BÖLÜM-3

56 9 3
                                    

Son sözlerine bende eşlik etmiştim. Bu şarkıyı bir yerlerden hatırlıyor gibiydim. Gözümün önüne gelen bir anının beynimde oynamasına izin verdim.

-Karşımda benimle dans eden çocuğun mavi gözleri vardı. Bana bakışları o kadar yoğundu ki... Sonra bir kaç dakika atladık anıda bana bir şeyler diyordu çocuk. "Sen benim herşeyimsin Loya beni asla bırakma olur mu?" Sonra ben gülümsüyordum ve ona sarılıp kulağına fısıldıyordum "Seni çok seviyorum Cenk." -

Sonra birden şu anda ki zamana döndüm dibimde bana dikkatlice bakan mavi gözler vardı. Kafamdaki sorular çoğalırken bana bakan mavi gözlere sordum,

"Cenk?".

***

Mavi gözler yavaş yavaş benden uzaklaşırken gözümden bir yaş düştü. Çok mu sulu gözüm ne? Kaşları çatıldığında yine kızacak sandım ama bu sefer kızmadı. Elini uzatıp "Ben Uras!"dedi. Bende sanki kendimi çok tanıyormuşum gibi ona benim bildiğim adımı söyledim. " Loya!"deyip elini sıktım. Hızla elini çekip "Tanıştığıma memnun oldum Ayza!" dedi. "Ayza" ismini bastırarak. Cidden adımı dahi yanlış hatırlıyor olabilir miydim? Tebessümle ona baktım. Onun yüzünde hafif bir tebessüm yakaladığımda mutlu olmuştum. Peki ya Cenk kimdi? Hatırlayamadığım bir sevgili filan? Peki o şu an neredeydi ki? Neden yanıma gelmiyordu ki? Neden o değil de yanımda bu Uras denen herif vardı? Yanıma oturup yine gözlerini koyu yeşil duvarlara çevirdi. Derin bir iç çekti ve mavi gözlerini bana döndürdü. "Neden yaptın bunu,kolunu neden bu hale getirdin Ayza?" Gözlerimi onun mavi gözlerinden çekip aldım ve koyu yeşil duvarlara baktım. Onun gözlerini hala üzerimde hissederken cevap vermedim. Tekrar derin bir iç çektikten sonra ayağa kalktı gideceğini sezdiğimde istemsizce elini tuttum. Bu odada tek kalmak işkenceydi. Çekemiyordum artık. Mavi gözleri bana döndüğünde kocaman olan gözbebeklerini gördüm. Hızla elimi çektim ama hala gözlerimiz birbirine kenetliydi. Gözlerimi siyah parkeye yönelttiğimde ağzımdan çıkanlara engel olamadım "Burada çok bunalıyorum, içim daralıyor.". Gözlerimi tekrar onun gözlerine çevirdiğimde bana gülümsüyordu. Açık olucam bunu beklemiyordum. Gözlerim şaşkınca bakarken kirpiklerimi masum masum kırpıyordum. "Tamam seni çıkarıcam buradan." Dedi.  Kapıyı yavaşça açtı bense hala bakıyordum arkasını dönüp bana baktı ve yine gülümsedi. Kapıyı yavaşça kapattığında şoktan birkaç dakika arkasından bakakaldım. Gözlerimi koyu yeşil odada gezdirdim. Sonra siyah parkeyi inceledim biraz. Neden buradaki her şey bu kadar iç karartıcı olmak zorundaydı ki? Neden bu koyu yeşil duvarlara her baktığımda kendimi berbat hissediyordum ki?  Ellerimle yüzümü kapattım. Elbet bir şeyler hatırlayabilirdim. Hiç bir şeyi hatırlayamıyor olamazdım değil mi? Ellerimle saçlarımı sıktım, gözlerimi kapattım, düşündüm düşündüm, gözlerimi sıktım, ellerimle kollarımı sıktım, düşündüm düşündüm. Aklımda beliren tek bir şey vardı o masmavi gözler ve "Uras" adı. Neler oluyordu? Neden hiç bir şey hatırlayamıyordum. Uras bana neler olduğunu biliyor muydu? Biliyorsa neden bir şey söylemiyordu? Kapının açılması ile bakışlarımı koyu yeşil olan duvardan ayırdım. Gülerek içeri girdi "Hazırlan gidiyoruz.". Şaşkınca gözlerimi büyültüp ona bakarken gülümsemesi soldu ve ciddileşti ama sesinde hala neşeli bir ton vardı. "Pardon, yani gidebiliriz niye hazırlanısın ki hazırlanamazsın, yani neyi hazırlayacaksın tabi sende haklısın. Eee şey gidelim biz o zaman." dedi ve bütün dişlerini sergiledi. Hafifçe tebessüm edip doğruldum. Bacaklarımın acısı hala vardı ve üstüne bastıkça artıyordu. Ben yavaş yavaş kapıya doğru yürürken ilk başlarda beni izleyip yardım etmeyi düşünemeyen Uras bey hızla yanıma gelip ayaklarımın yer ile ilgili ilişkisini kesti. Beni kucağına aldığında gözlerimi o mavi şeylere kaydırdım. Düşmemek için kollarımı boynuna doladığımda bakışlarını önce kollarımda gezdirdi ardından o mavi şeylerle tekrar yüzüme baktı. Bakışları dudaklarım ve gözlerim arasında gidip gelirken hafifçe gülümsedi.

***

Kocaman evlerin olduğu bölgeye girdiğimizde gözlerimi bu harika şeylerden alamıyordum. Yolun sonundaki koyu yeşil kocaman evin önünde durduk. Ben evi incelerken kapımı açtı. Arabadan inip kocaman olan gözlerimle birlikte evi incelemeye devam ettim. "Ayza!" demesi beni kendime getirdi. Hızla arkasından koşturup kapının önüne vardım. Kapının açılmasını beklerken birbirimizi inceliyorduk. İkimizde hafif tebessümlerle birbirimize bakarken kapı açıldı. Üstündeki kıyafetten anladığım kadarıyla evin hizmetçisiydi. Biz eve girdiğimizde birden başlayan gürültü ve bağırışlar havada uçuştu. Ne olduğunu beynim algılamaya çalışırken Uras kulağıma fısıldadı " Ben heyecandan tamamen unutmuşum bugün benim doğum günümdü Sezin hanım sana yardımcı olsun hazırlan da gel."  "Heyecan?" diye sordum. Bu sefer ciddi bir yüz ifadesi ile cevap verdi "Çok fazla soru soruyorsun sorulardan nefret ederim. Cevabını verince ne değişecek ki soruyorsun?". Buna verebilecek bir cevabım yoktu. Bize kapıyı açan hizmetçi adıyla Sezin hanım beni evin üst katına çıkartıp yine koyu yeşil olan bir odaya soktu. Elime askısız mini pembe bir elbise tutuşturdu ardından da dolaptaki ayakkabılara göz attı. Bir süre sonra bilekten bağlamalı beyaz açık  bir ayakkabı ile bana döndü.Onları bir kenara bıraktıktan sonra yüzüme bir şeyler sürdü ardından da beni boyayıp odayı terk etti. Beni odada yalnız bıraktığında üstümü giyindim. Mor bacaklarla merdivenlerden aşağı indim. O kadar çok acıyorlardı ki kendimi yere bırakasım geliyordu. Dalgalı saçlarımı tek bir tarafa toplayıp gözlerimle Uras'ın o mavi şeylerini aradım. O mavi şeylerle gözüm kesiştiğinde o beni çoktan görmüştü bile. Hızlı adımlarla yanıma geldiğinde hala o mavi şeylerle bakışıyordum. Sanki kimse yoktu. Bana her şeyi unutturan o mavi şeylermiş gibime geldi. O sırada yanımıza gelen kız Uras'a sarılınca yüzüm düştü. Bu kızda kimdi?  Sonuçta hiç bir şey bilmiyordum. Acaba onun kız arkadaşı mıydı? Gülümseyerek birbirlerinden ayrıldılar. O mavi şeyler ben de olmayıp ta o kızda olan mavi gözlere aşıkmış gibi bakıyordu. İyi de bunu neden ben düşünüyorum ki? Neden içimde kırılmış, aldatılmış bir kalp varmış gibi hissediyorum? Ben hiçbir şeyi hatırlayamayan çaresiz bir kızım sonuçta. O mavi şeyler bana baksa da çaresiz bakmasa da çaresiz.

***

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~HAYATIM YALAN ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin