Ben ; kendimi tanımlamanın en güzel yolu sanırım kolay güvenirdim, arkasından ağlardım, ama bağışıklık kazanmıştım. Deli doluydum eğlenceliydim. Mutlu işte.
Yeni bir yazlığa taşındık, yani yeni arkadaş aramam gerek. Yazlık komsularım ile iyi anlaşmayı ummuştum. İlk geldiğimde pınar isimli mavi saçlı kız beni çok iyi karşılamıştı.
Kafamdaki aptal düşünceleri bırakıp yatakta doğruldum ve etrafıma bakındım. Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerinde adidas yazan kırmızı göbeği açık tişörtü giydim altıma da üzerime tam oturan koyu ama çok da koyu olmayan buz mavisi şortu giydim.
Güneş kremimi önceden her yerime sürmüştüm ve saçımı 3 kez dolayarak topuz yaptım. Böyle daha sıkıydı.
Plaja indiğimde yazlıklara özel olduğu için öyle suriyeli tipli pek insan yoktu. Hatta züppeler vardı. Yolda inşallah kötü şeyler olmaz diye dua ediyordum.
En sonunda plaja geldiğimde öndeki şezlonglara doğru yürüdüm en önün bir arkası rahattı.
Tam ileriye adım attığım an yerde birşeyin zıplaması ve benim çığlık atmam bir kaç saniyede olmuştu.
"Ah karnım! Dışardan zayıf duruyorsun ama üstümden jeep geçti sanırsın"
"Ne diyorsun be! O kadar kası gösteriş için mi yaptın azıcık gücün olsa acımazdı zayıfım ben aptal!"
Öyle bir gömmüştü ki kendini normal kum gibiydi, kafasının üzerinde de şapka vardı ve sanki yere düşmüş bir şapka gibi duruyordu.
Lafımı bitirip gözümü kestirdiğim şezlonga yürürken kolumu tuttu ve benim ona dönmemi sağladı. Kaslarına laf etmemeliydim.
İçimden "Bunun da bir bedeli var biliyosun değil mi Arça?" demesini ve benim de oracıkta aklıma Halukun gelmesi ve anırmamı bekliyordum ama öfkeli bir şekilde
"Bana laf atamazsın seni ufak sürtük"
"Ben ufak değilim ! Ve ben sürtük de değilim! Seni erkek orospusu!"
"Gözlerime bak kızım"
Abi ben o gözleri yerim. Yok ya ne yicem.
"Kendine gel oğlum, ben senin bildiğin kızlara benzemem. Yine de büyüklük bende kalsın, pardon."
Bunu yaptığım için laf atmaya devam edecekti ve ben de terimin son damlasına kadar savaşacaktım. Sonra da buzlu su içerdim heralde.
"He deyip geçmiyo da büyüklük bende kalsın diyor kıza bak"
Diye fısıldadı.
Arkamı sertçe dönüp "Pardon Dedim!" diye bağırdım. Ondan uzak bir tarafa yürüyüp oranın sakinliğinde güneşlendim.
Gözlerimi açtığımda başımda duran çocuk, kumda karnına bastığım çocuktu. Ben şezlongda uyurken başımda nöbet tutumuş olmalıydı. Kavga etmiştik ama, iyi biri olabilirdi. Ayrıca yakışıklı idi ve yakamozu izlerken gözleri kızarmıştı.
"Selam, bu arada ben Arça."
"Selam ben de Çağlar. Sanırım bu sitede daha çok görüşeceğiz."
Şezlongda doğrulup oturur vaziyete geldiğimde dirseklerimi dizlerime koydum ve ellerimle yüzümü kapadım.
"Sabah tam bir rezillik çıkardım."
"Sen sabahı boşver de eğer burda bir saat daha beklersek sabah olacak, kaldırmak istemiştim."
"Gözlerin de bu yüzden kızardı zaten"
Dediğimde önümden yürümeye başladı. Evet iletişim özürlüsüyüm. Tamam. Kabul.
Yanına doğru koştukça hızlanıyordu. "Burda ölürsem sana kalırım"
Ciddenmi bakışlarıyla bana baktı ve "Gel buraya aptal" dedi. Onu sinirlendirmiş olabileceğim için çenemi kapadım. Eve gelince benı bıraktı ve kendisi de benim yanımdaki eve girdi. Yani ; yakın komşuyduk ve annemler tanışmış olabilirdi.
Ama eğer ben ; bensem şimdi herşeyi bırakıp uyurdum.