Bölüm şarkısı : ed sheeran kiss me
Düzenlenmiş bölümdür. İyi okumalar dilerim...
Melek sezgin
Bedenen biraz daha çürüyordum . yaşadığım hayatın koşulları beni zorluyordu. Kimsesizlerin sonu ya sokak altı ya da ne olduğu belirsiz adamların yanı oluyordu. Korkuyordum . ya benim de sonum diğer yoldaşlarım gibi olursa ? hayatın getirdiği sorumluluklardan kurtulmak imkansız geliyordu. O olaydan sonra direk yurda dönmüştüm. Şu an ise delicesine ağlıyordum. Niye mi ? aileme lanet ediyordum. Neden yaşadıkları halde beni bu yere vermişlerdi ? ağlamam mı zorlarına gitti ? halbuki her çocuk ağlardı.
Neden ağladığıma gelirsek arka tarafımızda erkek yurdu var . buraya gelmeden önce de birkaç dedikodu duymuştum. İhtimal vermemiştim. Her yerin bir dedikodusu vardır diyerek gelmiştim buraya. Ama şuan bunun böyle olmadığını anlamıştım. Dün gece bazı sesler duymuştum. Ve ilk defa benim penceremin erkek yurduna bakmasına küfür etmiştim. Kızın biri iki tane erkeği odasına sokmuştu. Ortak odada böyle şeylerin burada çok olduğunu işittim. Bazı geceler ise odaya gizlice girermiş erkekler. Tabi kızların bazıları memnuniyetle bazısı da zorlamayla kabul ederlermiş. Sonrası ise malum olay. Dün geceden itibaren kapımı kilitliyordum. Yastığımın bir tarafında biber gazı bir tarafında ise bıçak tutuyordum. Oda kontrolü zaten olmuyordu. Ki iyi ki kilitlemişim diyorum. Çünkü dün gece tıkırtılarla uyanmıştım. Kapının önünden bir takım sesler geliyordu. Kızlar sanıp aldırmamıştım ama erkek seslerini duyunca kalbim korkuda deli gibi atmaya başlamıştı.
“ açamadım oğlum kapıyı “
“ yürü yürü gidelim yakalanıcaz şimdi “
Ve sonra birkaç adım sesi duymuştum sonrası tamamen sessizlik. Bir kahve yapıp kendime gelmiştim ama o gün sabaha kadar gözümü kırpmamıştım. Müdire hanım beni nereye koymuştu böyle ? niyetini bilmesem benim kötülüğümü düşünüyor diyecektim ama hayır o iyi bir kadındı. Bütün çocuklara sevgisini vermeye çalışmıştı ve biraz olsun bizim kalbimizde ki açığı kapatmayı başarmıştı lakin bir annenin sıcaklığını ya da bir babanın kollarını tutmuyordu. Kendi yaralarımızı kendimiz sarmıştık. Düştük ama bir yolunu bulup yeniden kalktık ayağa. Yeri geldi kendi yaramı sarmadım. Kabuk tutmasını bekledim. izi kalacağını bilsem de buna ihtiyacım vardı. Bunu sonra on sekiz yılda çok iyi öğrenmiştim. ve şimdi de bir bilinmezliğin ortasında kalmıştım. Yine ! o adam. Kurtarmıştı kurtarmasına da ne yapacaktım yaşayıp. Evim mi vardı ? iş ? yemek ? hiçbiri yoktu. Köşede kalan paramda azalıyordu. Para bulmam gerekiyordu . bu da çalışmaktan geçiyordu . geçmesine de nerde bulacaktım bu işi ? bulacağım demişti seni. Kurtulamazmışım elinden. O günü sabırsızlıkla bekliyordum. Silahı vardı. Acaba . yok hayır ya olamaz değil mi mafya falan ? tamam dünyada her şey mevcuttu ama bunun gelip de bana çatması tamamıyle saçmalığın daniskasıydı. Masum kız ve mafya klasik ama eğlenceliydi. Bu da benim hayal gücüm işte.
Şuan da öyle bir kitap okuyordum. Yazarı iyi yazmıştı. Hayal gücünün fazla olması gerekiyordu bir kurguyu canlandırırken. Ve o bende yoktu. Kahve çekiyordu canım ama kahvem bitmişti. Hava da bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Normaldi. Eylül ayındaydık ama kahvenin bitmesi kötü olmuştu. Kitabıma baktığımda bitmek üzere olduğunu gördüm. Kitapçıya da uğramam gerekiyordu. Yapacak bir şeyim yoktu. Yağmuru severdim. Altında durdukça bedenimde ki kasları sızlattığında yaşadığımı hissederdim. Siyah , eskimiş ama hala daha iş gören botlarımı giydim. Üstüme de kahverengi yağmurluğumu giydim. Isıtmayacaktı beni ama en azından ıslanmamı engelleyecekti. Telefonumu ve içine de zulamdan aldığım bir miktar paramı koydum. Cidden bir iş bulmam gerekiyordu. Yoksa açlıktan ölecektim. Kapıdan çıktığımda kafamı yan binaya çevirdim. Bizim binanın bir kopyasıydı ama içindekiler ucuzdu. Kimseler görünmüyordu. ‘ bu iyi ‘ diye düşündüm. Giderayak musallat olmalarını istemezdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA Belası / RAFLARDA
ChickLitHayat benim elime bir ip vermişti. İlk başlarda bu ip herkesle aynıydı. Sade renkten oluşan ve aynı kalınlıkta bir ip. Büyüdükçe farklılıklar oluşmaya başladı. İp ellerimden kaydı , ve beni de beraberinde sürükledi. Rengi soldu. Daha açık tona b...