episode 10

76 9 2
                                    

İkimiz de yol boyunca sessizdik. Sadece bir ara Eneslerin evini tarif etmiştim o kadar. Arabadan inip evin kapısının önünde durdum. Telefonumun melodisini duyduğumda çantamdan çıkarttım ve kim olduğuna bakmadan açtım. 


''Gizem''

''Efendim Aslı''

''Kızı neden dövdün lan?''

''Sen nerden biliyorsun?''

''Okul sitesinden''

''Oha lan ne çabuk yayılmış''

''Aynen kızım dur ben biraz daha araştırayım söylerim sana kapatıyorum''

''Tamam kendine iyi bak''

''Sende'' telefonu kapatıp çantama koydum ve zile bastım. Enes kapıyı açtığında bana bakıp gülümsedi ardından Dylan'a kaşları çatık bir biçimde bakıp bizi içeri aldı. 

''Gizem, ne oldu? İyi gözükmüyorsun'' Enes'e döndüm.

''Az önce birini öldüresiye dövdü çok sinirli'' dedi Dylan. Enes gözlerini kocaman açıp bana baktı bende geçip koltuğa oturdum.

''Nasıl yani Gizem?''

''Önemli bir şey değil Enes''

''Kim peki?''

''Önemli biri değil konuyu kapatalım, biletler nerede?'' Enes ayağa kalktı ve masadan üç bilet getirdi.

''Şey bu arada, Dylan da bizimle gelse olur mu?''

''Gelsin Gizem zaten fazladan bilet var'' gerçekten bir an hayır diyeceğini sanmadım da değil. Hemen ayağa kalktım ve biletleri elime alıp incelemeye başladım. 

''Bu gerçek dimi?''

''Evet Gizem'' dedi Enes gülümseyerek. Çığlık atmaya başladığımda Dylan yüzünü buruşturdu. Enes kahkaha atarken boynuna atladım.

''Gizem kemiklerim kırılacak''

''Ay tamam be'' dedim gülümseyerek ve boynundan ayrıldım. Dylan kaşlarını çatmış bizi izliyordu, birden ayağa kalktı. 

''Alışverişe gitmeyecek miydin sen?'' ben onu çoktan unutmuştum. 

''Ayy doğru ben onu unuttum hadi çabuk gidelim, Enes görüşürüz''


                                                                                ***


Anlayamadığım bir neden den dolayı yaklaşık yarım saattir kavga ediyorduk. Dylan durmadan bir şeyler söylüyordu.

''Dylan yeter artık. Hem ilk öpücüğümü çalıyorsun hem de bana burda salak saçma şeyler yüzünden bağırıyorsun. Sus artık!''

''İlk öpücüğün mü?''

''Evet geri zekalı''

''Ne olmuş yani?''

''Ya gavur Allah'ın gavuru sus'' Allah'ın gavuru ne gerçekten bilmiyorum. 

''Ben zaten müslüman olacağım'' kahkaha attıktan sonra ona döndüm.

''Sünnet olacaksın biliyorsun değil mi?''

''Evet tabii biliyorum ve olacağım da taktım kafama''

''Tamam Dylan tamam'' Bir araziye geldiğimizde Dylan arabayı durdurdu. Çok güzel bir yere benziyordu ve her yer yemyeşildi.

''Hadi aşağıya in'' dedi Dylan ardından arabaya indi arkasından bende indim''

''Buraya neden geldik Dylan?''

''Çünkü sana bir şey soracağım''

''Tamam sor'' bana daha da çok yaklaştı.

''Benim olsana...''



SPRING ||| o'brien Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin