Haklıydı. Bu kamp gezisi hepimiz için harika olacaktı. Diğerlerine söylediğimizde onlar da kabul etti. Görevli hocamızın yanına gidip isimlerimizi yazdırdık. O da bize gezi hakkında bilgi verdi.
Gezi için şimdiye kadar yaklaşık yüz kişi ismini yazdırmıştı. Ama bu yüz kişi hep birlikte değil yirmişer kişilik gruplar halinde farklı kamp yerlerine gidecekti. Her grubun bir rehberi olacaktı. Arkadaş gruplarını ayırmaya özen göstereceklerini öğrendiğimizde çok sevindik. Bir haftalık bir kamp gezisi olacaktı ve çoğunlukla herkes istediği gibi gezebilecekti.
Aslı;
-" Bu kamp gezisi tam bize göre" dedi. Görevli hocanın odasında çıkmış koridorda yürüyorduk.-" Bence de öyle. Çok eğlenicez" dedim gülümseyerek. Gerçekten çok mutluydum. Küçükken hep izci kamplarına gitmek istemiştim ama bir türlü gidememiştim. Doğayla iç içe olmayı seviyordum. Ama en önemlisi sevdiklerimle birlikte olucaktım.
Kamp gezisi üç gün sonra olucaktı. Biz de yarın kızlarla alışverişe çıkmaya karar verdik. Sude ısrar edince hep birlikte sinemaya gittik. Film pek güzel olmasa da sonuna kadar izledik. Filmden sonra teker teker ayrıldık. Emre ile baş başa kalmıştık. AVM de boş boş gezinirken telefonum çaldı. Arayan annemdi.
-" Efendim anne"
-" Nasılsın kızım"
-" Iyiyim annecim sen nasılsın"
-" Ben de iyiyim napıyosun nerdesin?"
-" Hiç. Arkadaslarla geziyoruz. Ben seni yurda gidince arasam olur mu?"
-" Tamam olur bekliyorum aramanı"
Anlayacağınız gibi annem Emre' yi bilmiyor. Aslında fazla tepki vereceğini sanmıyorum ama bir süre daha bitmesini istemiyordum.
Emre' yle ayrılıp yurda döndüğümde annemi aradım ve uzun uzun konuştuk. Sonra da biraz kitap okuyup yattım. Çok ilginç ama aynı zamanda korkutucu bir rüya gördüm. Rüyayı anlatmadan önce şunu söylemeliyim Ben, Ali ve Sude aynı yurtta ama farklı odalarda kalıyoruz. Emre, Semih ve Mert ise hem aynı yurtta hem aynı odalarda kalıyorlar.
Rüyamda bizim ve onların bulunduğu yurtlar yıkılıyordu ve biz enkazın altında kalıyorduk. Kabul ediyorum çok korkutucu bir rüya değil ama içimi ürpertti nedense.Sabah hazırlandım ve derse gittim. Her zamanki sıkıcı derslerden sonra kızlarla buluşup alışverişe gittik. Bütün mağazaları alt üst ettik diyebilirim. Ama sonunda kendimize göre bir şeyler bulmayı başardık. Alışverişimiz bittikten sonra birer kahve içmek için bir kafeye girip oturduk.
Sude gittiği moda defilesini Aslı da izlediği bir filmi anlattı. Kahvelerimiz bitince yavaş yavaş yurda döndük. Elimizdeki poşetler bırakıp tekrar buluştuk ve her zamanki mekanımıza gittik. Erkeklerde bizi orada bekliyorlardı. Akşama kadar orada oturup sohbet ettik ve yurtlara döndük. Ben de biraz ders çalıştım. Nadir de olsa ders çalışırım evet.
Ertesi gün kamp yapılacak yerler ve gruplar liste halinde panoya asıldı. Biz tabiki aynı gruptaydık. Bizimle birlikte on dort kişi daha ve bir de Rehberiniz vardı. Onun da adı yazıyordu, Serkan Yılmaz. Onunla saat birde bahçede buluşucaktık. Diğer gruplar da kendi rehberlere buluşucaklardı. Böylece bize mutlaka getirmemiz gereken şeyleri söyleyeceklerdi. Gideceğimiz yer de yazıyordu. Adını hatırlayamadığım bir ormana gidecektik. Kamp yapmak için ideal bir yer olduğunu umarak rehberimizin yanına gittik.
Çadırları üniversitemiz karşılayacaktı. Bizde örtü, bıçak, su ve yemek gibi temel ihtiyaçlarımızı getirecektik. Bir de tuvalet kağıdı. Bunu üstüne basa basa söylemişti çünkü en çok ihtiyaç duyulan ve de en çok unutulan malzeme buymuş.
Sabah erkenden okulun önünde buluşup servisle yola çıkacaktık bir hafta sonra servis gelip bizi ordan alıcaktı. Kampüste yürümeye başladık. İçimizde en istekli olan Sude'ydi.
Sude;
-" Ya çok heyecanlıyım her şey harika olucak "Aslı
-" Evet ya bu kamp işi çok iyi oldu"-"Bence de öyle geçen sene yapamadığını dağ gezisini de telafi etmiş olduk" dedim.
Mert
-" Hayır hayır olmaz o dağ gezisini de mutlaka yapmalıyız. Hem o zaman biz bize oluruz daha rahat ederiz"Semih
-"Mert haklı dağ gezisini de yapmalıyız " dedikten sonra sessizce yürümeye devam ettik.Biz böyle bir gruptuk işte her şeyi yapmaya istekli ama az konuşan.
Böyle olmamız daha iyiydi çünkü hepimiz az da olsa sessizliği severdik.Akşama kadar orada burada gezinip durduk. Sabah erken kalkacağımız için her zamankinden erken ayrılıp yurtlara döndük. Yurda döner dönmez ilk isim sırt çantası hazırlamak oldu. Gerekli bütün malzemelerle birkaç giysi ve iç çamaşırı koydum. Zor olsa da hepsi sığdı. Ben de ılık bir duşa girdim.
Sabah biraz huzursuz uyandım çünkü yine aynı rüyayı gördüm. Bu günün özel ve güzel bir gün olduğunu kendime hatırlatıp unutmaya çalıştım ve hazırlamaya başladım. O sırada telefonum çaldı arayan Sude.
-"Efendim Sude"
-" Hiç sadece uyuya kalmayın diye hepinizi teker teker arıyorum. Geç kalma bitanem ben diğerlerini de arıycam. Öptüm " dedi neşeyle. Onun bu neşesi ve heyecanı beni gülümsetti. Aramızda bu kampı en çok isteyen oydu.
Hazırlanıp çıktım ve tam saatinde ayarlanan yere gittim. Bizimkiler de gelmişti. Herkes tamam olunca rehberimiz de geldi ve servise binip yola çıktık.
İkinci bölüm de tamam :))
Bundan sonra olaylar başlıyor.
Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI KAMP - HAYATTA KAL
Misteri / ThrillerOnlar sadece bir kamp gezisi yapacaklarını sanıyorlardı. Ama Olaylar Başlamadan Önce. Bu kamp gezisi onlar için bir ölüm oyununa dönüşecek ve bir tek amaçları var o da hayatta kalmak.