Yorgun bitkin bir hâl midir günlerdir yaşadığım? Hayatın ucunda ve ölümün kıyısında yürüyorum. Üzgün müsün? Kirpiklerinin titreyişine yaşam kaygısı mı dolaştı? Gözkapaklarında ki perdede, her gece yeşillikler arasındaki suskunluğumuz sergileniyor biliyorum. Çaresizlik diye bir duruşu var bu suskunluğun, alnının ortasından vurmuşsun. Gözlerin yorgun. Bir varolup, bir kaybolan suretim tam ortasından vursun yalnızlığını (isterdim). Acı çeksin diye değil, direnişin anlamlansın diye. Sen diye bir cümleye başlayıp ihanet itirafıyla bitirmek istemem ama tüm toprak... Cümlenin sonunda o küçük balerini asıyorum, Bach'ın bilmem hangi bestesi eşliğinde... Plağa Rodrigo'nun Gitar Konçertosu'nu koydum, idamlar ve intiharlar yerleştirdim parmak uçlarıma. Yine de her şey tükenir, son duyduğum Seyhan Hanım olsun isterdim. "Hasret"... Şimdi bu bank, şu süs havuzu iğrenç günlerin başlangıcını anımsatıyor bana. Tezer Özlü Ferid Edgü'ye bir mektubunda "Belki de ben bu gün her şeyin sonundayım diyor. Biz çok iyi iki arkadaş değiliz ama kışları uğurladığın Ege sahillerinde beni anımsa.
-Belki de ben bu gün her şeyin sonundayım-