episode 5

94 15 4
                                    

Şiddetli baş ağrısıyla beraber uyanmaya çalışırken telefonuma gelen mesaj sesi odamı doldurdu.

Bilinmeyen numara: "Merhaba canım beni tanıdın mı hani şu dünki kız aslında tanısan iyi edersin çünkü artık daha fazla görüşeceğiz seninle. Bu arada Dylan bana dün gece için minettar olduğunu söyledi okulda görüşürüz :*"

Bu da neydi şimdi? Dylan'ın dediği numara bu muydu? Ve bir dakika, NE GECESİ? Bak kızım kiminle uğraştığını bilmiyorsun. Dylana söylesem mi? Yok ya onun aklı dün gecede kalmıştır. Kertenkele suratlı kız ne var ki onda. Ben kendi kendime yeni bulduğum küfürleri ederken annem odama ani bir giriş yaptı. "Günaydın kızım biz çok acil bir iş yüzünden bir ya da iki haftalığına İngiltere'ye gitmemiz gerek" Hah tam da zamanı. Neyse bende Aslılar da kalırım ne olacak. "Ben Aslılar da kalabilir miyim?" Annemden ses gelmeyince telefonuma geri döndüm. "Sorarsın olmazsa evde yalnız kal tatlım" dedi ve odamdan çıktı. Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim ve hemen mesajlarıma girdim.

Dylan:"Günaydın, okula gelecek misin?"


Gizem: ''Sanada, okula gelip gelmemem senin için önemli olmamalı hatta sen okula gelme dün gece de çok yoruldun malum.''

birkaç saniye sonra mesaj geldi

Dylan: ''Hayır yorulmadım neden bahsediyorsun, hem benim için önemli olup olmadığını bile bilmiyorsun.''

HAHAHA ARKADAŞ ALIŞKIN GALİBA!

Gizem: "Alışkınsın her halde"

Sinirle oturduğum yataktan kalktım ve dolabımdan kıyafetlerimi çıkarttım.

Dylan: "Neden bahsettiğini anlamıyorum"

Mesaja cevap vermeden üzerimi giyinmeye başladım. Salaksın kızım ne kaptırıyorsun kendini ilk günden tanımadığın bi öküze. Ama yok olur mu? İlla bir iş çıkartıcam. Mesaj sesi odamı doldururken telefonu elime alıp mesajlara girdim.

Dylan:
"Sana biri mesaj atarsa söylemeni söylemiştim Gizem. Yani rahat olabilirsin o kişi sana ne dediyse hiç birini yapmadım."

Yapmadı mı? İçimi anlayamadığım bi rahatlık kaplarken cevap verdim.

Gizem:
"Ne bileyim işte sinirlendim bende neyse ben okula gideyim okulda görüşürüz"

Masada duran tarağımı alıp saçlarımı taradıktan sonrada aynada kendime son bir kez daha baktım ve sonra odamdan dışarı çıktım. Annem ve babam bavullarını çoktan toplamışlardı bile. Onlara son bir kez sarıldıktan sonra çantamıda alıp evden çıktım.

Dylan:
"Her şeye inanma özelliklede benimle ilgili olanlara birde sinirlenmen hoşuma gitmedi değil"

Gelen mesaja sırıtırken servisin geldiğini fark ettim fakat mesaja cevap vermedim. Zaten hala numaramı kimden aldığını söylememişti gıcık. Serviste her zamanki tek kişilik yerime geçip oturdum ve kulaklıklarımı takıp Demi Lovato albümüme girdim. Bu en sevdiğimdi, sanki farklı bi Dünya'ya geçiş yapıyor gibi hissetmeme neden oluyordu. Hiç vakit kaybetmeden en sevdiğim şarkı olan Nightingale'ı açıp başımı cama yasladım. Sözleride melodisi kadar güzeldi. Ah bu kadın beni öldürüyor. Gözlerim kapalı bir şekilde cama yaslanıp uyuma taklidi yaparken biri beni dürttü. Homurdanarak o kişiye döndüğümde gözlerimi mümkün olsa yere düşecek kadar açtım. Bu dün ki kızdı. Allah kahretsin. Benim bu servisten hemen kurtulmam lazım. ''Selam'' dedi sinir edici ses tonuyla. Çakma sarışın seni. ''Ne var?'' dedim. Bana küçümser bi bakış atıp devam etti. ''Dün gece baya iyiydi'' yemin ediyorum salak bu çocuk. ''Ha öyle mi canım? O zaman şu an onun servisinde olman gerekirdi yoksa benden mi hoşlanıyorsun?'' dedim ve güzel bir kahkaha patlattım. Söylediğim şey onun kızarmasına neden olmuştu. Keyifle önüme döndüm sanırım onu halt etmiştim. İşte kızım diyorum sana uğraşma benimle.Çok geçmeden okula geldiğimizde hızlıca servisten inip okula ilerledim. Okul kapısından içeri girdiğim anda bir el koluma yapışınca kendimi o kişi'nin yanında buldum. Bu oydu. Dylan. Ah olum bu kadar yakın olmamız akıl sağlığım açısından sağlıksız. He birde kalbim. Sanırım daha hızlı atarsa yere düşecek. ''Efendim'' dedim kısık sesle. Neden kısık sesle konuşuyorsam. ''O kız neden sizin servisinizde'' sırıttım. ''Ben nerden bileyim çok işim var Aslıyı bulmam gerek bir şey soracağım, sonra görüşürüz'' dedim ve yanından kaçtım. Ama gerçekten Aslıyı bulmam gerekti. Hızlı adımlarla merdivenlerden çıktım. Dylan da peşimden geliyordu. Sınıfa girip Aslı'nın yanına gittim. Burakla çok heyecanlı bir şey konuşuyorlardı fakat Burak beni görünce Aslı'nın yanından ayrıldı. ''Aslı naber sana bir şey sormam lazım'' bu arada Dylan da yanımdaydı fakat başka bir işle uğraşıyordu. ''Sor Gizem gene ne oldu?'' diye sorlu merakla. ''Ya şey benim bir hafta kalacak yerim yok sizde kalsam olur mu?'' Aslı hemen gözlerini büyütüp sordu ''Nasıl yok gene mi kaçtın kızım sen?'' bu sefer kaçmadım ama kaçarmazmıyım bilinmez. ''Bu sefer kaçmadım, annemler iş için yurt dışına gidecekler'' dediğimde Dylan hızlıca bana doğru döndü ''Bende kalabilirsin''...

SPRING ||| o'brien Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin