak kavga başlamadan bitsin istedim Ama sonra bir bakmışım ki Ateş'i yumrukluyordum. Harikaydı. Bunu daha sık yapmalıyız!" dedi.
O sırada Ekin kuvvetli bir kahkaha attı ve "Yani sen bir Götmen'sin! Artık bizim götmenimiz oldun!" dedi. Bunun üzerine Akın 17 senenin sonunda ilk kez Ekin'in bir esprisine hunharca güldü. Doğukan'da ona katıldı. Ares'in ciddi ve soğuk suratında bile ufak bir tebessüm oluşmuştu.
11-A'nın kapısının önüne geldiklerinde birbirlerine soran gözlerle baktılar.
Hepsi aynı sınıfta mıydı? Bakışmaları bittiğinde Akın tam kapıyı çalacaktı ki zil çaldı. Okyanus onu, dışarıya çıkmaya çalışan öğrenci topluluğu ezmesin diye kenara çekti.
Ekin tekrar güldü."Çılqın Götmen yetoları coşturuyor!"
Doğukan kafasına bir tane geçirdi ve Akın'a döndü. "Bu hep böyle midir?"
Ama Akın o sırada koridorun başından gelen sarışın bir kızı kesmekle meşguldü. Ama yanındaki kahverengi saçlı kız da çok güzeldi. İkisi arasında kararsızdı. Ares'in "Lan çocuk sana diyor!" diye azarlamasıyla Doğukan'a döndü.
Doğukan ise bakışlarını başka yöne çevirerek "Derste görüşürüz gençler." dedi ve yanlarından ayrıldı. Bir tarafa koşmaya başladı.Akın arkasından mal mal bakarken kafasında soru işaretleri kalmıştı. Ne ara bu kadar yakın olmuşlardı ki? Ve Doğukan nereye gitmişti?
Okyanus sanki düşüncelerini okumuş gibi cevapladı."Damla'yı görmüştür, sevdiceği. 3 senedir peşinden koşuyor."
"Sen nerden biliyorsun?" diye sordu Ekin. "Tanıdıklarım var." diye cevapladı Okyanus.
Zil sesiyle sınıfa girdiler. Sahi kaç dakikadır orada dikilip muhabbet ediyorlardı? 10 belki de 20.
Ama bir şeyden haberleri yoktu. Bu sadece bir başlangıçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETO BİRLİK
Random10 yılı aşkın süredir birbirlerini sadece "Yetimhaneki Oğlanlar" olarak tanımlamışlardı. Taa ki kader onları bir kavgada buluşturana dek. Kim bilebilirdi ki birbirlerine canını feda edebilecek kadar çok değer vereceklerini? "Yetim olduğumuz kimsesiz...